![Weather-is-a-weapon-world-war-2-weather-censorsing[1]](https://popsci.com.tr/wp-content/uploads/2025/09/Weather-is-a-weapon-world-war-2-weather-censorsing1-696x391.jpg)
Yağmurdan geciken beyzbol oyunları bile açıklanmamıştı.
Birleşik Devletler’deki WREC radyo istasyonunun Memphis şehir merkezindeki stüdyolarından Merkezi Savaş Saati 06.57’de bir çağrı gelmişti: Şehrin güneyi ve batısında acilen doktor ve hemşirelere ihtiyaç vardı. Hepsi buydu. Devam eden tehdide rağmen, istasyonun sağlamasına izin verilen bütün bilgi buydu.
Üç saat önce, Mississippi’nin kuzeyindeki koyu fırtına bulutları Berclair kasabasının yakınında zemine güçlü bir huni biçiminde uzanmış ve 200 metre kadar bir tahribat güzergâhı açmıştı. WREC’in gizemli mesajını gönderdiği sırada, sekiz hortum daha Memphis’in 150 kilometre çapında mahalleleri, fabrikaları, ormanları ve tarlaları yarıp geçiyordu. Bu ölümcül kasırga, 16 Mart 1942 gecesi saat 21.30’a değin Illinois’ten Alabama’ya kadar Birleşik Devletler’in ortası ve kuzeyini harap etmeye devam edecekti.
Vaşington’daki Birleşik Devletler Sansür Bürosu, yaklaşık 22.55’te Tennessee radyo istasyonuna çıkan kasırgalarla ilgili halkı bilgilendirme izni verdi. 1940’larda federal hükümet, neredeyse iki yıl boyunca bunun gibi hava durumu raporlarında sıkı bir kontrol uygulamıştı. 2. Dünya Savaşı’nda uygulanan bu tedbir, Tennessee’deki o karanlık Mart gecesi de dahil ülkede beklenmedik tahribatlara sebep olmuştu.
Hava durumu sansürü başlarken
Birkaç ay önce, 18 Kasım 1941’de, ülkenin Yukarı Orta Batı kısmı neredeyse hiç hava durumunun olmadığı bir sabaha uyanmıştı. Birleşik Devletler, Japonya ve Almanya ile yeni savaşa girmiş ve meteoroloji verileri birden askeri nitelikli hale gelmişti. Michigan Gölü kıyıları boyunca uzanan Birleşik Devletler Hava Durumu Bürosuna bağlı saha daireleri, tahminleri perdeleyen ilk yerlerden biriydi ve halkın artık barometrik basınç okumalarına, rüzgar hızı ve yönünün detaylarına ve göl üzerindeki fırtına hareketi gözlemlerine ulaşmasına izin vermiyorlardı. ABD Hava Durumu Bürosu, Michigan’ın Muskegon kasabasında o günün sadece “makul ve serin” olacağını söylemişti. Şikago’da ise Ticaret Panosu’nun simge haline gelmiş o hava durumu haritası yerini boşluğa bırakmıştı.
Yeni kurulan Sansür Bürosu bir ay kadar sonra Amerikan basını ve yayıncıları için “Savaş Zamanı Uygulamaları İlkeleri”ni çıkardığında, kısaltılmış hava durumu tahminlerine bile pek rastlanılmamaya başlanmıştı. Teknik olarak gönüllülük esasına dayanan ama titiz şekilde denetlenen bu kurallar, gazeteleri resmi Hava Durumu Bürosu tahminlerini yayımlamak ve sonrasında kurum üssünün sadece 200 km çapındaki alanlar için bilgi vermek üzere sınırlandırmıştı. Günlük sıcaklıklar tek seferde sadece 20 şehir için çıkarılıyor ve radyo istasyonları sadece yetki verildiğinde bilgi yayımlayabiliyordu. Haziran ayında yayımlanan ilkelerde daha da netliğe kavuşturulan bu durum ile radyo spikerleri, “tahminler, özetler, tekrarlar ya da hava koşullarının herhangi bir detayı da dahil her türlü hava durumu verisini” yayımlamaktan alıkonulmuştu. Ordu kuralları Batı Kıyısı’nda daha da katıydı ve gazetelerin yerel hava durumunu tarif etmeden önce 24 saat beklemesi gerekiyordu.
Sansür Bürosu, ülkenin gazetelerinde şöyle uyarıyordu: “El Paso’da birkaç damla yağmur, Kansas şehrinde yüksek rüzgarlar ve Detroit’deki bir kar yağışı, düşman gemilerine kıyının hangi kesimlerinde hava durumunun bir iki gün sonra sert geçeceğini veya sisli olacağını gösterir.”

2. Dünya Savaşı sırasında hava durumunun haber yapılmasını kısıtlayan tek ülke ABD değildi fakat söz konusu fikir, savaşın ilk günlerindeki vatanperver “Gevşek Ağızlar Düşer Uçaklar” kültüründe bile pek çoklarına saçma görünmüştü. Hava Durumu Bürosunda çalışanlardan biri, muhabirlerden birine “Havayı sansürleyemezsin” diyerek mevcut durumla alay ediyordu. “Havayı durdurmak mümkün değil.”
Dediği gibi olmuştu ve uygulama gülünç, zahmetli, pahalı ve yıkıcı sonuçlar meydana getirmişti.
Hava durumunu sansürlemenin maliyetleri
Şubat ayında meydana gelen ani soğuklar Michigan’ın kuzeyinde meyve yetiştiren çiftçileri beklenmedik bir anda yakalamış, ağaç dalları katman katman buz kesmiş ve fundalıklar harap olmuştu. Bu esnada Florida’nın Gold Coast bölgesinde halk, gazetelerin kış ortasında havaların ılıyacağını hatırlatan gündelik haberler olmadan turizmin azalacağından endişeleniyordu.
Belli tahliller yapmak için Hava Durumu Bürosunun atmosfer basıncı okumalarına bel bağlayan ülke çapındaki doktorlara, kendilerine barometre almaları tavsiye edilmişti. Beyzbol spikerleri, oyunların ertelendiğini nasıl açıklayacaklarını bilemiyordu. First Lady Eleanor Roosevelt bile hava durumundan şikayet ettiği için Sansür Bürosu tarafından “sert bir mektup”la uyarılmıştı: Gazetedeki Bir Günüm başlıklı köşesinde, “Dünkü sağanaklar arasında hepimiz biraz egzersiz yaptık, biraz yüzdük” yazmıştı. “Bu sabah uyandığımda gökyüzünde bulutlar vardı, gün bitmeden Güneş’i görüp göremeyeceğimi merak etmiştim.”
Hava Durumu Bürosuna duyulan güven kaybolurken
Amerikalıların gündelik yaşamları, modern hava tahmininin 1870’lerde ortaya çıkışından o yana havayı tahmin etme kabiliyeti etrafında dönüyordu. Rutgers Üniversitesinde çalışan ve İleriye Bakarken: Modern Amerika’da Tahmin ve Belirsizlik kitabının yazarı olan Jamie Pietruska, Hava Durumu Bürosunun bilime dayalı hava tahminini “ücretsiz kamu hizmeti” olarak başarıyla tesis ettiğini söylüyor. 1870’de ordunun bir parçası şeklinde kurulan ve 1891’de sivil bir kurum olarak yeniden yapılandırılan Hava Durumu Bürosu, günümüzde ABD Ulusal Hava Durumu Servisi adıyla faaliyet gösteriyor. Dönemin gündelik bilgilere ve yaygın ortak halk kültürüne dayanan popüler külliyatından bahseden Pietruska, “Hava Durumu Bürosunun Amerikan halkına ABD federal hükümetinin doğru ve güvenilir kısa dönemli hava tahminleri üretebildiği fikrini satması için çok çalışması gerekmişti çünkü insanların zaten almanakları vardı” diyor. “Kısa vadeli hava durumu tahmininin ekonomik ve sosyal yönden önemi hemen belli olmamıştı.”
Fakat 1942’de, almanakta hava tahminleri vardı (sansür bürosunun erişimi bu gibi “hava durumu göstergelerine” kadar uzanmamıştı) ama radyoda yoktu. Oluşan bu boşlukta amatör tahmin araçları Popular Science dergisinin sayfalarında yer bulmuştu. Hava Durumu Bürosunun susturmak için çok uğraştığı bilim dışı “hava durumu kahinleri” de 20’nci yüzyılın başında yeniden ortaya çıkmış, kocakarı hikayelerine ya da çok saf kitlelere dayanan tahminler sunuyordu.

Büro bu baskılayıcı tahmin ihtiyaçlarından bazılarını ele almaya çalışmıştı. Örneğin güvenilir tarım firmaları doğrudan devletten hava durumu verisini talep edebiliyordu, tabi bilgiyi aktarmanın bedelini ödemeye niyetleri var idiyse. Yine de Hava Durumu Bürosuna dönük güven altüst olmuştu. Sezon sonuna doğru çıkan bir kasırga Miami’yi tehdit ettiğinde, ABD hükümeti kasırganın yaklaşmasını 24 saatten kısa bir sürede bildirmişti; ama fırtına söylentileri dönmeye başladıktan çok sonra. Kasırga güzergâh değiştirip şehri es geçtikten sonra, “Hava Durumu Bürosu nihayet izin verildiğinde fırtınayla ilgili gerçeği açıkladı” diye belirtiyordu Miami News gazetesi. “Fakat halkın büyük bir bölümü şüpheliydi.”
1943 Süper Kasırgası
Teksas körfez kıyısı bir sonraki yıl o kadar şanslı olmamıştı. 27 Temmuz 1943’te bir kasırga hızla Galveston Körfezi’ne ilerlemiş, Teksas şehrini saatte 170 km’ye varan rüzgarlar ile kırbaçlamış, La Porte şehrine 45 cm’ye ulaşan yağmurlar bırakmış ve Galveston’dan Houston’a doğru olan güzergâhında 19 kişinin ölümüne sebep olmuştu. Bölge her yaz Meksika Körfezi’nde oluşan şiddetli fırtınalara alışıksa da bu fırtınanın geldiğini kimse görmemişti. Hava Durumu Bürosu bile şaşkınlığa uğramıştı. Meksika Körfezi’ndeki U-bot korkusu, güney kıyıda faaliyet gösteren tahmin uzmanlarına aylardır engel olmuştu: Normalde denizde karşılaştıkları fırtınalara dönük uyarılar gönderen yük gemileri sessizliğe bürünmüştü.
Başka bir ölümcül fırtınanın ardından, Hava Durumu Bürosunda çalışan bir yetkili gelecekte Meksika Körfezi’ndeki bütün fırtınaların “ilk tespit edildikleri zamandan itibaren” halka duyurulacağı sözünü vermiş ancak bu sözü test edecek fazla fırsat olmamıştı. Doğu Savaş Saati ile 12 Kasım 1943 günü saat 12.01’de Sansür Bürosu, hava durumu haberlerinin ülke çapında yayımlanmasına dönük pek çok kısıtı kaldırmıştı. Savaşın bitmesine daha çok vardı ancak “hava durumu kısıtlamalarının meydana getireceği faydaların, artık tarım, havacılık, gemicilik ve diğer zaruri faaliyetlerde oluşan kaçınılmaz engellerle dengeyi bozarak azaldığı görünüyor” diyordu direktör Byron Price resmi bir devlet duyurusunda.
Bugün Galveston Körfezi kasırgası “gizemli fırtına” olarak hatırlanıyor; ama gerçekte pek bir gizem yok: Teksas’ın en kalabalık kıyı bölgesinin sakinleri, kasırganın kendilerinden önce harap ettiği Mississippi ve Tennessee sakinleri gibi devletin hava durumu bilgisine erişimi kesme kararı yüzünden bu olağanüstü havaya hazırlıksız yakalanmıştı.
Yazar: April White/Popular Science. Çeviren: Ozan Zaloğlu.