‘Onları görmesek bile kaybediyoruz.”
Cam pencereler insan mühendisliğinin bir harikası; doğal ışığı kapalı yapılara getiren, şeffaf, sağlam malzeme katmanlarından oluşan ve neredeyse görünmez yapılar. Fakat bu aydınlık ve havadar binaların duvarlarının ötesinde, pencereler başka bir şeye dönüşüyor: Doğal yaşam için bir tehdide.
Kuşlar camı anlamıyor. Köşegen bir çerçeve veya pencere kolu gibi; bir pencere camının mevcut olduğunu gösteren yapısal ipuçlarını tanımak onlara öğretilmemiş. Bunun yerine çoğu kez pencere camlarından uçarak geçmeye çalışıyorlar ve bir pencerenin ardındaki açık alanı daha çok bir yaşam alanı gibi görüyor ya da camdaki yansımayı gerçek olarak yorumluyorlar. Bunun için onları çok eleştirmeyin, insanlar da camlara çarpıyor. Fakat tüylü, uçan arkadaşlarımız için sonuçlar çok daha ciddi.
Pencereler ve cam binalar, özellikle de yapay ışığın cazibesi ve bozuk yönelimiyle birleştiğinde devasa miktarda bir kuşun ölümüne sebep oluyor. Üstelik sorun düşündüğümüzden çok daha kötü. Yeni araştırmaya göre bu sayılar geçmişte yanlış ve daha düşük tahmin edilmiş. Pencereye çarptıktan sonra afallamış veya yaralanmış halde bulunup doğal yaşam rehabilitasyon yerlerine götürülen kuşların hepsinin tamamen iyileştiğini düşünüyor olabilirsiniz. Ancak 7 Ağustos’ta PLOS One bülteninde yayımlanan bir çalışmaya göre, tedavi görüp yırtıcılardan korundukları en iyi olası koşullarda bile yaklaşık yüzde 60’ı ölüyor.
Daha önceki araştırmalarda, binalarla çarpışmadan kaynaklanan tahmini kuş kayıplarıyla ilgili değişken sonuçlara varılmış. 2014 yılında yayımlanan ve en çok atıf yapılan tahminlerden biri, sadece ABD’de her sene pencerelere çarpmaktan yüzlerce milyon ila bir milyar arasında kuşun öldüğünü söylüyor. Fakat bu önceki analiz ve pencere ölümlerine dair yürütülen neredeyse tüm diğer soruşturmalar, sadece binaların yakınında ölü bulunan kuşların sayılmasına dayanıyor. Yeni çalışmada ise bir adım öteye gidiliyor ve başlangıçtaki çarpışmadan sağ kurtulan kuşlara ne olduğu değerlendiriliyor. Yarısından fazlasının başaramadığının bulunması, can sıkıcı ve talihsiz nitelikteki yeni bir tahmine yol açmış. Çalışmanın yazarları, “Her sene 1 milyar kuşun çok üzerinde kuş binalara çarparak ölüyor” diye yazıyor.
Popular Science‘a konuşan ve Fordham Üniversitesinde biyoloji doktora adayı olan makale baş yazarı Ar Kornreich, “Bu sayıların şaşırtıcı olduğunu söylemek istiyorum” diyor. “Durumun bu kadar kötü olmadığını düşündüğümü söylemek istiyorum. Fakat maalesef mantıklı görünüyor.”
“Vahşi hayvanlar çetindir. Feci koşullarda yapabildikleri kadar uzun süre hayatta kalmaya çalışırlar… Fakat onları görmesek bile kaybediyoruz” diyor Kornreich.
Pencerelere çarpan çoğu kuş hemen ölmüyor. Yakın zaman önce yürütülen gözlemsel bir çalışmada, camla çarpışan kuşların yüzde 80’e kadarının olay yerinden uçup gittiği, yüzde 12 ila 14 arasında bir kısmının geçici süre sersemlediği ve çarpışmaların yüzde 50’sinin görünür hiçbir kanıt bırakmadığı keşfedilmiş. Ancak yeni araştırma, pek çok kuşun halen darbe sonrasında öldüğünü gösteriyor.
