Dikkat Eksikliği Zeka Eksikliğinin Değil, Karmaşık Bir Beynin Göstergesi

0
Görsel: Anonim/Brown Üniversitesi

Yoğun bir lokantayı hayal edin: Tabak sesleri, çalan müzik, birbiriyle gürültülü şekilde konuşan insanlar… Birisinin bu tür bir ortamda sohbet edecek kadar dikkatini toplaması mucize olurdu. Brown Üniversitesinin Carney Beyin Bilimleri Enstitüsünde çalışan bilim insanlarının yeni araştırması, insanların bu gibi dikkat dağıtıcı durumlarda dikkatlerini vermesine yardımcı olan beyin mekanizmalarına ve odaklanamadıklarında neler olduğuna yönelik şimdiye kadarki en detaylı bulgulardan bazılarını sunuyor.

Araştırmacılar daha önce yürütülen bir psikoloji çalışmasında, insanların ne kadar odaklanabildiklerini (alakalı bilgileri artırarak) ve ne kadar şeyi filtreleyebildiklerini (dikkat dağıtan şeyleri duymazdan gelerek) ayrı ayrı kontrol edebildiğini belirlemiş. Araştırma takımının Cuma günü Nature Human Behaviour bülteninde yayımlanan yeni çalışması, beynin bu çok önemli iki işlevi eşgüdümleme sürecini ortaya çıkarıyor.

Çalışmanın baş yazarı sinirbilimci Harrison Ritz, bu süreci insanların karmaşık fiziksel işler yaparken kas faaliyetlerini eşgüdümleme şekline benzetiyor.

Çalışmayı Brown Üniversitesinde doktora öğrencisiyken yürüten Ritz şöyle aktarıyor: “Yemek çubuğu kullanmak gibi fiziksel faaliyetleri gerçekleştirirken 50’den fazla kası bir araya getirdiğimiz gibi; yaptığımız çalışmada da zihinsel eylemleri farklı dikkat biçimlerini koordine ederek gerçekleştirebildiğimizi keşfettik” diyor.

Brown’un Biliş, Dil ve Psikolojik Bilimler Bölümünde çalışan makale eş yazarı ve yardımcı profesör Amitai Şenhav, bulguların, insanların dikkat güçlerini nasıl kullandıklarının yanında dikkati neyin engellediğine dair de fikir verdiğini söylüyor.

“Bulgular, insanlar olarak böylesi muazzam bir bilişsel esnekliği nasıl sergileyebildiğimizi; yani istediğimiz şeye ve istediğimiz zaman dikkatimizi nasıl verdiğimizi anlamamıza yardımcı olabilir” diyor. “Ayrıca bu esnekliğin sınırlamalarını ve bu sınırlamaların, DEHB gibi dikkatle ilişkili belli bozukluklarda nasıl ortaya çıkabildiğini daha iyi anlamamıza da yardımcı olabilirler.”

Dikkat ve filtre testi

Ritz çalışmayı yürütürken, deneye katılanlara bilişsel bir görev vermiş ve bu esnada da fMRI makinesinde bu kişilerin beyin faaliyetlerini ölçmüş. Katılımcılara, bir ateşböceği sürüsü gibi sağa sola hareket eden, yeşil ve mor noktalardan oluşan türbülanslı bir kitle gösterilmiş. Katılımcılara verilen değişen zorluklardaki görevler, noktaların hareket ve renkleri arasında ayrım yapmayı içeriyormuş. Örneğin bir egzersizde katılımcılara, mor ve yeşil renk oranı neredeyse 50/50 olduğunda hızla hareket eden noktaların çoğunun hangi renk olduğunu seçmeleri söylenmiş.

Ritz ve Şenhav, daha sonra katılımcıların bu görevlere cevaben gerçekleşen beyin faaliyetlerini analiz etmiş.

Şimdi Princeton Sinirbilim Enstitüsünde doktora sonrası araştırma görevlisi olarak çalışan Ritz, bu tip işlerde iki beyin bölgesinin nasıl beraber çalıştığını açıklıyor.

“İntraparyetal oluksu yapıyı, bir radyo kadranındaki iki düğme şeklinde düşünebilirsiniz: Birisi odaklanmayı ayarlarken, diğeri filtrelemeyi ayarlıyor” diyor Ritz. “Bizim çalışmamızda, noktalarda neler gerçekleştiğini ön singulat korteks takip ediyordu. Örneğin ön singulat korteks bunu tanıdığında, hareket işi daha da zorlaştırıyor ve intrapariyetal oluksu yapıyı filtreleme düğmesini ayarlayıp hareket hassasiyetini azaltmaya yönlendiriyor.

“Mor ve yeşil renklerin neredeyse 50/50 olduğu senaryoda, intrapariyetal oluksu yapıyı odaklanma düğmesini ayarlayıp renk hassasiyetini artırmaya da yöneltebiliyor. Alakalı beyin bölgeleri artık harekete karşı daha düşük ve uygun renge karşı daha yüksek hassasiyet sergilediğinden, katılımcı doğru seçimi daha iyi yapabiliyor.”

Ritz’in bu açıklaması, zihinsel eşgüdümün zihinsel kapasiteye kıyasla önemini vurguluyor ve sıkça ifade edilen bir görüşün yanlış bir yorum olduğunu ortaya seriyor.

“İnsanlar zihnin sınırlamalarından bahsettiklerinde, bunu sık sık ‘İnsanların böyle zihinsel kapasitesi yok’ veya ‘İnsanların hesaplama gücü yok’ türünden bağlamlarda yorumluyorlar” diyor Ritz. “Bizim bulgularımız, neden sürekli dikkatimizi vermediğimize farklı bir açıdan bakmayı sağlıyor. Durum beyinlerimizin fazla basit olması değil, beyinlerimizin çok karmaşık olması ve zor olanın koordinasyon olması.”

Devam eden araştırma projeleri de bu çalışmada elde edilen bulgular üzerine inşa ediliyor. Brown Üniversitesinde ve Baylor Tıp Fakültesinde çalışan hekim bilim insanlarının ortak projesinde, tedaviye karşı dirençli depresyonu bulunan hastalarda odaklanma ve filtreleme stratejileri araştırılıyor. Şenhav’ın laboratuvarında çalışan araştırmacılar, motivasyonun dikkate nasıl yön verdiğini inceliyor: Ritz ve Brown Üniversitesinde doktora öğrencisi olan Xiamin Leng’in öncülüğünde yürütülen bir çalışmada, odaklanma ve filtreleme stratejilerinde finansal ödül ve cezaların etkisi araştırılıyor.

Çalışma ABD Ulusal Sağlık Enstitüleri, ABD Ulusal Sağlık Vakfı ve C. V. Starr Vakfının doktora sonrası bursuyla desteklenmiş.

 

Yazar: Gretchen Schrafft/Brown Üniversitesi. Çeviren: Ozan Zaloğlu.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz