KIC 8462852 adlı uzak bir yıldızın parlaklığı arada bir yaklaşık %20 azalıyor. Bu çok büyük bir azalma. Jüpiter kadar büyük bir gezegen bir yıldızın yanından geçtiğinde bile ışığının sadece %1’ini kapatabilir.
Bir gezegen olma ihitmalini saymazsak, bilim insanlarının “Tabby’nin Yıldızı” olarak da bilinen yıldızın ışığını kesen şeyin ne olabileceğine dair hiç bir fikri yok. Öne çıkan bir düşünce, ışığı kesen şeyin oldukça büyük bir kuyruklu yıldız ailesi olması, ama bu da duruma pek uymuyor. Gökbilimci Jason Wright, uzaylılar yıldızın enerjisini kullanmak için Güneş enerjisi toplayıcılardan oluşan bir Dyson küresi inşa etseydi bekleyeceğimiz şekilde bir ışık yayıldığını belirtiyor. Tabii bu varsayım da mükemmel değil.
Gökbilimci Bradley Schaefer, yıldızın ayrıca her yüzyıl yaklaşık %16 karardığına işaret eden kanıt bulduğunda gizem arttı. Işığın bu kadar azalması, kuyrukluyıldız olma ihtimalini düşürüyor. Yıldızı %20 karartmak için 36 dev kuyrukluyıldız gerekirken, yüzyıllık kararmayı açıklamak için 648.000 dev kuyrukluyıldıza ihtiyacımız var.
“648000 dev kuyrukluyıldızın bir yıldızın etrafında bulunmasının mümkün olabileceğini sanmıyorum,” diyor Schaefer, “ya da hepsinin, yörüngelerini geçtiğimiz yüzyılda yıldızın önünden geçecek şekilde ayarladıklarını.”
Şimdiyse yeni bir makale, Shaefer’in bulduklarının doğruluğunu sorguluyor. KIC 8462852’nin tuhaf bir yıldız olduğuna şüphe yok, ama yıldızın uzun vadede kararıp kararmadığından emin olmamız için daha çok araştırma yapmamız gerekiyor. Bilim insanları yakında başka bir makalenin de tartışmaya dahil olacağının sinyallerini veriyor.
Vanderbilt Üniversitesi’nin öncülük ettiği yeni bir çalışma ise yüzyıllık kararmanın sebebinin farklı teleskoplar kullanmamız olabileceğini belirtiyor.
İki makale de, 1890’larla 1980’ler arasında gökyüzünü görüntüleyen pek çok farklı teleskoptan alınan, Harvard’ın eski astronomi anotları inceledi. İki ekip de Tabby’nin yıldızı ve diğer yıldızların zaman içindeki parlaklıklarını ölçtü. Aradaki temel farklar analizde yatıyor.
Shaefer veri noktalarını tek bir doğruyla birleştirmesinin sonucu olarak parlaklıkta düşüş olduğunu sonucuna varsa da, Vanderbilt’in çalışması veriyi iki bölüme ayırdı.
Vanderbilt makalesinin yazarlarından Michael Lund, Harvard’ın anot koleksiyonunun 1950’lerde ve 1960’larda büyük bir değişim geçirdiğini söylüyor. Üniversite bu zamanlarda çok fazla anot almayı bırakmış. Ve veri azlığı döneminden önce birkaç teleskop koleksiyona anotlarla katkıda bulunuyorken bu dönemden sonra gelen verilerin hepsi sadece bir teleskoptan gelmiş. Popular Science’a yazdığı bir mailde Lund açıkladı:
“KIC 8462852’nin özel durumunda ışık eğrisi veri azlığı döneminden önce de sonra da oldukça düz. Böyle olunca, 1962’nini başından ve 1962’nin sonuna kadar parlayan ışığın değelendirilmesi daha başarılı oluyor. Yıldızın parlaklığı 1890’dan 1962’ye ve 1962’den 1990’lara kadar (son anotlar alındığında) değişiklik göstermiyor. Bu değerlendirme şekli aslında tüm yıldızlar için kullandığımız bir yöntem.”
Sonuçlar incelemeden geçerse, sadece 36 dev kuyrukluyıldızın geçmesi yıldızın kararma hareketini açıklamaya yetecek ve “uzaylı hipotezi” daha az cazip olacak.
Ancak Shaefer, Vanderbilt ekibinin verilerinden çok emin değil. “Hiçbir tecrübeli insanın kullanmayacağı yıldız ve ölçümleri kullandılar.” dedi bize bir mailinde. Verilerini doğrulamakta kendisinin de zorlandığını söyledi.
Yıldızı keşfedenlerden Tabetha Boyajian’a göre işin iyi tarafı, “Harvard anotları olayı inceleyebilecek durumda değilse bile, uzun vadeli kararma hipotezini terk etmeden önce bakılması gereken birkaç başka veri kümesi daha var.”
Amatör veya profesyonel birçok teleskop, KIC 8462852 yıldızı üzerinde çalışıyor ve fotometri dataları yıldızın uzun vadede kararıp kararmadığını gösterebilir. Dünya’nın dört bir yanında başka üniversitelerde, önümüzdeki yıllarda bilim insanlarının inceleyeceği başka anot arşivleri de bulunuyor.
Ne kadar çok bilim insanı bu yıldızı öğrenirse o kadar iyi. Bütün bu ışığı kapatıyorlarsa, kuyrukluyıldızların da uzaylı yapısının da ekstra kızılötesi enerji üretmesi beklenir. Ama gökbilimciler buna dair kanıt bulamıyorlar. Onlar bu durumu daha iyi açıklayan bir hipotez bulamadıkları sürece KIC 8462852 evrendeki en gizemli yıldız olarak kalacak.