İlaçlar İsimlerini Nasıl Alıyor?

0
Bir ilaca isim vermek yıllar sürebilir. Görüntü: MirageC/Getty Images

İpucu: Her şey sondaki eklerde bitiyor.

Elimize ne zaman bir ilaç alsak, kutusunun üzerine isminin basılmış olduğunu görürüz: Örneğin fluoksetin, alprazolam, sertralin veya sildenafil. Peki bu isimlerin nasıl geliştirildiğini hiç merak ettiniz mi? Bir ilacın ne şekilde adlandırılacağını belirlemek, bilimsel isimlendirme protokolleriyle pazarlama ve yasal düzenleme konularını birleştiren özenli bir süreç.

İlaçlar iki isimlendirme sürecinden geçiyor: Bunlardan biri genel (tescilsiz) versiyon ve diğeri de marka (tescilli) ismi için.

Genel isimler, tutarlılık, anlaşılırlık ve güvenliğin temin edilmesi amacıyla ABD Kabul Edilen İsimler (USAN) Konseyi, Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) ya da Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) gibi uluslararası organizasyonlar tarafından atanıyor. İlaç isimlerinde ilacın etken bileşeni, kimyasal bileşimi ya da tedavideki etkisini tanımlayan katı ilkelere uyuluyor. İlaç üreticisi, sürecin bu kısmına katılmıyor ve dolayısıyla isim sadece ilacın kimyasal yapısına dayalı kalıyor ve dünya genelinde reçete yazan kişilerin, bir ilaçla ilgili kafa karışıklığı olmaksızın iletişim kurmasına olanak sağlıyor.

Kolesterolü düşüren bir ilaç sınıfını gösteren -statin ekiyle biten ilaçları ele alalım.

Johns Hopkins Üniversitesi Bloomberg Halk Sağlığı Fakültesinde çalışan yardımcı sağlık politikası profesörü Dr. Mariana Socal şöyle açıklıyor: “Hastanız gelir ve ‘atorvastatin’ kullanıyorum’ derse, ilacın kendisini duymamış olabilirsiniz fakat sadece -statin ile biten tescilsiz ismi gördüğünüz zaman bunun kolesterol düşüren bir ilaç olduğunu hemen anlayabilirsiniz.”

“O ilaç ailesini çok net bir şekilde aktarıyor” diye devam ediyor Socal. “Ayrıca bu bence düzenleme sistemimizin gösterdiği çok inanılmaz bir başarı.”

İlaçların organik yaşamdan elde edildiği ve enjeksiyon ya da infüzyon olma eğilimi gösterdiği biyolojik ürünlerde farklı bir adlandırma sistemi var. Tescilli olmayan bir isim, ayırt edici fakat rastgele bir ekle birleştirilip ilaçların birbirinden ayrılmasına yardımcı oluyor. Bu farklılık, ilaç hatalarını önlemek ve yan etkili ilaçların belirlenmesi ile diğer pazarlama sonrası gözlemlere yardımcı olmak üzere geliştirilmiş.

Genel isimler genellikle ilaçların kimyasal bileşimlerine göre belirlenirken, marka isimleri ilacın hatırlanabilir, pazarlanabilir ve yasal açıdan rakiplerinden farklı olması için seçiliyor. Bu yüzden Prozac, Viagra, Xanax ve Zoloft gibi ilaçların kolay anımsanan marka isimleri daha tanıdık gelebilir.

Bir ilacın marka ismini geliştirmek de aynı derece zor ama biraz daha ilginç. Şirket akılda kalan, ayırt edici ve kolay söylenen bir isim geliştirir. ABD’de bu isim, mevcut ilaç isimlerine fazla benzemediğinden emin olmak amacıyla FDA’ya ibraz edilir. Eğer benzerse, isim düzeltilir ve böylelikle kafa karışıklığına ya da okunuş problemlerine yol açma ihtimali azaltılır.

Virginia Commonwealth Üniversitesinde çalışan ilaç tedavisi profesörü David Holdford şöyle açıklıyor: “Bu süreç yıllar alabilir çünkü “FDA çok titiz. Çok derinlemesine bir analiz yürütüyorlar.” Bunların içerisinde, A/B testi ve ilacın marka isminin müşterilerde nasıl yankı uyandırdığını değerlendirmek üzere farklı dil ile kültürlerde yapılan diğer tüketici araştırma yöntemleri bulunuyor. Ayrıca istenmeyen olumsuz anlamlar meydana getirmediğinden emin olunmaya çalışılıyor.

Bir ilaca, tıp profesyonellerinin ilacın fonksiyonunu kılavuza danışmadan kolayca söyleyebilmesini sağlayacak şekilde isim vermek, markalaştırma başarısının bir işaretidir. Fakat bazen tescilli bir isim çok yaygın hale gelebilir ve markanın kendisi için bir ticari marka sorununa dönüşebilir; genelleşen ticari marka şeklinde bilinen iki ucu keskin bir değnektir bu. Selpak ile peçeteler ya da asetaminofen ile Tylenol’u düşünün; bu durum pazar payını ve marka farkındalığını artırabilse de değerli bir ticari markayı korumak isteyen şirketin başına bela olabilir.

İlaç şirketleri, FDA’nın kabul edebileceği ve kendi ürünlerini piyasada farklı hale getiren bir isim geliştirmek için sık sık Interbrand gibi bir marka danışma ajansıyla çalışırlar. Bir diğer amaç da genel ilaçlar ile fazla eşanlamlı hale gelmekten kaçınmaktır.

“Kullanıcılarda yankı uyandırabilecek ve böylelikle ilacın talep ve pazar payı elde etmesine yardımcı olabilecek denli stratejik bir şekilde pazarlanabilen, yüksek ölçüde ayırt edilebilir ve tanınabilir bir isim bulmak, ilaç üreticisinin yararınadır” diyor Socal.

Yazar: Julia Craven/Popular Science. Çeviren: Ozan Zaloğlu.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz