ABD Ulusal Atmosferik Araştırma Merkezi’nin (NCAR) önderliğinde yürütülen araştırmaya göre COVID-19 ile bağlantılı sokağa çıkma yasakları ve azalan toplumsal faaliyetler, geçen sene kirletici maddelerin yayılımını hafif miktarda etkileyerek gezegenin biraz ısınmasına sebep olmuş.
Mantığa aykırı gelen bu bulgu, havada gezen ve Dünya’ya gelen güneş ışığını engelleyen parçacıkların (aerosol) etkisini vurguluyor. Geçtiğimiz bahar aylarında aerosol yayılımları düşünce, Güneş’in ısısı gezegene daha fazla ulaşmış; özellikle de normalde atmosfere yüksek miktarlarda aerosol pompalayan Birleşik Devletler ve Rusya gibi ağır sanayi ülkelerinde…
Çalışmanın baş yazarı ve NCAR’da çalışan bilim insanı Andrew Gettelman şöyle söylüyor: “En kirletici endüstrilerden kaynaklanan yayılımlarda büyük bir düşüş meydana geldi ve bu durum, sıcaklıklar üzerinde kısa vadeli ani etkiler meydana getirdi. Kirlilik gezegenin soğumasına sebep oluyor. Bu yüzden, kirlilikte meydana gelen azalmaların gezegeni ısıtması mantıklı.”
Çalışmada keşfedilenlere göre Dünya’nın karasal yüzeyinin bazı kısımlarındaki sıcaklıklar, egemen hava koşullarına göre beklenen seviyeden 0,1-0,3 derece Celsius daha yüksek olmuş. Söz konusu etki, ısınmanın Birleşik Devletler ile Rusya’nın büyük kısmında 0,37 derece Celsius’a ulaşmasıyla birlikte normalde önemli aerosol yayılımlarıyla ilişkilendirilen bölgelerde en fazla hissedilmiş.
Yeni çalışma enerji santrallerinden, motorlu taşıtlardan, sanayi tesislerinden ve diğer kaynaklardan çıkan farklı tip yayılımların karmaşık ve çoğu zaman çatışan etkilerinin altını çiziyor. Aerosoller bulutları parlaklaştırma ve Güneş’ten gelen ısıyı uzaya geri yansıtma eğilimi gösterse de, karbondioksit ve diğer sera gazları zıt bir etki gösteriyor ve ısıyı gezegen yüzeyinin yakınında hapsederek sıcaklıkları yükseltiyor.
Gettelman, bu kısa vadeli ısınma etkilerine karşın, salgının uzun vadeli etkisiyle birlikte iklim değişiminin biraz yavaşlayabileceğini; çünkü atmosferde onlarca yıl boyunca kalan ve iklim üzerinde daha kademeli bir etki gösteren karbondioksit yayılımlarının düştüğünü belirtiyor. Bunun aksine yeni araştırmanın odak noktası olan aerosoller, birkaç yıl içinde kaybolan daha doğrudan etkiye sahip.
Geophysical Research Letters bülteninde yayımlanan çalışmanın sermayesi kısmen NCAR’ın destekçisi olan ABD Ulusal Bilim Vakfı tarafından sağlanmış. NCAR’da çalışan bilim insanlarına ek olarak Oxford Üniversitesi, Imperial College Üniversitesi ve Leeds Üniversitesi’nde çalışan araştırmacılar da çalışmaya katkıda bulunmuş.
David Hosanski/ABD Ulusal Atmosferik Araştırma Merkezi.