Vücuttaki bakterileri yiyen bağışıklık hücreleri, bir zamanlar düşünüldüğü gibi onları özel bölümlere tıkıştırmıyor. Anschutz – Colorado Üniversitesi Tıp Kampüsünde çalışan bilim insanlarının yeni çalışmasına göre bu hücreler, bakterileri protein yapan, enerji üreten ve hücreleri canlı tutan önemli besinlere dönüştürüyorlar.
Colorado Tıp Fakültesinde biyokimya ve moleküler genetik profesörü eş kıdemli makale yazarı Angelo D’Alessandro, “Bizler yediğimiz şeyleriz” diyor. “Yediğimiz şeyler bizim bileşimimizi değiştiriyor ve bağışıklık hücreleri bakterileri yediğinde aynısı onlara da oluyor.”
Çalışma iki hafta önce Nature bülteninde yayımlandı.
Araştırmacılar ayrıca makrofaj adıyla bilinen bu hücreler canlı bakterileri yediklerinde, bir iltihaplanma tepkisinin de tetiklendiğini keşfetmişler. Fakat cansız bakterileri yedikleri zaman bu tepki oluşmamış.
“Fagositik hücreler cansız bakterileri yediklerinde, geri dönüştürdükleri ufak moleküllerin bir kısmı onlara iltihaplanma başlatmamalarını ve her şeyin iyi olacağını söylüyor” diyor D’Alessandro. “Fakat canlı bakterileri yediklerinde, bu sinyal orada olmuyor ve pek çok hastalığa yön veren iltihaplanmayı başlatabiliyor.”
Bilim insanları bu bağışıklık hücrelerinin işleyişlerini derinden inceleyerek, iltihaplanmayı açıp kapatan ‘anahtarları’ daha iyi anlamayı hedeflemişler. mTORC1 şeklinde adlandırılan önemli bir protein kompleksinin, makrofajların tükettikleri bakterilerde yer alan besinleri kullanma şekillerini düzenlediğini keşfetmişler. Araştırmacılar ayrıca ölü bakterilerin cAMP şeklinde bilinen bir molekül içerdiğini ve bu molekülün bağışıklık hücrelerine bakterinin öldüğünü, dolayısıyla metabolizmalarını ayarlayıp iltihaplanmayı daha iyi kontrol edebileceklerini söylüyor olabileceğini de keşfetmiş.
Kronik iltihaplanma kanserden uzun COVID’e, kronik tükenmişlik sendromu ve zona hastalığına kadar her şeye yön verebiliyor. Bulgular, bilim insanları ve hekimlerin bu yanıtı daha iyi kontrol etmek üzere çeşitli terapiler geliştirmesine yardımcı olabilir.
“Önümüzdeki 10 yıl boyunca antibiyotiğe daha dirençli bakteri türleriyle uğraşıyor olacağız” diyor D’Alessandro. “Doğada evrimleşen frenlerin bulunduğunu anlamak, koşullara göre bu yanıtı ortadan kaldırmamıza ya da artırmamıza yardımcı olacak.”
Makalenin eş yazarları arasında Anschutz – Colorado Üniversitesinden Yardımcı Prof. Julie A. Reisz Haines, Almanya’daki Charité-Berlin Tıp Üniversitesinde çalışan Parnika Mukherjee ile Fransa’daki Bordeaux Üniversitesinde çalışan Dr. Juliette Lesbats ile Dr. Johan Garaude bulunuyor.
Yazar: David Kelly/Anschutz – Colorado Üniversitesi Tıp Kampüsü. Çeviren: Ozan Zaloğlu.