Kornreich ve makalenin eş yazarları, 2016 ve 2021 yılları arasında ABD’nin birkaç kuzeydoğu ve orta-Atlantik eyaletindeki doğal yaşam rehabilitasyoncularından (rehabilitasyoncu ruhsatı gerekliliklerine uygun şekilde) kuş- bina çarpışmalarıyla ilgili derleyebildikleri kadar veri derlemişler. Veri setlerinde çok sayıda boşluk olsa da 152 farklı kuş türünü kapsayan 3.100’den fazla belgelenmiş çarpışmanın izini sürmüşler. Araştırmacılar, pencere çarpışmalarından sonra rehabilitasyonculara getirilen kuşların sadece yüzde 39,5’unun doğaya geri salındığını ve tedavinin ortalama olarak 12 günden fazla sürdüğünü belirlemişler. Aksi şekilde, yüzde 32,1’i de tedavi sırasında ve genelde bulunduklarından sonraki üç gün içerisinde ölmüş. Kuşların yüzde 28,4’lük ilave bir kısmı ise, iyileşemeyecek hayvanlar için bunun en insancıl yol olduğuna karar veren doğal yaşam rehabilitasyoncularınca ötanazi edilmiş.
Los Angeles – California Üniversitesinde (UCLA) çalışan şehir ekoloğu ve kâr amacı gütmeyen Şehir Yaban Alanları Grubu‘nun bilim direktörü Travis Longcore, “Çalışmada, yeterince yararlanılmamış bir bilgi kaynağı kullanılarak ilginç ve önemli bir soru ele alınıyor” diyor. Longcore yeni araştırmada yer almamış ancak ışık kirliliği ve kuş- bina çarpışmaları üzerine yaptığı çalışmalar var. Yeni çalışmaların bulgularına katılarak, “çarpışmalardan kaynaklı kuş ölümlerine dönük tahminlerimiz muhtemelen alt uçta kalıyor” diyor.
Makalenin eş yazarı, koruma biyoloğu ve NYC Kuş Birliğinin koruma ve bilim direktörü olan Dustin Partridge, “Eğer kuşlar yakalanıp rehabilitasyon birimine götürülecek kadar uzun süre sersemlerse, en iyi koşullarda bile; yani yiyecek olduğunda, su olduğunda, yırtıcılar olmadığında, sokakta onları süpüren çöp süpürücüleri olmadığında ve üzerilerine basan insanlar olmadığında, yüzde 60’ı hâlâ ölüyor” diyor.
Bu istatistikleri, yaralı bulunan ve 2014 yılında kuş ölümleri üzerine yürütülen bir çalışmada hariç tutulmuş kuş sayısıyla birleştiren araştırmacılar, her yıl ABD’de pencereye çarparak ölen 100 milyon kadar ilave kuş olduğunu (ılımlı şekilde) tahmin ediyor. Ancak Partridge ve Kornreich, bu yeni rakamların hâlâ doğru sayının altında kalabileceğini çünkü bulunan kuşların, binalara çarpan ve hemen ölmeyen toplam kuş miktarının sadece ufak bir kısmı olduğunu söylüyor.
“Rehabilitasyon vakalarına bakmak, bu gizli ölümler konusunda cesetlerden elde edemeyeceğiniz fikirler veriyor” diyor Kornreich. Çalışma kuş çarpışmalarının her birini hesaba katmasa da ölümleri doğru tahmin etme kabiliyetimizi destekliyor.
Sersemlemiş görünmeyen veya rehabilitasyonculara nakledilmeyen kuşların birçoğunun hâlâ ölmesi muhtemel. Ayrıca Kornreich rehabilitasyonculara götürülen kuşların, fark edilmeyen veya çarpışma mahallini hemen terk eden kuşlardan daha ciddi yaralanmış bir kuş grubunu temsil edebileceğini de söylüyor. “Pencerelere çarpıp kaçmayı başaranlar hakkında çok şey bilmiyoruz” diyen araştırmacılar, daha uzun vadeli bu sonuçların ortaya çıkarılması için daha çok gözlemsel araştırmanın ve takip araştırmasının yapılması gerektiğini söylüyor. Ayrıca genel olarak, yapılan bu tek çalışmanın yanıt vermediği pek çok bilinmez ve soru da var. Araştırmacıların verileri eksik ve bölgesel. Örneğin Kuzeydoğu’da elde edilen bulguların ülkedeki başka yerlere de uygulanıp uygulanamayacağı ya da bir kuşun bir rehabilitasyoncuya götürülmesine hangi etmenlerin karar verdiği belli değil.
Fakat bildiğimiz bir şey varsa, o da doğada bir kuş olarak hayatta kalmanın zor olması; özellikle de yaralanmış veya sersemlemişse. Ayrıca çalışmadaki sonuçlar, bir pencere çarpışmasıyla yaralanan ama yine de kendine gelmiş gibi görünebilen kuşların yüzdesi bakımından can sıkıcı.
Ek olarak araştırmacılar, kuş- pencere çarpışmalarının sonuçlarını etkileyen değişkenleri de değerlendirmiş. Bilim insanları başka şeylerin dışında daha büyük boyutlu kuşların hayatta kalmasının daha muhtemel olduğunu, ölümlerin ve tedavi süresinin mevsimlere göre değiştiğini ve kafa travması ile beyin sarsıntılarının, en yaygın bildirilen yaralanmalar olduğunu keşfetmiş; bulgular, gelecekteki doğal yaşam tedavileri için bilgi ve öncelik sağlanmasına yardımcı olabilir.
Kornreich, kendilerine getirilen her kuşu kurtaramasalar da “doğal yaşam rehabilitasyoncularının yardıma muhtaç doğal yaşam, kuşlar ve diğerleri için bir hayata tutunma dalı olduğunu” söylüyor. “Çözümün çok önemli bir kısmı onlar. Popülasyonlar üzerinde olduğu kadar kendi başına değerli olan bireysel yaşamlar üzerinde de önemli bir etkileri var.”
Ancak bulgular, rehabilitasyoncuların tek çözüm olamayacağının altını çiziyor. “Önlemenin kilit nokta olduğunu gösteriyorlar” diyor Longcore. Üstelik önlemek mümkün.
Kuşlar, günümüz dünyasında çok büyük sayıda güçlükle karşı karşıya kalıyor ve popülasyonları hızla geriliyor. Kuzey Amerika kuş faunası üzerine yürütülen 2019 tarihli bir çalışmaya göre bir zamanlar yaygın olan türler bile kayıp yaşıyor. İklim değişikliği, doğal yaşam alanlarının kaybı ve evet; kediler var. Yabani kediler ve dış mekan kedileri, 40 kuş türünün tamamen yok olmasına yol açmış. Ayrıca insan sebepli kuş ölümlerine yön veren en büyük etken oldukları düşünülüyor. Yapılan bir analizde, kuşların ABD’de 4 milyara kadar kuşu öldürdüğü tahmin ediliyor. Kuş ölümü listesinde pencereler, onu yakın bir mesafeden ikinci olarak takip ediyor. Ayrıca belki de pencere problemi, ele alınması en kolay tehdit olabilir.
Kuş güvenlik camları ile pencere filmleri, bantları ve doğru şekilde yapıştırılmış etiketler gibi kanıtlanmış stratejilerin hepsi aslında hiçbir olumsuz taraf sergilemeden çarpma tehlikesini en aza indiriyor. Longcore, pek çok kuşun gece vakti göç ettiğini ve insan şehirlerinin yapay ışığına doğru çekildiğini söylüyor. Göç sezonunda yapılan ışık kapatma girişimleri, kuşların ilk başta tehlikeli engellere çekilmesini önleyerek milyonlarcasını kurtarabilir.
Ayrıca ister şehirde, ister kırsal alanda olsun; yardım etme konusunda herkes bir rol oynayabilir. Longcore, kentsel yayılmanın işgal ettiği alan miktarı ve düşük yoğunluklu gelişim miktarı yüzünden çoğu kuş çarpışmasının muhtemelen, yüksekliği düşük binalar ve bakım evleriyle dolu kenar mahalleler ya da kırsal alanlarda gerçekleştiğini söylüyor.
Eğer daha güvenli bir uçuş ortamı oluşturmak istiyorsanız, “ihtiyacınız olan şey camları kuşlara daha görünmez hale getirmek” diyor Partridge. Mevcut pencereleri değiştirmek için en iyi çalışan yöntem, herhangi bir film veya uygulamanın en fazla 5 cm mesafelik bir desenle ayrılması. Teller de harika birer önleyici bariyer. Ayrıca “özellikle göç sırasında ışıkları kapatmak çok önemli” diye ekliyor Longcore. İlkbahar veya sonbaharda kendi evinizdeki ışıkları kapatmak veya dışarıda hava kararır kararmaz perdeleri çekmek de bireysel olarak atabileceğiniz önemli adımlar arasında. İçinde yaşadığınız topluluğu ticari binalar için bir ışık kapatma programı başlatmaya sevk etmek, daha büyük ölçekte değişim getirebilir.
“Kuşlar, çevremizin devasa önem taşıyan birer parçası” diyor Kornreich. Zararlı böcekleri yiyor, bitkileri tozlaştırıyor, tohumları yayıyor ve leşleri temizliyorlar. Daha başka bir sürü yararlı faaliyetleri var. Ayrıca birer keyif kaynağılar. “Kuşlar insanlar için binlerce yıldır birer ilham ve neşe kaynağı oldu” diye ekliyor araştırmacılar. Eğer kuşların gelecekte çok ötelere uçtuğunu görmek istiyorsak, pencerelerimize farklı bir çerçeveden bakmamız gerekiyor.
Yazar: Lauren Leffer/Popular Science. Çeviren: Ozan Zaloğlu.