IVAN DE LUCE
Eğer hiç olağan işler yaparken (bir bilgisayar ekranına bakmak veya otobanda araba kullanmak gibi), göz kapaklarınızın kısa bir anlığına da olsa düştüğünü hissettiyseniz; “mikrouyku” olarak bilinen bir olgu yaşamışsınız demektir.
Discover dergisinin blog sitesi olan The Crux, geçenlerde bu deneyimi sayfalarına taşımış. Bahsi geçen durum, beynin kilit bölgeleri bir seferde birkaç saniyeliğine kapandığı zaman meydana geliyor. Yani tam anlamıyla uyumuyorsunuz ama uyanık da olmuyorsunuz.
Megan Schmidt, blogda şöyle yazıyor: “Bu bir nevi, kısa bir süreliğine zombi olmak gibi bir şey. Ayrıca, genelde insanlar bunu yaşadıklarını fark etmiyorlar.”
Üstelik bu durum herkesin başına gelebilse de, uykudan mahrum kalmış kişiler devamlı bir şekilde en büyük tehlike altında olanlar.
Uykuyu es geçmenin tehlikeleri
Sinirbilimci ve uyku uzmanı Matthew Walker, daha önce Business Insider sitesine konuşarak “uykunuz ne kadar kısa olursa, hayatınız da o kadar kısa olur” demişti.
Bir trafik araştırma ve güvenlik örgütü olan AAA Trafik Güvenliği Kurumu‘na göre, ABD’de meydana gelen ölümcül araba kazalarının yaklaşık %16.5’i mikrouykudan kaynaklanıyor.
Discover dergisi, mikrouykunun yol açtığı en büyük felaketlerden birinin, 2009 yılında gerçekleşen ve 228 kişinin ölümüyle sonuçlanan 447 numaralı AirFrance uçuşu olduğunu aktarıyor. Müfettişler uçaktaki kayıtları dinlediklerinde, pilotun yalnızca bir saatlik uykuyla durmaktan şikayet ettiğini keşfetmişler.
Walker’a göre, bir saat bile uyku kaybetmek zararlı olabilir. “1.6 milyar insan üzerinde yılda iki defa yürütülen küresel bir deney var ve bunun adı yaz saati uygulaması” diyor.
“Ayrıca ilkbaharda, bir saatlik uyku kaybı yaşadığımız zaman; ertesi gün yaşanan kalp krizi miktarında yüzde 24’lük bir artış gördüğümüzü biliyoruz.”
2012’de yapılan bir deneyde, deneklerden 50 dakika süren bir bilgisayar oyunu oynamaları istenmiş ve denekler bu oyunda; bir kumanda kolu kullanarak ekranda gezinen bir noktayı takip etmişler. Bu süre boyunca araştırmacılar, göz hareketlerini ve beyin faaliyetini gözlemleyerek; uyuklama işaretleri aramışlar.
Rapora göre denekler, ortalamada 79 bölümlük bir mikrouyku yaşamış ve bazı bölümler tam altı saniye sürmüş.
Araştırmada, mikrouyku esnasında; beyninizin bazı bölümlerinin, kapanan bölümlerdeki “duyarlılığı geri getirmeye çalıştığı” ve bunun ise, kafanız aşağı düşmeye başladığı zaman hissettiğiniz ani ve istemsiz sartıntıyı tetikliyor olabileceği bulunmuş.
Mikrouyku nasıl önlenebilir?
2012 yılında Avustralya’daki Kaza Araştırmaları ve Yol Güvenliği Merkezi tarafından yürütülen bir çalışmada; uyuklayan sürücülerin ilk uyuklama belirtilerinde kenara çekmesinin, büyük bir fark oluşturduğu keşfedilmiş.
Kenara çekmemiş olan yorgun sürücüler (bilgisayarda canlandırılan bir arabayı kullanmışlar tabi), 15 kat daha yüksek kaza ihtimali taşıyormuş.
Queensland Teknoloji Üniversitesi‘nin yayınladığı bir raporda, çalışmanın baş müfettişi olan Chris Watling şöyle söylüyor: “En önemli şey, uyuklama işaretlerini fark ettiğiniz zaman hemen durmanızdır. Direnmeye çalışmak iyi bir fikir değil.”
Bazı ürünler, sürücüyü sarsarak yeniden bilinçli duruma döndürmek üzere tasarlanmış fakat piyasada bunlardan çok az mevcut. Bunlardan biri de; nabzınızı gözleyen ve uykuya daldığınızı algıladığı zaman bir elektrik şoku gönderen, Steer isimli bir bilezik.
Ancak görünüşe göre mikrouykunun en iyi çözümü, yeterli miktarda uyumak.
Business Insider