Zürih Üniversitesinde çalışan araştırmacılar, 30 yıldan uzun süre önce İsviçre’nin doğusunda bulunan Alp Dağları’nın doruklarında çeşitli omurgalar, kaburgalar ve bir diş keşfetmişler. Buluntuların tipik şekli, bunların ihtiyozor şeklinde bilinen büyük deniz sürüngenlerine ait olduğunu gösteriyormuş. Fakat bulguların karşılaştırılabileceği materyaller yokmuş. Şimdiyse Bonn Üniversitesi öncülüğünde yürütülen yeni bir çalışma, daha hassas sınıflandırma yapmayı sağlıyor. Bulgulara göre kalıntılar, 15 ila 20 metre uzunluğundaki üç farklı ihtiyozora ait. Diş ise özellikle sıra dışı: Altı santimetrelik bir kök çapıyla birlikte, şimdiye kadar keşfedilen en büyük sucul dinozor dişinden iki kat daha geniş. Çalışmanın sonuçları dün Journal of Vertebrate Paleontology bülteninde yayımlandı.
İlk ihtiyozorlar, yaklaşık 250 milyon yıl önceki erken Triyasik Dönem’de ilkel okyanuslarda yüzmüş. Uzun bir gövdeleri ve nispeten ufak kafaları varmış. Fakat bundan yaklaşık 200 milyon yıl önce çoğu yok olmadan kısa süre önce (sadece tanıdık görünümlü yunus benzeri türler 90 milyon yıl öncesine kadar yaşamış), dev boyutlara ulaşmışlar. Tahminen 80 ton ağırlığında ve 20 metreden uzun olan bu tarih öncesi devler, bir kaşalot ile boy ölçüşecek düzeydeymiş. Fakat geride çok az fosil kalıntısı bırakmışlar. Bonn Üniversitesi Yerbilimleri Enstitüsü Taşılbilim Bölümünde çalışan Prof. Dr. Martin Sander, “Durumun neden böyle olduğu hâlâ büyük bir gizem” diyor.
Triyasik Deniz Canavarı, Ölmeden Önce Üç Küçük Canavar Doğurmak Üzereymiş
Kıvrılan Alpler, denizin dibindeki fosilleri gün yüzüne çıkarıyor
İncelenen bulgular, Graubünden kantonundan geliyor. Sander’in Zürih Üniversitesinde çalışan meslektaşı Dr. Heinz Furrer, fosilleri 1976 ve 1990 yılları arasında öğrencileriyle birlikte Kössen Oluşumu’nda jeolojik haritalama yaptığı sırada keşfetmiş. 200 milyon yıldan uzun süre önce, fosillerin yer aldığı kaya katmanları deniz tabanının altında duruyormuş. Fakat Alpler’in kıvrılmasıyla, 2.800 metrelik bir irtifaya yükselmişler. “Belki de buzulların altında dev deniz canlılarına ait daha fazla kalıntı vardır” diyor Sander.
Kaynak: Bonn Üniversitesi. Çeviren: Ozan Zaloğlu.