Nasıl oluyor da dişi hattındaki semenderler hiç bir şeyden haberi olmayan erkeklerden gen çalabiliyorlar.
Yeni yapılan çalışma kleptogenin sır perdesini araladı.
Sadece dişilerden oluşan bir soy düşünün. Bu dişiler nesillerden beri erkeklerden gen aşırıyorlar- normal yol olan çiftleşme ve çoğalma ile de değil üstelik, cinselliği, yavrularına bölüştürmek üzere, hangi şekilde olursa olsun genetik materyal toplamak için bir araç olarak kullanarak. Nesiller boyu, bir kaç gen orada, bir kaç gen burada. Bu bir tür fantezi değil: Bazı dişi semenderler milyonlarca yıldır bu şekilde hamilelik yaşıyorlar.
Türün bu farklı çoğalma davranışı Ambystoma bilim için yeni değil. Araştırmacılar, bu hayvanların bir soyunun- sadece dişi yavru yapan bir semender soyu- soydaki pek çok farklı türden erkeklerden genetik materyal toplamakta ısrar ettiklerini bir süredir biliyor. Ama kleptogenetik fantezi dünyası ile ilk kez ilgilenenler için aşağıda bazı bilgilerin dökümü verilmektedir.
Semender soyu Ambystoma‘nın pek çok üyesi eşeyli yaratıklardır- bununla erkeklerin, dişi yumurtalarını dölleyerek her iki ebeveyninden de genetik talimatlara sahip olan yavrular üretmek üzere, sperm paketleri bırakmaları kastediliyor. Ama uniseks Ambystoma kertenkeleler daha iyisini yapıyor. Bu dişiler, paketleri toplarlar ve yumurtalarını döllemekte birden fazlasını kullanırlar. Her bir eşin genomundan hangi kısımları kullanacaklarına da- kullanacaklarsa- kendileri karar verirler.
”Sadece dişinin işin içinde olması ile çoğalan omurgalıların çoğunluğu, öyle ya da böyle sperme bağımlıdır,” diyor Iowa Üniversitesi’nden, biyoloji dalında öğretim üyesi profesör, Maurine Neiman. Bu soylardan pek çoğu ”sperm paraziti” haline gelir, embriyo üretimini tetiklemesi için spermin yumurtalarına girmesini isterler. İşlerin yürümesi için bu sperme ihtiyaçları vardır, ama genetik materyalini çıkarıp atarlar- öncelikli olarak klon kız evlatlar yaratırlar, bunu yaparken de eşeyli çoğalan atalarının geliştirdiği çoğalma mekanizmalarını uygularlar.
”Bu semenderler diğer dişilerle pek çok ortak noktaya sahipmiş gibi görünüyor,” diyor Neiman. Ama aslında, onların ‘acayip’ çoğalma metotları başka hiç bir hayvanda tespit edilmemiştir. Diğer üstünkörü eşeysiz çoğalma metotlarına kıyasla çok daha uzun süre hayatta kalmalarını sağlamıştır.
”Onların da aynı şekilde sperme bağımlılıkları var, ama aynı zamanda çiftleştikleri erkeklerin genomlarını saklıyorlar- ya da bir kısmını,” diye açıklıyor.
Dişi semenderler, genleri kızlarına her türlü kombinasyonda paylaştırabiliyorlar. Bireyler, esasen çeşitli türlerin DNA’larından oluşan semender hibridleri, eski çağlardaki atalarının, ortak mitokondriyal DNA’sında birleşiyorlar (anneden çocuklara direkt olarak geçiyor, bunun içinde erkek girdisi yok). Bazıları beş benzersiz genomu hücre çekirdeklerinin etrafında taşıyor. A.laterale genomundan her zaman en az bir kopya taşıyorlar (mavi-noktalı semender), bu tür hepsinin geldiği tür değilmiş gibi gözüküyor halbuki. Bilim insanları halen bir semenderin, kızına vereceği genler konusunda nasıl seçim yaptığını bilmiyorlar. Tek bildikleri, esasen annenin nasıl arzu ederse öyle bir Franken-mender yapabileceği.
”Diyelim ki dişinin elinde bir genomdan 3 kopya var,” diye açıklıyor Neiman- artı kendisinin birlikte doğduğu. ”Fazladan sahip olduğu genlerden hiçbirini bebeklerine aktarmayabilir. Kendi genomu ile beraber bir tanesini aktarabilir. Kendisininki artı 3 genom aktarabilir, böylelikle bebeği dört taneye sahip olur. Veya kendi beraber doğduğunu bir tarafa koyar ve diğer 3 tanesini aktarabilir.”
Bu üremenin bir adı vardı fakat internette bulamadım, yine döllenme sonucu klon dişiler ortaya çıkıyordu. Belki başka bir türdedir, bilginiz var mı?
Semenderler en tuhaf canlılar bence. Aksolot semenderlerini de düşünürseniz “dünya dışı” gibiler.