Farklı yiyecekleri farklı tatlarda algılıyoruz. Peki ama örneğin portakalın tadı hepimiz için aynı mı?
Genlerimiz, yediğimiz yiyeceklerin tatlarını farklı algılamamıza sebep oluyor. Sonuçta bazılarımız makarnayı sade yiyemezken, bazılarımız makarnayı hiç sevmiyor, geri kalanlarsa nasıl olursa olsun severek yiyor. Bu konuda bir grup gen rol oynuyor. Örneğin TAS2R19 geninin farklı varyasyonlarına sahipsek acı yiyeceklerden rahatsız olmayabiliyoruz. TAS1R3 adlı gen ise tatlılara düşkünlüğümüzü belirliyor. Bazı insanlar da kolay rastlanmayan bir tat alma becerisine sahipler ve tüm yiyeceklerin tadını en yüksek seviyeden algılıyorlar. Bu durum tat reseptörlerindeki bir anomali nedeniyle oluşuyor. Eğer siz de böyle biriyseniz, en lezzetsiz yemeğin bile harika olduğunu düşünebiliyorsunuz.
Tatları koku duyusuyla birleştirerek algıladığımız da düşünülürse, farklı zamanlarda aynı yiyeceğe ait tadı başka türlü tanımlayabiliyoruz. Çünkü beynimiz o yiyeceğin tadına dair bir veri oluştururken, buna nasıl koktuğunu da ekliyor. Örneğin grip olduğumuzda kokuları almakta zorlanıyoruz ve bu da yiyeceklerin tadını algılamamızı zorlaştırıyor. Bu sırada aslında tadı aktaran kimyasallar değişime uğramamış olduğundan, tat algılayıcılarımız da değişmiyor. Değişen tek şey onun kokusunu yeterince ayırt edemiyor oluşumuz. Bir de şöyle bir gerçek var ki; eğer gerçekten çok aç isek, yediğimiz her şeyin tadı normalde olduğundan daha güzelmiş gibi geliyor.
Popular Science Türkiye arşivinden.
Güzel bir içerik olmuş.