Bazı Anılar Aklımızda Kalırken Diğerleri Neden Kayboluyor?

0
Beynin anıları nasıl hatırladığını (ve hatırlamadığını) anlamak, hafıza bozuklukları için daha iyi tedavilerin bulunmasına yol açabilir. Görüntü: Eugene Mymrin/Getty Images

‘Bellek pasif bir kayıt cihazından ibaret değil.’

En çekirdek anılarınızı düşünün; eşinizle tanışmanız, çok istediğiniz bir işe girmeniz veya sevdiğiniz birinin hayatını kaybettiğini öğrenmeniz. Bazılarını hatırlamak epey kolaydır ve canlı detayları, o anın kendisi kadar taze görünür. Diğer anılar daha belirsiz ve soluk gibi gelebilirken, en inatçı olanlar hiç ortaya çıkmaz. Hem iyi hem de kötü anılar arasındaki bu çelişki neden?

Geçen hafta Science Advances bülteninde yayımlanan bir çalışmada, alelade anıların önemli bir olayla bağlantılı olması durumunda beyinde fazladan yapışma gücü kazandıkları bulunmuş. Bunlar arasında şaşırtıcı nitelikte bir olay, keyifli nitelikte bir olay ve hatta duygusal etkisi yüksek olaylar bulunuyor. Örneğin piyangoyu kazanırsanız, basit bir şey olsa bile bunun hemen öncesinde ne yaptığınızı hatırlamanız daha muhtemel. Ya da birtakım kötü haberler aldığınızda üzerinizde ne olduğunu veya öğlen ne yediğinizi hatırlayabilirsiniz.

Arka plandaki beyin mekanizmalarını anlamak, bellek problemleri olan kişiler için daha iyi tedaviler bulunmasını sağlayabilir ve hatta öğrencilerin daha zor kavramları aklında tutmasına yardımcı olunabilir.

Boston Üniversitesinde çalışan psikolog ve makalenin yazarlarından Dr. Robert M. G. Reinhart, “Hafıza pasif bir kayıt cihazından ibaret değil: Beyinlerimiz neyin önemli olduğuna karar veriyor ve duygusal olaylar zamanda geriye uzanarak, kırılgan anıların istikrarlı hale getirilmesini sağlayabiliyor” diyor bir açıklamada. “Faydalı anıları güçlendirmek veya zararlı olanları zayıflatmak için stratejilerin geliştirilmesi, bilişsel sinirbilimde uzun süredir devam eden bir hedef. Bizim çalışmamız, bu hedeflere ulaşmada duygusal yönden göze çarpan şeylerden hassas biçimlerde faydalanılabileceğini akla getiriyor.”

[İlgili: En eski anılarınız zihninizde hâlâ kilitli duruyor olabilir]

Seçici beyin

Yeni çalışmada araştırmacılar, ABD’deki Yellowstone Milli Parkı’nda yürüyüşe çıkan ve yanından geçen bir bizon sürüsünü gören bir insanın örneğini kullanmışlar. O anın “vay be” niteliğinin, sadece söz konusu sihirli deneyimi değil; bu anın öncesi ve sonrasındaki ufak, daha sıradan birkaç olayı da zihinde sağlamlaştırdığını keşfetmişler. Örnek olarak ise yürüyüş yolundaki bir kaya veya otların içindeki daha ufak bir hayvan gibi şeyler veriliyor.

“Esas soru, ‘Buradaki işleyişler ne?’ sorusu” diyor Reinhart. “Ortaya çıkarmaya çalıştığımız şey buydu, beynin o narin anıları nasıl seçici şekilde kuvvetlendirdiğiydi.”

Birbirine bağlı beyin bölgeleri boyunca farklı tipte anılar depolanıyor. Belirgin anılar; kendi başınızdan geçen olaylar, genel bilgi ve gerçeklerle ilgili olanlar. Hipokampüs, neokorteks ve amigdalanın tümü bu dönemsel anıları saklamak için çalışıyor. Görünmeyen anılar (motor fonksiyonlarımız gibi) bazal çekirdekler ve prefrontal kortekste depolanıyor. Kısa vadeli işleyen anılar çoğunlukla prefrontal korteksle ilişkili.

