Ya da en azından buna yakın bir şey…
Hazar kaplanları bir zamanlar bugünün modern Türkiye’sinden Kuzeybatı Çin’e kadar tüm Orta Asya’da geziyordu. Dev kediler uzun kamışlıklar ve fundalıklarda domuz ve geyik avlayarak dolanıyordu. Fakat 1900lerin ilk yarısında avlanma ve zehirleme bu alt türü kırıp geçirdi ve Sovyetler Birliği’nin tarım projeleri pamuk ve diğer ekinleri büyütmek için kaplanların bataklığımsı arazisini kuruttu. 1950lere gelindiğinde yok olan habitatlar ve yiyecek kaynakları Hazar Kaplanlarını haritadan sildi.
Fakat Orta Asya, kaplanlarını geri kazanabilir. World Wildlife Fund (WWF) ve International Union for Conservation of Nature (IUCN)’daki bilim insanları, kaplanları Kazakistan’ın ücra bir bölgesinde tekrar ortaya çıkarmak istiyorlar.
Hazar kaplanını kurtarmak için artık çok geç (genetik mühendisliğini kullanarak onları tekrar geri getirmedikçe), fakat yakın bir akrabası olan Sibirya kaplanı onun bıraktığı ekolojik boşluğu doldurabilir.
“Bu efsanevi hayvanı sadece 50 ya da 60 yıl önce yaşadığı habitatlara tekrar yerleştirmenin iyi bir fikir olduğunu düşünüyoruz” diyor State University of New York’s College’da Çevre Bilimi ve Ormancılık doktora adayı Mikhail Paltsyn. Paltsyn WWF ve IUCN üyesi, ve bu restorasyon programını incelemesi için görevlendirildi.
Kaplanın yeniden ortaya çıkarılması konusunu iki etken destekliyor. İlki Sovyetler Birliği’nin çöküşü ile bazı tarım programları devam ettirilmedi ve doğal habitatlar tekrar oluştu. İkincisi, 2009’da bilim insanları Sibirya kaplanlarının nesli tükenmiş Hazar kaplanlarının yakın akrabası olduğunu keşfetti. Hazar kaplanının DNA’sının büyük bir kısmı Sibirya kaplanı alt türünde yaşıyor ki bu da onu soyu tükenen kedinin uygun bir yedeği yapabilir.
Şimdilik kaplanların Rusya’dan Kazakistan’a transferi fikri kesinlik kazanmış değil fakat Kazak hükümeti konuya büyük ilgi gösterdi. Projenin olması “İhtimali gerçekten yüksek” diyor Paltsyn.
Habitat-avlanma
Kazakistan onlarca yıldır kaplanlarını geri getirmeyi düşünüyordu. Şimdilerde Biological Conversation’daki bir çalışmada, Paltsyn ve meslektaşları yeniden konumlandırılan kaplanların büyük ihtimalle hayatta kalabileceği merkezleri belirlediler.
Hazar kaplanı yaşam alanları büyük fakat parçalıydı. Nehir kenarlarındaki bataklık bölgelerde, çöllerle ve steplerle ayrılmış olarak yaşarlardı. Kaplanların önceki bölgeleri analiz edildiğinde, araştırmacılar çoğunun artık bir kaplan nüfusunu barındıramayacak olduğunu gördüler. Büyük kediler gezmek için az insanın olduğu ve avlanacak domuz ve geyiğin bulunduğu, tugay olarak adlandırılan ırmak kenarı ormanlarına ve geniş sazlık çalılıklara ihtiyaç duyuyor. Sonuç olarak kaplan yerleşimi için tek bir bölge en iyi olarak ortaya çıkıyor: Kuzeydoğu Kazakistan da İli Nehri deltası ve komşusu Balkaş Gölü. Bölgenin bir kaç yıla doğa parkı olması bekleniyor. İnsanın ve hayvancılığın epey seyrek olduğu 7000 kilometrekare tugaya ve nehir kenarı boyunca sazlık çalılıklara ev sahipliği yapıyor.
Sibirya kaplanlarının Hazar kaplanı olmadığı söylenmeden edilmemeli. Sibirya kaplanları Kazakistan’ın sazlık çalılıkları yerine Rusya’nın geniş yapraklı ve kozalaklı ormanlarında dolaşmaya alışıklar. Yine de, Kazakistan’da daha az kar olsa da her iki farklı yerel tür benzer av türleri ve iklimleri paylaşıyor. “Sibirya kaplanı için biraz sıradışı bir habitat” diye itiraf ediyor Paltsyn. “Ama sazlıklarda saklanabilecekleri çok yer var ve bilim insanları kaplanların başarılı bir şekilde avlanabileceklerini umuyor.”
Yine de önerilen bölgede domuz ve geyik popülasyonları düşük seviyelerde – şu an sadece 8 civarı kaplanı barındırabilecek düzeyde. Araştırmacılar avlık hayvan popülasyonlarına 15-20 yıl boyunca bakarlarsa ve beşerli gruplar halinde 40 kaplanı yavaşça ortama bırakırlarsa bölgenin, en az yüzyıl sonra, her halükarda 200 kaplanı barındırabileceğini düşünüyorlar.
Birkaç yüz kaplan fazla görünmeyebilir ama bu azalan alt tür için oldukça büyük bir kalabalık.
Farklı çizgilerin kaplanları
Vahşi doğada sadece 500 civarı Sibirya kaplanı var. Yani Kazakistan’ın yabancı bölgelerine nakledilecek 45-50 kaplanlık bir grup oldukça önemli.
John Goodrich vahşi kedi koruma grubu Panthera’da kıdemli Kaplan Programı direktörü ve Kazakistan programının bir parçası değil. Şayet şu anki planın öngördüğü gibi her yıl Sibirya’dan 5 yetim yavrunun transfer edilmesi durumunda “Bunun mevcut Sibirya kaplanı popülasyonu üzerinde kötü bir etkisi olmamalı” diye düşünüyor.
“Yetim yavrular Rusya’nın uzak doğusunda her yıl esaret altına alınıyor” diyor Goodrich, “ve görülen o ki bu yavrular esaret altında da büyütülüp başarılı bir şekilde doğaya salınabiliyor.”
Ve projenin Sibirya kaplanlarına yardımcı olması da muhtemel. “Şayet Orta Asya’da yeni bir kaplan popülasyonu kurarsak” diyor Paltsyn, “yedek bir popülasyon olarak hizmet edebilir.” Ağaçsızlandırma ve yol, demiryolu ve enerji nakil hatları gibi gelişmeler Rusya kaplanları için sorun teşkil ediyor. Kazakistan’daki kaplanlar Rusya’yı vurabilecek her hangi bir felaketten izole edilebilir.
Büyük kediler kendilerini takdir edilesi derece adapte olabildikleri konusunda kanıtladı. 2002’de 5 Güney Çin kaplanı Şangay’dan Güney Afrika’da bir koyun çiftliğine taşındı ve nüfusları 20’ye erişti. Bu sırada bazı Batı Teksas dağ aslanları Florida’da gelişiyor ve Kanada vaşağı Kolorado’da hayatını sürdürüyor.
“Kaplanları İli-Balkaş bölgesine getirirsek yeni şartlara kolayca adapte olabileceklerine dair oldukça iyimseriz” diyor Paltsyn. “Fakat dikkatlice izlenmeliler ve şayet popülasyon düşmeye başlarsa belki de iyi bir fikir olmayabilir.”
Karşılaşılacak Zorluklar
Eğer kaplanlar Kazakistan’a gitmek durumunda kalırlarsa, 3 ana tehdit ile karşı karşıya kalacaklar.
Birincisi, hükümetin izinsiz yangınları kontrol altına alması gerekecek. Yerli ev sahipleri koyun ve büyük baş hayvanlarını otlatmak için alan yaratmak adına nehir kenarındaki tugay ağaçlıklarını ve sazlıkları yakıyorlar. Bu habitat kaybı domuz ve geyiklerin (nam-ı diğer kaplan yemeği) bölgedeki düşük sayısının temel sebebi.
Kaçak avcılık bir diğer problem. Yerel insanlar kaplanların hayatta kalmak için ihtiyaç duyduğu domuz ve geyikleri bazen et için bazen de zevk için avlıyor. “Avlanmak geleneksel” diyor Paltsyn, “ve şu anda sıkı kontrol altında değil.” Daha da kötüsü, Kazakistan şimdiden kar leoparı kaçak avcılığı ile ilgili bir probleme sahip. Kararlı kaçak avcılık karşıtı çabalar olmaksızın diyor Goodrich, yerleştirilen kaplan nüfusu avlanarak tüketilebilir. ”Bu riskten sakınmak için çok güçlü bir adanmışlık ve dikkate değer bir güvenlik gücü uygulaması gerekecek.”diyor.
Yerel halkın işbirliği yapmasını sağlamak bir zorluk olabilir fakat Paltsyn umutlu. Gelecek olan İli-Balkaş Doğa Parkı’nın topraklarını dolaşacak ve her hangi zararlı aktiviteleri durduracak 100 gözlemcisi olması bekleniyor.
Belki de en büyük zorluk kaplanlar için bölgenin yeterli su almasını sağlamak ve avlarının hayatta kalmalarını sağlamak olacak. İli Nehri Kazakistan’a ulaşmadan önce Çin’in su tüketimi büyüyen Xinjiang bölgesinden geçiyor. 1995 ve 2003 arası, Paltsyn’in çalışma notlarına göre, sulama bölgeleri yüzde 364 oranında arttı. Bu daha az su akışı demek ve su tüketimi büyümeye devam ederse kaplan yerleşimi için felaket demek olabilir. Ve bu, bölgeyi daha da kurak hale getirmesi beklenen iklim değişikliğinin hesaba dahil edilmemiş versiyonu. Kaplan yerleştirme projesinin başarısı Çin’in su tüketimini kısması yönünde ikna edilmesine bakmakta.
İyi haber diyor Goodrich, “Kaplan yerleştirme planı, her iki hükümete de son kalan vahşi tugay sistemlerini korumak için gereken önlemlerin alınması namına gereken hızı sağlayabilir.”
Yerel insanlardan ne haber?
Kaplan sığınma bölgesine yakın çok az insan yaşamakta ve sayıları azalıyor. Okul ve hastane gibi temel altyapı kalemleri kısıtlı olduğundan ve toprak hayvan otlatmak için uygun olmadığından insanlar buradan uzaklaşıyor. Kalan bazılarının da izinsiz yangın ve kaçak avcılığa karşı çabalara direneceği aşikar.
“Yerel halk tabi ki de endişeli” diye yazıyor bir e-postada WWF’nin Rusya şubesi müdürü Igor Chestin. “Yerel halkın ihtiyaçları ile kaplanların ihtiyaçlarını karşılayacak bir ara yol bulmak programın başarısı için anahtar niteliğinde”.
Kazak hükümeti kaplan sığınak bölgesinin yerel ekonomiye de yardımcı olacağını umuyor. Kaplanları görmeye gelecek turistlerden para kazanılacağını umuyorlar ve proje, yerel halka tur rehberliği, restoran sahipliği ve dükkan sahipliği gibi yeni fırsatlar açabilir.
Şanlıyız ki diyor Chestin, bu sosyal ve politik konular üzerinde düşünmek için epeyce zamanımız var. Kaplanların yeniden konumlandırılmasından çok önce habitatın ve geyik ve domuz popülasyonunun oluşturulması gerek – ki bu süreç 15 ya da 20 yıl alabilir. “Bu yerel halka onarılan doğal ekosistemin otlağa indirgenen alanlardan daha değerli olduğunu kanıtlamak için yeterli zamanı veriyor,” diyor.
İyileşmenin uzun yolu
Kaplanların Kazakistan’da yeniden konumlandırılması bu sene ya da bir sonrakinde İli-Balkaş Doğa Parkı’nın kurulması ile büyük bir adım atacak. Bundan sonra Kazakistan, Rusya’nın WWF’si ve Çin arasında anlaşmaların yapılması sıra gelecek. Paltsyn projenin IUCN Kedi uzmanları ve diğer yaban kedisi uzmanları tarafından da gözden geçirilmesi gerektiğini söylüyor.
Bu sırada, Chestin projenin Kazakistan ve WWF’den 5 ve 2 milyon dolar yardım bulacağından da emin.
Para ve politik konular aradan çıktıktan sonra av hayvanlarının ortama konulması 2018’in başları gibi başlayabilir diyor Chestin.
Eğer proje resmi olarak başlarsa ve av hayvanları yerleşimi iyi giderse, 2033 gibi efsanevi çizgili kediler yine Kazakistan’ın sazlıklarını dolaşıyor olabilir.
Çeviren: Evren Akgül
bu canlıları neden öldürdülr yenilecek desek yenmes süz olsun desem olmaz nağ pıyolar bu hayvan ları