Niçin aşılanması gerektiğini soran insanlara, bu kısa canlandırmayı gösterin.
Aşı olmak istemeyen insanlardan en çok duyduğunuz sorulardan biri şudur: “Ama etrafımdaki insanlar aşı olmuşsa, benim aşı olmamın ne önemi var?”
Bu sorunun cevabı o kadar basit değil, çünkü hem bu kişinin aşılanmasının gerekli olma sebebi, hem de bu kişinin aşı olmak zorunda olmadığını hissetmesinin sebebi, aynı şeye varıyor. Bu şeyin adı, ‘toplumsal bağışıklık’.
Reddit sitesindeki theotheredmund rumuzlu bir kullanıcı, toplumsal bağışıklığı yaklaşık 20 saniyede güzel bir şekilde açıklayan aşağıdaki canlandırmayı oluşturmuş. Eğer birisi bir daha size, kendilerinin veya çocuklarının neden aşı olması gerektiğini sorarsa, ona yanıt olarak bunu paylaşırsanız çok güzel olur.
Kısa cevap: Bu seninle ilgili bir şey değil. Bu, yeni doğan çocuklar veya kemoterapi tedavisi gören insanlar gibi, aşı olamayan ve hastalıklara karşı daha savunmasız olan insanlarla ilgili.
Yukarıdaki canlandırmada bulunan kırmızı renk, istilacı bir patojeni (hastalık yapan mikrop) temsil ediyor. Siyah noktalar mikrobun bulaştığı insanları, sarı noktalar aşı olan insanları, mavi noktalar ise aşı olmayan insanları gösteriyor. Yüzdelik oranlar ise toplumdaki aşı olan insan miktarını belirtiyor. Bir toplumda bu patojene karşı ne kadar fazla insan aşılanırsa, patojenin daha en başta yayılmasının ve kendisine bir tutunma noktası bulmasının o kadar zor olduğunu görebilirsiniz.
Ancak aşılanma oranları yaklaşık yüzde 90’ın altına düşer düşmez, patojen kontrolden çıkıyor. Bu yüzden, aşı olabilen herkesin aşı olması çok önemli.
Temel olarak toplum bağışıklığı, eğer bir hastalığa karşı yeterli sayıda insan bağışıklık kazanırsa, bağışıklık kazanan bu kişilerin, aşı olmamış bütün insanlar için koruma sağlayacaklarını söylüyor.
En önemlisi de bu kişiler, çok küçük bebekler ve bağışıklığı kısıtlı olan kişiler (HIV’li insanlar veya kemoterapi tedavisi görenler) gibi aşı olamayan insanlar için koruma meydana getirecekler.
Theotheredmund rumuzlu kullanıcı şöyle açıklıyor: “Görüntüden de görebileceğiniz üzere düşük aşılanma oranları, mikrobun herkese bulaşmasına yol açıyor”
“Orta seviyeler, hastalığın ilerlemesini yavaşlatıyor ancak aşı olmamış insanlara karşı güçlü bir koruma sağlamıyorlar. Fakat yeterince yüksek olan bir aşılanma seviyesi sergilediğinizde, hastalık etkili bir şekilde engelleniyor. Yeterince hızlı yayılamıyor çünkü aşı olmuş çok fazla insanla karşılaşıyor ve bu sebeple nüfusun büyük çoğunluğu (aşı olmamış insanlar bile) korunmuş oluyor.”
Ancak internette, aşılar hakkında olumsuz bir şey okumuş olan herkes aşı olmamaya ve bu toplum bağışıklığından yararlanmaya karar verirse, o zaman toplumda herhangi birini güvende tutmaya yetecek miktarda insan bağışıklık kazanmamış olacaktır.
Bu harika canlandırma, R‘deki (istatistiksel hesaplama ve örnekleme için özel olarak üretilmiş, açık kaynak kodlu bir programlama dili ve yazılım ortamı) bir canlandırma kullanılarak oluşturulmuş ve ImageMagick GIF dikişleme kullanılarak bir araya getirilmiş.
Açık konuşmak gerekirse bunlar, örneklenen gerçek veriler değil. Ancak kullanıcı, hesapladığı yüzdelik oranları, 1993 yılında Epidemiologic Reviews bülteninde yayınlanan bu tezde sunulmuş olan hastalıklardaki gerçek toplum bağışıklığının etkilerine dayalı olarak hesaplamış.
Theotheredmund rumuzlu kullanıcı, Reddit‘te şöyle açıklıyor: “Proje, toplum bağışıklığı kavramını göstermek için canlandırılan, gerçek olmayan verilere dayanıyor.”
Ayrıca, bizce başarmış. Toplum bağışıklığı, hepimizi etkileyen ancak çok az insanın anladığı bir şey; umarız bu canlandırma, bu durumu değiştirir.
Eninde sonunda, bir toplumdaki hastalığı yok etmek bir sayı meselesidir ve eğer bu sayılar yeterince azalırsa, hepimiz tehlikedeyiz demektir.
Sonuçta, bugün kızamık ve çocuk felci gibi hastalıklardan pek korkmamamızın sebebi, çoğunlukla, (toplum bağışıklığı sayesinde) artık bunları toplumda görmüyor olmamız.
Bu yüzden, evet, aşı olmanız önemli bir şey.
ScienceAlert