![subway-robot-china-711[1]](https://popsci.com.tr/wp-content/uploads/2025/07/subway-robot-china-7111-696x437.png)
Bodur robotlar yapay zekayla tespit edilen lojistik algoritmalarını kullanarak en uygun güzergâhları planlıyor.
Çin’in Şenzen şehrinde metroya binenler, yakında tıknaz, abur cubur taşıyan bir teslimat robotu filosuna yer vermek zorunda kalabilir.
Bu haftanın başlarında üç düzineyi aşkın otonom ve dört tekerlekli robot, aktif metro trenlerine binip indi ve nihayetinde birkaç 7-Eleven dükkanına paket ulaştırdı. Yapılan bu tanıtım gösterisi sadece bir ön test olsa da ve iş çıkışı saatleri dışında gerçekleşse de; metroya binen robotların ardındaki firma yakında 100 kadar 7-Eleven konumunda raf dizmeye yardımcı olabileceklerini düşünüyor. Söz konusu girişim, Çin ve diğer ülkelerde halk içerisinde çalışan teslimat robotlarının var olmasını normalleştirmeye yönelik geniş kapsamlı bir çalışmanın parçasını oluşturuyor.
İlk olarak South China Morning Post gazetesinin haber yaptığı bu test çalışmasında, Şenzen metrosunun kısmi pay sahibi olduğu Çin’in büyük firmalarından Vanke’nin bir iştirakinin geliştirdiği 41 robot yer almış. Şirketin paylaştığı videolu bir tanıtımda, kabaca bir metre uzunluğundaki bodur robotların bir metro durağında sıraya girdiği görülüyor. Vagona binmeden önce insan yolcuların çıkmasını bekliyorlar. Varış durağına ulaştıklarında, robotlar vagondan iniyor ve kendilerini uzaktan devreye sokulan bir asansöre sürüyorlar.
Çıktıktan sonra her robot bir vitrin önüne geliyor ve burada insan bir çalışan, kutu benzeri gövdesinin kilidini açıp içindeki ürünleri alıyor. Bu vakada ise videoda bir çalışanın çay kolisi gibi görünen bir şeyi indirdiği görülüyor. Her robot ayrıca çizgi film benzeri gözler ve gülümsemelerle parlayan LED ekranlı bir “yüz” taşıyor.
Vanke, robotlarının tüm bunları robotik ve yapay zeka planlamasından oluşan bir kombinasyon kullanarak gerçekleştirdiğini söylüyor. Makineler, etraflarındaki dünyayı “görmeleri” için panoramik lidar (sürücüsüz arabalarda kullanılan teknolojiye benzer) ile donatılmış. Vanke’nin bir “iskelete ve motor sinirlere” benzettiği özel tasarlanmış bir şasi sistemi, robotların metro vagonlarına veya asansörlerine binerken özerk ayarlamalar yapmalarını sağlıyor. Bütün teslimat süreci, zamanlamayı idare eden ve en uygun teslimat güzergâhlarını belirleyen yapay zeka tabanlı bir sevk sistemiyle yönetiliyor. Bu planlama sisteminde teslimat gereksinimleri, kargo tipi ve metro kapasitesi gibi birden çok değişken hesaba katılarak en verimli güzergâhlar geliştiriliyor.
Vanke tüm bunların, metro sistemlerindeki dükkanların normalde yer üstünde çalışan ve sınırlı park etme ya da sıkışıklık yüzünden gecikmelerle karşı karşıya kalan lojistiği basitleştirmek ve hızlandırmak için devreye sokulduğunu iddia ediyor. Şenzen’in devasa bir metro sistemi var. Megaşehir boyunca dağılmış 300’den fazla istasyon bulunuyor ve bunların pek çoğu kendine ait dükkan ve bakkallara sahip.

Yapılan denemeye katılan bir bakkal dükkanı sahibinin, tercüme edilen bir açıklamada şöyle aktardığı söyleniyor: “Geçmişte dükkanlardaki ürünler metro istasyonlarına sadece yer üzerinden taşınabilirdi. Yer üzerinde park yeri bulmak zor olmakla kalmıyor, yer üzerinden dükkana ürün taşıma sürecinde de sık sık sabah saatlerindeki yoğunlukla karşılaşılıyordu ve teslimat süreleri uzayıp işgücü maliyetleri artıyordu.
7-Eleven Popular Science‘ın yorum talebine hemen yanıt vermedi.
Robotlar insanlar ile giderek daha fazla alan paylaşıyor
Metroya binen bu robotlar, Şenzen’in Fiziksel Zeki Robot Eylem Planı şeklinde adlandırılan ve 2027 itibarıyla robotiğin birden fazla endüstride daha hızlı benimsenmesini amaçlayan şehir çapındaki bir girişimin parçasını oluşturuyor. Daha geniş kapsamda ise Çin hükümeti son yıllarda kamusal alanlardaki robot mevcudiyetini normalleştirmeye çalışıyordu. Nisan ayında iki ayak üzerinde giden yaklaşık 20 robot, dünyanın ilk “insansı robot yarı maratonu” şeklinde isimlendirilen bir etkinlikte insanlarla birlikte yarıştı. (Makinelerden sadece dört tanesi yarışı tamamladı; çoğu devrildi, yoldan çıktı veya duman çıkarıp bozuldu.) Daha da yakın bir tarihte ise Çinli robotik firması Unitree, dünyanın insansı robotlar arasında gerçekleştirilen ilk boks turnuvası olduğunu iddia ettiği bir etkinliği canlı yayınlamıştı.
Robotların ABD’de halka açık alanlara takdim edilmesini amaçlayan benzer girişimler ise genelde pek muhteşem karşılanmamıştı. New York Polis Departmanı, geçtiğimiz yıl metro istasyonlarında devriye gezen yumurta şeklindeki bir güvenlik robotunu yolculardan ve mahremiyet savunucularından gelen tepkiler üzerine resmi olarak emekliye ayırmıştı. Starship gibi şirketlerin daha ufak boyutlu gıda teslimat robotları, halihazırda ülke çapındaki 39 kadar üniversitede aç öğrencilere yiyecek götürüyor. Fakat bazı robotlar kaybolması, hendeklere düşmesi ve karşıdan karşıya geçmekte zorlanmasıyla konuşlandırma işi sekteye uğradı. Amazon’un ise günün birinde minibüslerden fırlayıp paket götürmeleri için yapay zekayla eğitilen robotlar geliştirdiği söyleniyor.
Fakat hitchBOT’un zamansız intikalı (Philadelphia’daki vandalların kafasını kopardığı, otostop çeken bir robot) bir şey gösteriyorsa, o da insanların halka açık alanlarda insansı makinelerle nasıl beraber yaşayacaklarını öğrenmeleri için halen biraz daha zamana ihtiyacı olduğudur.
Yazar: Mack DeGeurin/Popular Science. Çeviren: Ozan Zaloğlu.