Ortaya çıkarılacak yeni gizemler.
Antik Mısırlıların yaptığı mezarları kimse yapmamıştı ve arkeologlar Mısır’ın kuzeydoğusunda, hepsi de 2.000 yaşından eski olan üç tane yeni mezar keşfettiler.
Keşifler, içinde kemikler, kil parçaları ve hatta boyutları değişen birkaç lahitin de bulunduğu insan yapımı sanat eseri hazinesi sunuyorlar ve bölgedeki insanların nasıl yaşadığına ve nasıl öldüğüne daha fazla ışık tutacaklar.
Kil parçaları üzerinde yapılan bir analiz, bu mezarlardaki definlerin tarihini 27nci Hanedanlık (MÖ 525 – 404) ile Yunan-Romalı çağı (MÖ 332 – MS 395) arasında uzanan birkaç yüzyıllık bir zaman dilimine yerleştiriyor.
Tarihi Eser Bakanlığı Antik Mısır İşkolu başkanı Ayman Ashmawy, Ahram Online sitesine şöyle söylüyor: “Bu durum, bu bölgenin uzun bir süre boyunca geniş ölçüde bir mezarlık olduğunu ileri sürüyor.”
Kazı çalışması, 2015 yılından beri Samalut şehri yakınındaki Al-Kamin Al-Sahrawi bölgesinde devam ediyordu. Kahire, yaklaşık 200 kilometre kuzeyde yer alıyor.
İlginç olan şey ise, yeni mezarların şimdiye kadar bölgede keşfedilen 20 mezara benzememesi. Önceki mezarların hepsi, 27nci Hanedanlık süresince hüküm süren aynı yeraltı mezarlığı şeklini takip ediyordu.
Yeni mezarlar, mezarın geri kalanına 90 derece dik duran defin bacalarına ve lahit ile defin deliği yerlerine sahip. Şimdiye kadar altı lahit, bir ahşap tabut ve 15 defin deliği keşfedildi, üçüncü kabirdeki kazı işleri ise hâlâ devam ediyor.
Elbette antik Mısırlılar, genelde içeride mumyalanmış halde duran ölü insanı temsil eden insan özellikleriyle oyulmuş taş tabutları veya lahitleriyle biliniyorlar. Bu son dinlenme yerleri önceden satın alınsa da, pek çoğu daha mütevazi bir şey ile yetinmiş.
Mumyalama ve mülklerin defin eylemi, vücudun uygun arıtımları ve yol boyunca tanrılara verilen hürmet ile birlikte, ölümden sonraki yaşama geçişe yardımcı olmaya yönelik.
Bütün bu titiz hazırlıklar, arkeologların geride kalan kalıntılara büyüleyici bir bakış elde edebileceği anlamına geliyor. Araştırmacılar yeni keşifleri, araştırmacılar için “çok önemli” olarak tanımlıyorlar.
Şimdiye kadar üç mezardan kurtarılan kemikler, çeşitli yaşlardaki erkeklere, kadınlara ve çocuklara ait görünüyor. Bu durum, bu bölgelerin askerî garnizonlardan ziyade, daha büyük halk mezarlıklarının parçası olduğunu akla getiriyor.
Mısır’ın yakın zamanki tarihinde en dikkat çekici keşif bu olmayabilir fakat, bu mezarların ve lahitlerin asıl ruhların ayrılmasından binlerce yıl sonra bile dayanması, antik Mısırlıların defin işlemine gösterdiği dikkati ve önemi sergiliyor.
Aynı takım Mayıs ayında yakınlardaki yeraltı çöl mezarlığında duran 17 mumyayla karşılaştı ve bu durum o zaman “eşi benzeri görülmemiş” bir keşif şeklinde tanımlanmıştı. Lahit ve iki papirüs yaprağı da keşfedilmişti.
Bölgede hâlâ bir sürü kazı çalışmasının yapılmasıyla, arkeologların Al-Kamin Al-Sahrawi’de daha fazla keşif bekleyebilmesi muhtemel. Bundan sonra çıkarılacak şeyi sabırsızlıkla bekliyoruz.
ScienceAlert
