Hollanda’nın sakinlerinden olan büyük baştankara kuşları (Parus major), her bahar ağaç boşluklarına yuva yapıyor, kuluçkaya yatıyor ve siyah-altın renkli yeni nesil küçük tüy yumaklarını gökyüzüne gönderiyorlar.
Ardından, yaz için Afrika’dan göç eden ve yavrularını yetiştirmek amacıyla terk edilmiş yuvalara yerleşen kara sinekkapan kuşu (Ficedula hypoleuca) geliyor.
Sistem yönünden, epey iyi bir sistem var. Veya vardı. Son yıllarda bir sorun ortaya çıktı: İklim değişikliği, kuluçka zamanlarının çakışmasına ve kaynaklar üzerinde çatışma yaşanmasına sebep oluyor. Üstelik bu çatışma ölümcül oluyor; çünkü üreyen bir kuş, bölgesini koruyan bir kuştur.
Bu eğilim ilk olarak, Groningen Üniversitesi’nin Evrimsel Yaşam Bilimleri Enstitüsü’nde çalışan biyolog Jelmer Samplonius tarafından fark edilmiş.
Kendisi ve meslektaşları, her iki kuşun da yuvalama davranışları üzerinde çalışmak için Hollanda’da yer alan iki ulusal park olan Dwingelderveld ve Drents-Friese Yaylası’na kuluçka kutuları yerleştirmiş ve bunları 2007’den 2016’ya kadar 10 yıl boyunca gözlemlemişler.
Araştırmacılar bu süre zarfında yuvalarda, 88 tane ölü kara sinekkapan kuşu bulmuşlar. Bunların seksen altısını büyük baştankara kuşları, diğer ikisini ise yine bölgeye özgü bir tür olan mavi baştankara kuşları (Cyanistes caeruleus) öldürmüş.
Samplonius şöyle söylüyor: “Bir kara sinekkapan kuşu, içerisinde büyük baştankara kuşunun olduğu bir kutuya girdiğinde, kuşun hiç şansı olmuyor. Büyük baştankara kuşu daha ağır. Kara sinekkapan kuşları ise Avrupa’dan Batı Afrika’ya ve tekrar geriye göç etmek için yapılanmış. Ayrıca, büyük baştankara kuşlarının çok güçlü pençeleri de var.”
Bu kavgalar her ne kadar azalmış olsa da, kara sinekkapan kuşları için hoş şeyler değil. Ölen kara sinekkapan kuşlarının çoğu erkekmiş. Kulağa mantıklı geliyor çünkü erkekler, bir dişiyi çekmek için kuluçka yeri buluyorlar. Ne olursa olsun, bu kuşların ölümleri dehşet verici.
Araştırmacılar tezlerinde şöyle yazıyor: “Ölü kara sinekkapan kuşlarının hepsi, faal durumdaki baştankara yuvalarında bulunmuştu ve kafalarında ciddi yaralar vardı. Ayrıca baştankara kuşları, genelde bu kuşların beyinlerini yemişti.”
Evet. Baştankaralar ölen düşmanlarına böyle yapıyorlar. Böyle bir şey var.
Aslında, bu iki kuş arasında kuluçka yerleri için her zaman biraz rekabet olmuştu ve daha çevik olan kara sinekkapan kuşları, kuluçka yapma sürecinde uçuşuyor ve daha ağır olan baştankara kuşlarını rahatsız ediyorlardı. Bu durum, sinirlenen baştankara kuşunun vazgeçmesiyle ve başka bir nokta bulmak için oradan ayrılmasıyla; kara sinekkapan kuşunun da zaferiyle sonuçlanıyordu.
Araştırmacıların çözmeye çalıştığı şey; değişen iklimin, bu iki kuş arasındaki rekabet üzerinde bir etkisinin olup olmadığıydı.
Bilim insanları 10 yıl boyunca mevcut gidişatları gözlemlemiş ve erken gelen sıcak havanın, ağaçlardaki ilk yaprakların daha erken çıkmasına sebep olduğunu; bunun ise tırtılların da daha erken ortaya çıkmasına yol açtığını bulmuşlar. Büyük baştankaralar, tırtılların zirve yaptığı zamanlarda yumurtladığından (çünkü yiyecek bol); bu durum onların da erken yumurtladığı anlamına geliyor.
Kara sinekkapan kuşları da daha erken göç ediyor fakat bu durum tek başına büyük bir çatışmaya sebep oluyor gibi görünmüyor. Göç eden kuşların, bölgesel sıcaklık değişimlerine yerli kuşlar kadar hızlı şekilde uyum sağlamadığını belirtmekte de fayda var; bu yüzden kara sinekkapanların sayısı hemen hemen aynı.
Sorun, iki şey yüzünden meydana geliyor. İlk olarak, iklim değişikliği yüzünden havalar genel olarak ılıman olduğundan, Avrupa’da kışın hayatta kalan daha fazla baştankara kuşu oluyor; tabi bu durum, bahar gelince kuluçka alanları için daha fazla rekabet anlamı taşıyor.
Ayrıca bir bahar mevsimi, bu yeni normal değerlerden daha soğuk olduğunda; baştankara kuşları yuvalarını daha sonra yapıyorlar. Bu yüzden, kuluçka ihtiyaçları birbiriyle çakışan daha çok büyük baştankara kuşu olmuş oluyor; bu durum, kara sinekkapan kuşlarıyla büyük çarpışmalar yaşanmasına sebep oluyor.
Şimdiye kadar bu sorunun hayvan popülasyonları üzerinde çok büyük bir etkisi olmadı; en azından, henüz değil.
Samplonius şöyle söylüyor: “İlginç olarak, çalışmamızda yer alan ve yaklaşık 300 üreme çiftinden oluşan kara sinekkapan kuşlarının genel nüfusu üzerinde bir etki görmedik. Öldürülen erkeklerin, genelde o mevsimde geç gelen kuşlar olduğunu belirledik. Geç gelen bu kuşlar, çoğu zaman eşleşecek dişi bir kuş bulamıyor. Bu durum, söz konusu davranışın nüfus üzerinde niçin etkisinin olmadığını açıklayabilir.”
Ancak her iki kuşun davranışı iklim değişikliği yüzünden değiştiğinden ve sıcaklıklar da artmaya devam ettiğinden, bu gidişat daha kötü hale gelebilir. Şu anda, büyük oranda etkilenen kuşların geç gelen ve üremeyen erkek kara sinekkapan kuşları olması, nüfusu koruyan bir çeşit tampon bölgesi görevi görüyor; fakat bu tampon bölgesinin ömrü, korkutucu bir şekilde kısa olabilir.
Araştırmacılar şöyle yazmışlar: “Eğer tamponlar azalırsa, türlerarası rekabetin nüfus üzerindeki sonuçlarının daha belirgin hale gelebileceğini bekliyoruz; özellikle de yerli kuşlar için yararlı olan sıcak kışlardan sonra.”
Takımın araştırması, Current Biology bülteninde yayınlandı.
ScienceAlert