Büyük Set Resifi’nde Keşfedilen 500 Metre Uzunluğundaki Yeni Mercan Kayalığı

0
Yeni keşfedilen 500 metre uzunluğundaki bağımsız resif, Büyük Set Resifi'nin kuzeyindeki diğer uzun bağımsız resiflere bir yenisini ekliyor. Schmidt Okyanus Enstitüsü

Bilim insanları, Büyük Set Resifi’nde devasa bir bağımsız mercan kayalığı keşfetmişler. Schmidt Okyanus Enstitüsü’nden yapılan duyuruya göre bu resif, 120 yıldan bu yana keşfedilen ilk resif olma özelliğini taşıyor. 500 metreden daha uzun olan ve Empire State binasını, Sidney Kulesi’ni ve Petronas İkiz Kuleleri’ni geride bırakan bu resif, şu an Avustralya’yı çevreleyen okyanusta 12 aylık bir keşif seferinde olan Schmidt Okyanus Enstitüsü’nün araştırma gemisi Falkor’daki Avustralyalı bilim insanları tarafından keşfedilmiş.

Resif 20 Ekim’de, James Cook Üniversitesi’nde çalışan Dr. Robin Beaman önderliğindeki bir araştırma takımının Büyük Set Resifi’nin kuzeyindeki deniz tabanında su altı haritalaması yürüttüğü sırada bulunmuş. Takım daha sonra bu yeni resifi keşfetmek için, Schmidt Okyanus Enstitüsü’nün su altı robotu SuBastian’ı kullanarak 25 Ekim tarihinde bir dalış gerçekleştirmiş. Dalış, ilk defa görülen yüksek çözünürlüklü video görüntüleriyle beraber Schmidt Okyanus Enstitüsü’nün internet sitesinde ve YouTube kanalında canlı yayınlanmış. (Aşağıdan bkz.)

Tabanı 1,5 km genişliğinde olan ve uzun bir yaprağa benzeyen bu resif, deniz yüzeyinin sadece 40 m altındaki en sığ derinliğinin ardından 500 metreye alçalıyor. Yeni keşfedilen bu bağımsız resif, bölgede 1800’lerin sonlarından bu yana haritası çıkarılan diğer uzun ve bağımsız yedi resife ekleniyor. Bunlar arasında, dünyanın en önemli yeşil deniz kaplumbağası yuvalama alanı olan Raine Adası’ndaki bir resif de bulunuyor.

Schimdt Okyanus Ensitüsü’nün eş kurucusu olan Wendy Schmidt, “Bu beklenmedik keşif, Okyanus’umuzda bilinmeyen yapılar ve yeni türler bulmaya devam ettiğimizi doğruluyor” diyor. “Okyanus’ta nelerin var olduğuna yönelik mevcut bilgilerimiz, şimdiye kadar çok sınırlı kalmıştı. Okyanusun derinliklerindeki gözümüz, kulaklarımız ve ellerimiz gibi çalışan yeni teknolojiler sayesinde, daha önce hiç olmadığı kadar keşfetme kabiliyetine sahibiz. Karşımıza yeni okyanus manzaraları çıkıyor ve gezegeni bizimle paylaşan yeni ekosistemler ile çeşitli yaşam biçimleri görüyoruz.”

“Bulduğumuz şeyler karşısında şaşkınlığa uğruyor ve seviniyoruz” diyor Dr. Beaman. “Resifin sadece detaylı 3B haritasını çıkarmak değil, bu resifi SuBastian ile görsel şekilde görmek de inanılmaz. Tüm bunlar; Schmidt Okyanus Ensitüsü’nün Avustralyalı bilim insanlarına gemiyle keşif imkanı sağlaması sayesinde mümkün oldu.”

Schmidt Okyanus Enstitüsü. Çeviren: Ozan Zaloğlu.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz