Yapılan yeni bir araştırmaya göre, Birleşik Devletler’i yüzyıllar boyunca tanımlayıp bölüştürmeye yardımcı olan temel iklim sabitlerinden bir tanesi, küresel ısınmaya karşılık olarak yer değiştiriyor.
Tarihsel olarak 100’ncü batı meridyeni (Kıta ABD’sini kabaca iki yarım parçaya bölen, görünmez boylam çizgisi), nemli doğu eyaletleri ile kurak batı eyaletlerini ayıran bir sınır olarak görülüyordu.
Ancak iklim değişikliği yüzünden dünya artık bir zamanlar olduğu gibi değil, dolayısıyla bu soyut sınır da öyle.
Columbia Üniversitesindeki iklim bilinci Richard Seager’in yağış miktarı ve sıcaklık verisi üzerinde yaptığı yeni bir çözümlemeye göre, bir zamanlar 100’ncü meridyeni izleyen iklim sınırı, batı ovalarının kurak koşullarının yavaşça orta batıya uzanmasıyla birlikte 1980’lerden beri faal bir şekilde doğuya doğru kayıyormuş.
Seager’in söylediğine göre meridyen (ABD sınırlarının ötesinde devam ederek kuzey yönünde Kanada’ya ve güney yönünde Meksika’ya gidiyor) her zaman olduğu gibi aynı yerde dururken, eskiden onun üstünde duran iklim sınırı yaklaşık 225 kilometre doğuya giderek, 98’nci batı meridyenine yakın bir yere yerleşmiş.
Kurak koşullar Birleşik Devletler boyunca ilerlediği için, bu değişim tarım ve arazi kullanımını şimdiye dek önemli ölçüde etkilememiş.
Ancak takımın yaptığı örnekleme, içinde bulunduğumuz yüzyılda yaşanacak yağış değişimi ve sıcaklık yükselişleri sebebiyle kurak koşulların doğuda da yavaş yavaş etkisini göstereceğini ve “yürürlükteki 100’ncü meridyenin” önümüzdeki on yıllarda doğuya doğru kaymaya devam edeceğini öne sürüyor.
Seager, Quartz sitesine şöyle söylüyor: “Çevresel değişimler sebebiyle, çiftlik ekonomisinin bu duruma göre ayarlanması gerekecek.”
“Yüksek ovaların batı bölümlerinde yer alan bölgeler, daha kurak hale gelecek.”
Araştırmacılar özellikle buharlaşmanın artması sebebiyle kuraklık yükseldikçe (çünkü ısı, topraktaki nemi çıkarıp atmosfere gönderiyor) çiftliklerin bu duruma göğüs germek için birleşip daha büyük hale gelmesi veya su kaynaklarının azalmasına karşılık ekinlerini değiştirmesi gerekebileceğini öne sürüyorlar.
Seager, KUER radyosuna şöyle söylüyor: “Gelecek on veya yirmi yıl içinde çiftliğini çocuklarına devretmeyi düşünen bir çiftçi, bu tür iklim ve çevresel değişiklikleri hesaba katmalı.”
“Bir miktar değişiklik yapmak zorundalar. Bu zarar verici kuraklık yüzünden, şu an yaptıkları şeyi aynen devam ettiremezler.”
Aslına bakılırsa araştırmacılar, fosil yakıtlara olan bu tehlikeli bağımlılığımızdan vazgeçmedikçe, Birleşik Devletlerin doğusunun giderek artan bir şekilde iklim zıtlıklarına şahit olacağını düşünüyorlar. İklim zıtlıkları, ilk olarak Amerikalı jeolog ve kâşif John Wesley Powell tarafından 19’ncu yüzyılın sonlarında gözlenmişti.
Kendisi o zamanlarda, bu görünmez (fakat sabit olmayan) hattın her iki tarafında da göze çarpan çevresel geçişler bulunduğunu belirtmişti.
1890’da şöyle yazmıştı: “Bu iklim kuşağı üzerinden doğudan batıya doğru geçilirken, şaşırtıcı bir dönüşüm gözlemleniyor. Doğuda, bereketli çayırların yetiştiği görülüyor ve Papatyagiller familyasının şatafatlı çiçekleri, geniş yeşil düzlükleri güzelleştiriyor”
“Batıya doğru geçildiğinde, bereketli çayırlar ve görkemli çiçeklere sahip bitki türleri gözden kayboluyor; zemin, tek tük çimen demetleriyle birlikte gitgide çıplak hale geliyor; ara sıra dikenli bir kaktüs ve keskin süngülerini dışarı iten yuka bitkisi görülüyor.”
İki kısımdan oluşan çalışma, burada ve burada Earth Interactions bülteninde yayınlandı.