Hayatımızdaki büyük ve özel anlar, beynin bu anı depolama sisteminde öncelikli bir noktada duruyor. Fakat iblim insanları, geriye ve ileriye dönük hafıza pekiştirme şeklinde adlandırılan kavramlar üzerinde daha bölünmüş bir noktada duruyordu. Önceki çalışmalarda, daha zayıf anıların daha belirgin olanlara bağlanmalarıyla sağlamlaştırılıp sağlamlaştırılmadığı ya da hatırlanmasının daha kolay hale getirilip getirilmediği noktasında fikir birliğine varılamamış.

[İlgili: En eski anılar 2,5 yaşından başlayabiliyor]

Anlık hafıza sınavı

Beyinde hafıza sağlamlaştırmanın gerçekleştiğinin gösterilmesi için yeni çalışmaya neredeyse 650 katılımcı, 10 tekil çalışma ve daha büyük bir veri setini analiz etmek için yapay zeka dahil edilmiş. Reinhart’a göre geçmişteki çalışmalarla aradaki en büyük farklardan biri de bu çalışmada beynin saklanacak anılara karar vermek için kayan bir terazi kullandığının keşfedilmesi.

Yapılan bazı deneylerde, katılımcılara farklı ödül seviyeleriyle bağlantılı çok sayıda görüntü gösterilmiş ve sonraki gün bu kişilere anlık hafıza sınavı yapılmış. Bir olaydan sonra gerçekleşen şeylerde (veya ileriye dönük etkili anılarda), hatırlamanın kuvvetinin o büyük olayın duygusal etkisine bağlı olduğu görülmüş. Bu büyük olay ne kadar kalıcıysa, ondan sonra gelen her şeyin o kadar muhtemel ölçüde hatırlanmış.

Aynı depolama, hafıza bankında olay öncesindeki zamanda gerçekleşen şeylere veya geriye dönük anılara ulaşılırken gerçekleşmemiş. Bu anıların sağlamlaşması, kendilerini o önemli olaya bağlayan benzerlikleri (eşleşen bir renk gibi bir tür görsel ipucu) bulunması halinde daha muhtemel olmuş.

Reinhart bulguların, insanlardaki “kademeli önceliklendirmenin” ilk defa doğrulanmasını sağladığını söylüyor. “Beynin gündelik tecrübeleri nasıl pekiştirdiğine dönük yeni bir ilke bu.”

Çalışmanın yazarlarından doktora sonrası öğrenci Chenyang (Leo) şöyle ekliyor: “İlk defa, beynin zayıf anıları sınıflandırılmış bir biçimde kurtardığının ve bunu yaparken de anıların duygusal olaylara dönük taşıdığı yüksek seviyeli benzerliklerine göre davrandığının net kanıtlarını gösteriyoruz.”

Araştırma takımı, herhangi bir ikincil anının duygusal ağırlık taşıması durumunda da bu hafıza geliştirme etkisinin azaldığını keşfetmiş. Ekibe göre beynin normalde kaybolup gidecek kırılgan anlara öncelik verdiği görülüyor.

[İlgili: En eski anılarınız büyük ihtimalle gerçek değil]

Anı kurtarma ve daha fazla A

Bu son çalışmada anıların kaydedilme şekline yön veren temel işleyişlerin ortaya çıkarılmasına odaklanılmış olsa da; araştırma gelecekte yapılacak klinik ve diğer fiili çalışma ile müdahalelere zemin hazırlayabilir.

“Keşif hem teoride hem de pratikte geniş sonuçlar doğuracak” diyor Reinhart. “Eğitimde, duygusal olarak bağlayıcı unsurlar kırılgan kavramlarla birleştirilerek kalıcılık artırılabilir. Klinik ortamlarda ise mesela zayıf, normal yaşlanma yüzünden beynimizin gerilerine kadar gitmiş anıları kurtarma potansiyelimiz var. Travmayla ilişkili bozuklukları olan kişiler için diğer türlü de düşünebilirsiniz; belki de rahatsız edici bir anıyı kurtarmak istemiyorsunuzdur.”

Yazar: Laura Baisas/Popular Science. Çeviren: Ozan Zaloğlu.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz