Çin’deki 70.000’den fazla vaka üzerinde yapılan bir analiz, başka yerlerde kimlerine hasta olabileceğine dair ipuçları verebilir.
Unutmayın: Yalnızca hastaysanız yüz maskesi takmanız gerekir. Unsplash
COVID-19’un Çin’deki bir şehirden bütün ülkeye yayılması 30 gün sürdü. Virüs şimdi dünya çapında diğer birçok ülkeye de yayılıyor ve artış hızı birçok insanı endişelendiriyor. Bu yeni hastalığa dair iyi verilerin olmayışı, işleri daha da kötü hale getiriyor; insanlar soru soruyor ve genel olarak sağlık yetkililerinin henüz bir cevabı yok.
Şu an en iyi bilgi kaynağımız Çin. Hastalık muhtemelen buradan çıktı ve en kötü vakalar hâlâ burada bulunuyor. Bu yüzden, en iyi veriler de büyük ihtimalle burada. Bu verilere bakmak, dünyanın geri kalanını neyin beklediğine dair bir fikir verebilir.
Çin’in Hastalık Kontrol Merkezi (CCDC), 11 Şubat itibariyle görülen 72.314 vakanın bir analizini yayınladı; bunların içerisinde 44.672 onaylanmış vaka da bulunuyor. Bu noktada elimizdeki en güncel ve eksiksiz bilgi bunlar. Bu sebeple, bu COVID-19 vakalarının ayrıntılarına bakmaya değer.
Bu hastalık kesinlikle gençlerin hastalığı değil.
Vakaların yalnızca yüzde 10’unda 30 yaş altı insanlar bulunuyor ve 20 yaşın altındakiler sadece yüzde 2. Bu arada 30 ila 69 yaş arasındaki yetişkinler, vakaların dörtte üçünü oluşturuyor. Bunun bir sebebi de, Çin’in nüfus özellikleri olabilir; ülkenin yaklaşık yüzde 60’ı, 25 ve 64 yaş arasında. Ancak yetkililer, yetişkinlerin ve yaşlı insanların çocuklara göre çok daha savunmasız olduğunu belirtiyorlar. Ölümler söz konusu olduğunda, en büyük zararı yaşlı insanlar görüyor.
70 ve üstü yaşında olanlar, vakaların sadece yüzde 12’sini oluştursa da; ölümlerin yüzde 50’si bu gruba ait. Ölümlü vakaların diğer yüzde 30’u, bir sonraki en düşük yaş grubu olan 60-69’u kapsıyor.
Ölüm oranları, çok belirgin bir eğilimi takip ediyor: En yüksek oran, 80 yaş ve üstü insanlarda görülüyor. Bu kişilerin yüzde 14.8’i ölmüş. 70-79 yaş aralığının yüzde sekizi; 60-69 yaşın yüzde 3.5’i ve 50-59 yaşın yüzde 1.3’ü virüse yenilmiş. 50 ve altı yaşındakilerde ölüm oranı yüzde bir. 4500’den fazla vaka olmasına karşın, 30 yaş altında toplamda sadece 8 ölüm var.
COVID-19, erkekleri ve kadınları da aynı şekilde etkilemiyor gibi görünüyor. İlk önce, hemen hemen eşit miktarda cinsiyet hasta oluyor fakat ölümlerin neredeyse üçte ikisi erkeklerde gerçekleşmiş.
Bazı uzmanlar, bunların Çin’e özgü olabileceğini düşünüyor. Çin’de, kadınlardan çok daha fazla sayıda erkek sigara içiyor. Sigara içen kişilerin, kalp damar ile akciğer hastalığı olma ihtimali daha yüksek olduğundan; bu şartların COVID-19’u şiddetlendirmesi ve hastaların ölmesini daha muhtemel hale getirmesi mümkün. Fakat kimse bütünüyle emin değil.
Belirgin olan şey ise, şimdiye kadar vakaların büyük çoğunluğunun; yüzde 80’den fazlasının hafif geçmiş olması.
Bir diğer yüzde 14’lük kısım şiddetli geçmiş ve yüzde beşten daha ufak bir bölüm ise ciddi olmuş. Bu analizdeki 1023 ölümün tamamı, hastalığı ciddi olan insanlarda gerçekleşmiş.
Henüz cevaplanmayan esas soru, bu sonuçların dünyanın geri kalanıyla ne kadar benzer olacağı. Çin, an itibariyle çoğu cevabı sunuyor fakat bunlar, dünyanın geri kalanını temsil etmeyebilir. Dünya Sağlık Örgütü genel müdür yardımcısı Bruce Aylward geçenlerde Vox’a konuşarak; Çin’de görülen yüzde 2.4’lük düşük ölüm oranının, dünyanın geri kalanında da görülmesini beklemediğini söylemişti. Orada sağlık sistemi hızlı davranmış ve aynı anda on binlerce insana yüksek kaliteli hizmet sağlayabilmişti; fakat diğer ülkelerin bu avantajı yok ve başka yerlerde daha fazla sayıda hasta ölebilir. Ayrıca cidden; DSÖ geçenlerde küresel ölüm oranının artık yüzde 3.4 olduğunu duyurmuştu.
Bunların hiçbiri telaş sebebi değil; fakat alabileceğiniz tüm önlemleri alın. Ellerinizi sık sık yıkayın (ihtiyacınız olduğunu düşündüğünüzden daha fazla) ve eğer hastalığın görüldüğü bir bölgedeyseniz, insanların toplandığı yerlerden kaçınabildiğiniz kadar kaçınmaya çalışın. Eğer hastaymış gibi hissediyorsanız evde kalın. Yüzünüze dokunmamaya çalışın veya en azından; kamusal alanlarda çeşitli yüzeylere dokunduktan sonra ellerinizi yıkayın. Bu sebeplerle paniğe kapılmak her ne kadar haklı ve normal bir şey olsa da; COVID-19 kapma tehlikenizin çoğu yerde hâlâ çok düşük olduğundan şüpheniz olmasın.
Yazar: Sara Chodosh/Çeviri: Ozan Zaloğlu.