Bulaşık Makinesini İcat Eden Kadının Unutulan Hikayesi

0
Genç Josephine Cochrane ve 1917'de verilen bulaşık makinesi patentinin bir versiyonu. Görüntü: ABD Patent ve Marka Bürosu

Yaldızlı Çağ sosyetesinden Josephine Cochrane, bulaşık yıkama şeklimizi dönüştürmüştü.

1893 yılında Şikago altı ay boyunca çalkalanmıştı. 27 milyondan fazla kişi, yüzyılın etkinliği için hızla büyüyen bu mega kente akın etmişti: Dünya Kolombiya Fuarı veya diğer adıyla Dünya Fuarı için. Fuarın belki de en öncü sergisi; çırçır makinesi, fonograf ve telgraf gibi Amerikan icatlarının sergilendiği Makine Holü’ydü. Fakat daha yakın tarihli bir icat, çok daha büyük kalabalığa sebep oluyordu: Devasa holde bir kadın tarafından icat edilen tek makine olan Garis-Cochran Bulaşık Makinesi. Makinenin tabak raflarına 200’den fazla kirli tabak yüklenebiliyor ve bunlar daha sonra etrafında kasnak ve dişlilerin yer aldığı bir kutunun içerisine aktarılıyordu. İki dakika sonra tabaklar ışıldayan bir şekilde çıkıyordu. Bu garip alet sadece bir teşhir ürünü de değildi: Fuardaki pek çok restoran, her gün on binlerce tabağı temizlemek için onu kullanıyordu.

1893 yılında Şikago, Illinois’daki Dünya Kolombiya Fuarı’nda sıra sütunları görünen ve Mekanik Sanatlar Sarayı şeklinde de adlandırılan Makine Holü. Görüntü: Bilim ve Endüstri Müzesi, Şikago/ Getty Images

Hatta icat, “kendi iş kolundaki en iyi mekanik tertibat, dayanıklılık ve uyarlama” ödülü bile kazanmıştı. Sosyetik bir simadan mucide dönüşen Josephine Garis Cochran için çığır açan bir andı bu; günümüzde her yerde bulunan bu mutfak eşyasının gidişatında devrim yaratan bir an.

Kızlık soyadı Garis olan Cochran, 1839 Mart’ının serin bir gününde ABD’nin Ohio eyaletinin Ashtabula ilçesinde doğmuştu. İcat etmenin onun kanında olduğu söylenebilirdi: Büyük büyük babası ilk vapur patentlerinden birini alırken, babası da Ohio ve Indiana’da birkaç değirmen işleten bir inşaat mühendisiydi. Cochran’a ait bir bölümün de yer aldığı Amerikan Ulusal Mucitler Listesi’ndeki Kadınlar kitabını kaleme alan yazarlardan mühendis Lauren Busch, “Önde gelen bir ailedendi” diyor.

Cochran, annesi öldükten sonra ablasıyla birlikte William Cochran ile tanıştığı Illinois’e taşındı. Busch, William’ın “bir süre kendini bulamamış” girişken bir maceraperest olduğunu söylüyor. Çift tanışmadan önce William madencilik, öğretmenlik, demiryolu işleri ve hatta patates ekme işi yapmayı denediği Kaliforniya Altın Hücumu’nda çalışmış. Başarıyı ise sonunda bir manifatura işi yaptığı Illinois’da bulmuş.

1858’de, 19 yaşındaki Josephine kendisinden dokuz yaş büyük William ile evlenmiş. Josephine, başarılı bir iş adamının karısı olarak zamanını boş boş geçiriyormuş. Evlendikten sonraki soyadını “Cochrane” şeklinde söylemeye başlamış çünkü kulağa daha Avrupai ve entelektüel geldiğini düşünüyormuş. “Bu epey radikal bir şeydi çünkü kocası bunu yapmamıştı” diyor Busch. “Bu durum, açıkça kendi fikirleri olduğunu ve kocasından bir miktar bağımsız olma anlayışının bulunduğunu göstermişti.”

Illinois’in Shelbyville şehrindeki büyük bir eve taşınan çiftin burada birkaç hizmetçisi olmuştu ve Josephine’nin 17’nci yüzyıldan kalma zilli enstrümanını kullanarak komşularını sık sık eğlendiriyorlardı. Fakat Busch, “enstrümanın [hizmetçiler tarafından] yıkandığında sürekli kırılmasından mutsuz olduğunu ve bu yüzden onu kendi yıkamaya karar verdiğini”, ancak “sonrasında ona kendisinin de zarar verdiğini” söylüyor. Bu işi otomatik hale getirmenin bir yolu olması gerektiğini düşünmüş ve “Eğer kimse bir bulaşık makinesi icat etmezse ben yapacağım” diye ant içmiş.

Fakat Cochran’lar için her şey göründüğü kadar güzel değilmiş. “Evliliğin mutlu bir evlilik olduğunu düşünmek zordu” diyor Bucsh. William öfkeli bir alkolikmiş ve “bir çocukları ölmüş; herhangi bir evlilik için zor bir durum”.

Ardından William, 1883 yılında aniden vefat etmiş ve Josephine, ailenin finansal durumunun düşündüğünden çok uzak olduğunu öğrenmiş: William, onu sadece 1.500 dolar ve artan borçlarla baş başa bırakmış. Cochran, sınırlı seçenekleriyle birlikte tüm gayretini bulaşık makinesini geliştirmeye vermiş.

Çizimlerinden bir prototip yapabilecek birini bulması gerekiyormuş ve sonunda tamirci George Butters’ı tutmuş. “Çok başarılı bir çalışma ilişkileri vardı çünkü Butters onu ciddiye alıyordu ve kendisinin, Cochran’ın fikirlerini uygulamak için orada olduğunu biliyordu” diyor Busch. İkili beraber Cochran’ın kulübesinde çalışır ve Butters kulübeye arka taraftan girer. Busch Cochran’ın, “insanların Butters’ı evine sürekli gelirken görmesinden ve bunun kendi itibarına zarar vermesinden endişe duyduğunu” söylüyor.

Cochran’ın bir “tabak yıkama makinesi” için aldığı 355, 130 no’lu ABD patenti. Görüntü: ABD Patent ve Marka Bürosu

1886 Noel’inden sadece birkaç gün sonra Cochran’a, “Tabak Yıkama Makinesi” için 355,139 no’lu ABD patenti verilmiş. Makine kendi tipinde ilk değilse de; Cochran’ın cihazı tabakları temizlemek için ovalayıcılar yerine su basıncı kullanıyordu. Bulaşık makinelerinin hâlâ faydalandığı devrimsel bir fikir bu.

Cochran hep makinesinin, genelde kadınlara düşen bulaşık yıkama işinin yükünü hafifleteceğini ümit etmiş. Fakat cihaz iç piyasa için fazla pahalıymış. Cochran sonraları verdiği bir röportajda “Mutfak için 75$ veya 100$ tutan bir şey almaya gelince, bir kadın o parayla yapabileceği tüm diğer şeyleri düşünmeye başlıyor. Bulaşık yıkamayı sevmiyor; hangi kadın sever ki? Fakat zamanının ve rahatının paraya değeceğini düşünmeyi öğrenmemiş. Bunun dışında, ev için nispeten büyük meblağlar harcamak söz konusu olduğunda karar merci kendisi değil.”

Cochran bunun yerine otellere ve lokantalara yönelerek, ilk satışını 1887 yılında Şikago’daki Palmer House Otel’ine yapmış. Cochran, fikrini erkek otel yöneticilerine sunmanın ne kadar göz korkutucu olduğunu şu sözlerle anımsıyor: “O günlerde bir kadının bir otel lobisinden tek başına geçmesinin neye benzediğini hayal edemezsiniz… Kocam ya da babam olmadan herhangi bir yere gitmemiştim hiç. Lobi bir kilometre uzunluğunda gelmişti gözüme. Attığım her adımda bayılacağımı düşünmüştüm ama böyle olmadı ve ödül olarak 800$’lık bir sipariş aldım.”

1910’ların sonları veya 1920’lerin başlarında, Illinois, Şikago, 17 E. Monroe Sokak’taki Palmer House otelinin dış görünümü. Fotoğraf: Şikago Tarih Müzesi/Getty Images

Cochran, birkaç erkek sermayedar ile birlikte Garis-Cochran Tabak Yıkama Şirketini kurduktan kısa süre sonra büyük atılımını 1893 Şikago Dünya Fuarı’nda yaptı. Busch, fuarda “büyük ilgi çektiğini” ve bunun da hiç olmadığı kadar siparişe dönüştüğünü söylüyor. Lokanta ve otellere ek olarak, hastaneler de bulaşık makinesini almaya başlamış.

1898 civarında Cochran nihayet bulaşık makinelerinin üretimini kurum içine taşımayı başarmış ve işletmeyi Crescent Bulaşık Makinesi Şirketi şeklinde yeniden adlandırmış. Kendi fabrikasını açtıktan sonra, Butters’dan ustabaşına terfi etmiş. Şirketi buradan itibaren büyümeye devam ederek, çamaşır makinelerini Alaska’dan Meksika’ya kadar çeşitli yerlerdeki müşterilere satmış.

Cochran 3 Ağustos 1913’te, Şikago’daki evinde 74 yaşında vefat etmiş. On üç yıl sonra Hobart İmalat Şirketi, Cochran’ın Crescent Bulaşık Makinesi Şirketini bünyesine katmış ve Cochran’ın esas patentine dayalı olarak KitchenAid bulaşık makinelerini üretmeye başlamış. Son olarak 1986 yılında Whirlpool Şirketi KitchenAid’i satın almış. Busch, Cochran’ın ilk bulaşık makinesi ile modern makineler arasındaki bu “kesintisiz zaman çizgisini” fark etmenin şaşırtıcı olduğunu söylüyor.

Cochran ölümünden kısa süre önce verdiği bir röportajda, “Bugün bildiklerimi bulaşık makinesini satışa çıkarmaya başladığım zaman bilseydim, başlama cesaretini hiç gösteremezdim” diyor. “Ancak o zaman çok harika bir tecrübeyi kaçırmış olurdum.”

Yazar: Sarah Duran/Popular Science. Çeviren: Ozan Zaloğlu.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz