Bağırsak, Karşılıklı Konuşan Sinirler ile Beynin Tamamıyla İletişim Kuruyor

1
Sacha Vega/iStock

Karnınızdaki o hissi hatırladınız mı? Bu his, karnın derinliklerinde ateşlenen ve eylemlerimizi yönlendirmeye yardımcı olan, doğuştan gelen bir sezgi olarak düşünülüyor. Kendisi ayrıca, bilim insanlarının “bağırsak-beyin ekseni” olarak adlandırdığı şeyin mecaz hali. Bu biyolojik süreçte, bağırsak ve onun mikrobiyal sakinleri beyne sinyal gönderiyor ve beyin de bağırsağa sinyal gönderiyor.

Beynin bağırsaktaki sinyallere cevap vermesi ve sindirimle ilgili motor işlevleri başlatması şaşırtıcı bir durum değil. Beyin sapının yönlendirdiği bu tip temel biyolojik eylemler, geniş ölçüde otomatik gerçekleşiyor. Fakat ya üst beyin (düşünme, duygu merkezleri) de bağırsaktaki sinyallerden etkileniyorsa? Illinois Üniversitesi’nin sıçanlar üzerinde gerçekleştirdiği yeni deney; beynin tamamının, sinirsel bağlantılar yoluyla bağırsağa, özellikle de ince bağırsağa cevap verdiğini gösteriyor.

Araştırmacılar, bu bağlantıların haritasını çıkarmak için sıçanların ince bağırsaklarına nöronları seven virüsler yerleştirmiş ve onları, Vagus ile belkemiği sinirleri boyunca nörondan nörona beyne kadar giderken takip etmişler. Virüslerin hareketinin, nöronlar yoluyla bağırsaktan beyne ve beyinden bağırsağa giden normal sinyallerin hareketini yansıtacağı düşünülmüş.

Illinois’daki Sinirbilim Programı’nda doktora öğrencisi ve Autonomic Neuroscience: Basic and Clinical bülteninde yayınlanan çalışmanın baş yazarı olan Coltan Parker, şöyle söylüyor: “Beyin sapında ve arka beyin bölgelerinde birçok bağlantı gördük. Bu bölgelerin, vücudun organlarını hissetme ve kontrol etmeyle ilişkili olduğunu biliyorduk; bu yüzden, çok da şaşırtıcı gelmedi. Fakat virüsler, genelde duygusal merkezler veya öğrenme merkezleri gibi algısal yerler olarak düşünülen beyin bölgelerine ilerledikçe işler ilginçleşmeye başladı. Hepsinde böyle çok yönlü işlevler bulunuyor. Bu yüzden, ince bağırsaktan çıkan bilginin bu süreçleri bir parça etkilediğini düşünmek gerçekten muhteşem.”

Çalışma, ince bağırsak ile beynin tamamı arasındaki sinirsel bağlantıların ilk tam haritasını sunuyor. Parker ve çalışmanın diğer yazarları, ince bağırsağın sindirim sisteminde yeterince önem verilmeyen bir bölüm olduğunu söylüyor. İşin içine algısal ve duygusal merkezlerin girmesi, beynin düşünen bölümünün bazen tokluk hissimizi nasıl geçersiz kıldığına işaret ediyor ve depresyon ile sindirim problemleri ve daha fazlası arasındaki ilişkilerin araştırılması için malzeme sağlıyor.

Çalışmanın eş yazarı ve Illinois’daki Tarım, Tüketici ve Çevre Bilimleri Üniversitesi’nde program yöneticisi olan Megan Dailey, “Burada, esasında ‘karnınızdaki his’ ile ilgili olabilecek nöroanatomiyi buluyoruz” diyor.

Çalışma, ince bağırsak ile beyin arasındaki bu bağlantıların tam olarak ne kadar geniş olduğunu göstermenin yanısıra; sinirlerin de nadiren belgelenmiş bir özelliğini ortaya çıkarıyor.

Bilim insanları uzun süredir, bağırsaklardan veya vücudun herhangi bir yerinden çıkan hislerin, bir sinir takımıyla (duyusal sinirler) beyne ulaştığını ve beyinden gelen talimatların da ayrı bir sinir takımıyla (motor sinirler) geri gittiğini varsaymıştı. Fakat Illinois’daki araştırmacıların haritalama çalışmasında, bu sinirlerin bazılarının (yaklaşık yarısının) hem duyusal hem de motor sinyaller ilettiği keşfedilmiş.

Bu sinirlerde, aynı sinirin içinde karşıdan karşıya iletişim kurulabiliyor.

Çalışmanın diğer yazarı Elizabeth Davis şöyle söylüyor: “Beyin zarından beyin sapına kadar, neredeyse incelediğimiz her bölgede duyusal-motor sinyaller %50 çakışıyordu. Beynin her tarafında, sürekli böyleydi.”

Aynı kalıp (sinirlerin yarısının hem duyusal hem de motor sinyal verebilmesi), bundan başka sadece bir kez gösterilmiş ve o çalışmada, yağ dokusu ile beyin arasındaki sinirsel bağlantıların haritası çıkarılmış. Araştırmacılar, aynı çapraz konuşma kalıbına yönelik bu yeni bulguların, vücut ile beyin arasındaki sinirsel ağlardan oluşan genel bir mimariye işaret edebileceğini belirtiyorlar.

“Bu çalışma, duyumotor geri besleme döngülerinin beynin her seviyesinde bol miktarda bulunduğunu gösteriyor. Şimdiye kadar, ince bağırsaktaki besinler ve başka şeyler hakkındaki bilgilerin beyne nasıl ulaşabildiği ve algısal-duygusal süreçleri etkilediği; daha sonrasında ise bu süreçlerin nasıl tekrar aşağıya geldiği ve bağırsağı etkilediği gerçekten de bilinmiyordu” diyor Parker. “Daha fazla araştırmayla, açlığın bizi nasıl sinirli yaptığını veya stresli bir günün nasıl huzursuz bağırsak sendromuna dönüştüğünü nihayet anlamaya başlayabiliriz.”

Çalışma, Autonomic Neuroscience bülteninde yayınlandı.

 

 

 

 

Yazar: Lauren Quinn/EurekAlert. Çeviren: Ozan Zaloğlu.

1 Yorum

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz