Türümüz devamlı bir düşüş halinde mi?
İnsanları, daha yüksek eğitim seviyelerine ulaşmaya hazırlayan genler, son 80 yıl boyunca azalış gösteriyor ve araştırmacılar, bunların artık olumsuz seçilim altında olduğunu öne sürüyor, bu durum, gelecek yüzyıllarda türümüz üzerinde büyük bir etkiye sahip olabilir.
İzlanda’da 100.000’den fazla insanı kapsayan bir çalışmada, daha uzun eğitim süresi genlerini taşıyanların, büyük bir aile sahibi olmalarının daha az muhtemel olduğu bulundu, yani en zeki insanlar, İzlanda gen havuzuna aslında daha az katkı yapıyor.
Çalışmayı yürüten İzlandalı genetik şirket deCODE’un CEO’su Kari Stefansson şöyle söylüyor: “Tür olarak, beyinlerimizin gücü ile tanımlanırız. Eğitim, zihinsel kapasitelerimizin antrenmanı ve gelişmesidir.”
“Bu yüzden, eğitimde daha fazla zaman harcanması ile ilişkilendirilen genetik etmenlerin, gen havuzunda daha nadir hale geliyor olduğunu bulmak etkileyici.”
Açık konuşmak gerekirse, bu durum, insanların sersemleşiyor olduğu anlamına gelmek zorunda değil; bunun gibi bir kararın yanına yaklaşmak için, bir sürü daha kanıta ihtiyacımız olacak.
Ayrıca, daha fazla miktardaki insanın önceden olmadığı kadar eğitime erişiyor olduğu gerçeği de var, bu yüzden, daha az eğitimli olan insanlar daha fazla çocuk sahibi olsa bile, daha fazla okul gibi genetik olmayan etmenler, bu etkiyi etkisiz hale getirebilir ve hatta söndürebilir.
Fakat araştırmacılar, geleceğe doğru birkaç yüzyıllık bir süreç boyunca gidişata bakarsak (okulların çoğalmasının ve eğitim erişiminin çok ötesinde), bunun türümüz üzerinde uzun vadede önemli bir etkiye sahip olabileceğini söylüyorlar.
Çalışma şu kanıya varıyor: “Bu çalışmanın kapsadığı birkaç onyıl boyunca ölçülebilir olan … değişimleri bildirmek dikkate değer durumdadır.
“Evrimsel zamanda bu, bir göz kırpışı kadardır. Ancak, eğer bu gidişat pek çok yüzyıl boyunca devam ederse, etki derin olabilir.”
Araştırmacılar, İzlanda’da 1910 ile 1990 arasında doğan ve genomları dizilen 129.808 bireyin doğum oranını çözümlediler ve bunu, onların eğitim seviyeleriyle karşılaştırdılar.
Bir insanın okula daha uzun süre devam etme ihtimaliyle ilişkili bir genetik etmen bulunduğunu gördüler ve bir bireyin eğitim konusundaki genetik eğilimine karar vermek amacıyla, insan genomundaki 620.000 dizi çeşitliliğine (veya işaretçiye) dayalı bir ‘çok genli puan‘ ileri sürdüler.
Takımın belirttiği üzere, birisinin eğitim seviyesine etki eden genetik ve çevresel etmenler arasındaki kesin karışımı kimse bilmiyor, fakat önceki çalışmalarda, eğitim kazanımındaki genetik bileşimin, iki birey arasındaki farkın yüzde 40 kadar fazlasından sorumlu olabildiği tahmin edilmişti.
Araştırmacılar çok genli puanı, eğitim kazanımı, doğurganlık ve doğum yılları gibi etmenler ile ilişkilendirdiği zaman, eğitime karşı daha yüksek genetik eğilim sahibi olanların, daha az çocuk sahibi olmaya yatkın olduklarını buldular.
Ayrıca ortalama çok genli puanın, evrimsel zaman ölçeğinde küçük fakat önemli bir oranda düşüş gösterdiğini buldular.
Ian Sample’ın The Guardian için bildirdiği üzere, takım, IQ puanında on yılda bir 0.04 düşüş gerçekleştiğini, fakat eğitim ile ilişkilendirilebilen tüm genetik etmenler hesaba katılırsa, bu rakamın on yılda bir 0.3 puana yükseleceğini buldu.
İlginç şekilde, daha fazla eğitime daha yüksek eğilim ile daha az çocuk sahibi olmak arasındaki bağlantı, üniversiteye gitmenin zor olması ve aile yetiştirme sürenizden çalması yüzünden değildi. Takım, eğitim ile alakalı genlerin, insan doğurganlığını da biyolojik bir seviyede etkileyebileceğini öne sürüyor.
Çünkü, daha yüksek eğitim süresi genleri taşıyan fakat aslında daha fazla eğitim almayan insanlar bile, genetik etmene sahip olmayan insanlardan ortalamada hâlâ daha az çocuk sahibiydi.
Sample şöyle açıklıyor: “Daha fazla ‘eğitim geni’ taşıyanlar, diğer insanlardan daha az çocuk sahibi olmaya yatkınlar.”
“Bu durum, bilim insanlarının, bu genlerin nüfus içinde daha nadir hale geldiği, çünkü bütün niteliklerine karşın, daha iyi eğitim görmüş insanların İzlanda’nın gen havuzuna diğerlerinden daha az katkıda bulunduğunu ileri sürmelerine yol açtı.”
Tekrardan, bunların hepsi, sadece bir ülkeye dayalı olan tahminler ve uzak gelecekte insanlara ne olacağını tahmin etmek inanılmaz ölçüde zor.
Fakat araştırmacıların söylediğine göre, kesinlikle dikkat edilmesi gereken bir şey varsa, o da her insanın eğitime eriştiğinden emin olmak için gösterilen devamlı bir çabanın önemini vurgulamak, çünkü bu, iş başında gibi görünen olumsuz seçilimi geçersiz kılabilir.
Stefansson, bir basın bülteninde şöyle söylüyor: “Bu dizilim çeşitliliklerine karşı olumsuz seçilime rağmen, eğitim seviyeleri on yıllardır artış gösteriyor. aslında, bu genetik etmenlerin tükendiği çevreyi, eğitim sistemini kontrol ediyoruz.”
“Eğer eğitim fırsatlarının ulaşılabilirliğini ve kalitesini artırmaya devam edersek, büyük ihtimalle toplumun eğitim seviyesini bütünüyle geliştirmeye devam edeceğiz. Genetik eğitim yatkınlığının azalışının, insan toplumu üzerinde dikkate değer bir etkisinin olup olmayacağını zaman gösterecek.”
Çalışma, Proceedings of the National Academy of Sciences bülteninde yayınlandı.
ScienceAlert
insanlar doğal seçilim ile yok olacak