Oxford Üniversitesi’nde görev yapan bilim insanı Annette L. Fayet, beş yıl önce, Galler ülkesinde bulunan uzak bir adada; daha önce hiç görmediği bir şey yapan bir deniz papağanını gizlice izlemiş. Bir uçurumun altındaki deniz suyunda yüzen kuş, gagasında bir dal parçası tutuyormuş.
Bu dal ile sırtını kaşımaya başlamış; Fayet’in gördüğü üzere bu deniz papağanı, bir alet kullanıyormuş.
Deniz papağanlarının göç etme ve beslenme şekilleri üzerinde çalışan bir deniz papağanı uzmanı olan Fayet, bu hünerli kuşu not defterine kaydetmiş. Fakat ilk defa yapılan bu gözleme dair elinde hiç kanıt fotoğrafı yokmuş.
“Sadece bir gözlemdi ve başka bir şeyle meşguldüm” diyor. Ne kadar olağandışı olsa da, Fayet bu olayın aklından çıktığını söylüyor.
Ta ki yeniden yaşanana dek. 2018 yılının Temmuz ayında Fayet, İzlanda’daki Grimsey Adası’nda, Galler ülkesinden yaklaşık 1500 km ötede; başka bir deniz papağanı grubu üzerinde çalışıyormuş. Adaya kamera kapanları yerleştirmiş ve “deniz papağanlarının bir sürü davranışını” kaydetmiş.
O sırada başka bir deniz papağanı da bir çomak kullanarak kendini kaşımış. Bu sefer bu faaliyet, bir kameranın önünde gerçekleşmiş: Kuş bir çomak buluyor ve parlak renkli gagasıyla onu kavrıyor. Daha sonra bir mırıldama sesi çıkarıyor. Kameranın merceğine doğru dönüyor ve ardından çomağın sivri ucuyla göğüs tüylerini kaşıyor.
Bu durum, yanlış giden bir yuva yapma davranışı değil. Deniz papağanları, yuvaları için yumuşak ot topluyor ve daha sonra bu yatak takımlarını sığınaklarına götürüyorlar. İzlanda’daki bu deniz papağanı, kaşımayı bitirdikten sonra çomağı bırakmış. Kamera saatler sonra çomağı kaydetmiş ve çomak hâlâ yerde duruyormuş.
Oxford Üniversitesi’nde hayvanbilimci olan, daha önce alet yapan kargalar üzerinde çalışan ve bu araştırma takımında yer almayan Alex Kacelnik; bu davranışın, alet kullanımının “bilinen tüm mevcut tanımlarına” uyduğunu söylüyor.
Fayet, yaptığı bu kaydı; Oxford Üniversitesi’nde bir hayvan davranışı uzmanı olan meslektaşı Dora Biro’ya göndermiş. Videoyu görünce hemen heyecanlanan Biro, şöyle söylüyor: “Bu bir deniz papağanıydı, bir deniz kuşuydu; ve alet kullanımı, deniz kuşlarında daha önce hiç görülmemişti.”
Biyologlar, meslektaşları Erpur Snaer Hansen ile beraber; Pazartesi günü Proceedings of the National Academy of Sciences bülteninde yayınlanan bir çalışmada deniz papağanlarının aletlerini tanımlıyor.
Hayvan aletleri üzerinde çalışma yapmak, bilim insanlarının; kendi Taş Devri’mizin kökenlerini anlamalarına yardımcı olabilir. Bu dönem, atalarımız yaklaşık 2.6 milyon yıl önce yerden taş topladığı zaman başlamıştı.
Fakat gaga, pati veya hortumla kullanılan aletler nadir görülüyor. Bilim insanlarının alet kullanımını gözlemlediği tür miktarı, yüzde 1’den az. Bu oran, hayvan grupları arasında oransız şekilde dağılmış durumda. Şempanzeler ve diğer birkaç primat türü alet kullanıyor. Bazı kuş türleri, su samurları, domuzlar, balıklar ve hatta bazı böcekler de öyle (süngersi maddeyle yuvalarına bal taşıyan karıncalar gibi).
Alet kullanan birkaç kuş türü bulunuyor. Örneğin Pasifik’teki kargalar, kanca şeklindeki dalları kullanarak kurtçukları yakalıyorlar. Fakat sırt kaşıma davranışı, bilim insanlarının “vücut bakımı” şeklinde adlandırdığı, olağandışı bir alet kullanım biçimi.
Vücut bakımı konusunda vahşi kuşlarda gözlemlenen diğer tek bakım türünün, “karıncalama” olduğunu söylüyor. Bu davranış şeklinde kuşlar, vücutlarını böceklerle kaplıyorlar. Biyologlar, böcek salgılarının; kuş parazitlerine veya mantarlara karşı kimyasal savunma görevi gördüğünden şüpheleniyor.
İzlanda’daki bu deniz papağanı, kenelerden kurtulmaya çalışıyor olabilirmiş. “Bu gözlemler yapıldığı zamanlarda, kuşların üzerinde özellikle yüksek miktarda bir parazit yükü de vardı” diyor Biro.
Biro ve Fayet’in makalesini inceleyen bir bilim insanı, bu çomağın kimyasal niteliklerinin de olabileceğini öne sürüyor. (Bunu söylemek güç; çünkü dal kuruymuş ve bilim insanları bunun hangi tür bitki olduğunu bilmiyor.)
Kacelnik, deniz papağanının kendisini şaşırttığını söylüyor.
“Bu kuşlar, vücutlarının normalde ulaşılamayan kısımlarına ulaşmıyorlar” diye belirtiyor. Sonuçta, bir gagayla halledebilecekken neden bir çomak kullanasın ki? Kacelnik, deniz papağanlarındaki bu rahatsız edici maddelerin, (belki de bir tekne yakıtı lekesi gibi) “zehirli ya da özellikle nahoş” şeyler olup olmadığını merak ediyor; “çünkü kuşlar, gaga temasından kaçınmak istemiş olabilir.”
Kendisinin söylediğine göre; çubukla kurtçuk avlayan Yeni Kaledonya kargaları üzerinde yapılan deneylerde kuşlar, plastik örümcekler gibi tehlikeli olarak algıladıkları nesnelere dokunmak için çomak kullanıyorlar.
Ya da iyi kaşınmış bir kaşıntının verdiği hoşnutluk, türlerin ötesine geçen şu kaçınılmaz şeylerden biri olabilir.
Yazar: Ben Guarino/The Washington Post