DSÖ, En Tehlikeli Tek Yağ Türüne Savaş İlan Etti

2

Bu sayede her yıl 500.000 kişinin hayatı kurtarılabilir.

Kalp hastalığı, dünyadaki ölüm sebeplerinin başında geliyor. Her yıl 17 milyondan fazla insan, kalp krizi ve felcin de içerisinde yer aldığı kalp damar hastalıkları sebebiyle ölüyor.

Bu ölümlere yol açan davranışların bazılarını değiştirmek zor olabilir; ancak bu durum, araştırmacıları insanlara egzersiz yaptırmaktan ve daha fazla sebze yedirmekten alıkoymuyor.

Fakat daha kolay olan bir yöntemle, bu ölümlerin büyük çoğunluğunu bertaraf edilebilir: Bu yöntem, trans yağları (veya trans yağ asitlerini) yasaklamaktır.

Dünya Sağlık Örgütüne (DSÖ) göre trans yağ kullanımı, kalp damar hastalıklarından her yıl yaklaşık 500.000 insanın ölümüne yol açıyor.

Bu ürünler kızarmış yiyeceklere, fırında pişen yiyeceklere ve atıştırmalık ürünlere ekleniyor ve kandaki kötü kolesterol seviyelerinin hızlı bir şekilde yükselmesine sebep oluyorlar.

Şimdiyse DSÖ ve dünya çapındaki hükümetler, bu konuda sıkı önlemler almaya başlıyorlar. DSÖ, hazırlamış olduğu bir planı geçen hafta Pazartesi günü dünyaya ilan ederek, hükümetleri endüstriyel şekilde üretilen trans yağları beş yıl içinde yasaklamaya çağırdı.

Eskiden ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC) başkanı olan, şimdi ise Hayatları Kurtarma Niyeti derneğinin başkanı olan Dr. Tom Frieden, DSÖ’nün duyuru açıklamasında şöyle söylüyor: “Trans yağ, öldürücü, gereksiz ve zehirli bir kimyasaldır. Dünyadaki insanlar, hiçbir sebeple buna maruz kalmaya devam etmemelidir.”

Trans yağların yükselişi ve düşüşü

Yapay trans yağlar ilk olarak 20’ncü yüzyılın başlarında geliştirildi. Sanayi üreticileri, o zamanlar tereyağı yerine daha uzun bir raf ömrü olan kısmî hidrojenize yağları kullanabileceklerini farketmişlerdi.

1950’li yıllarda insanlar, doymuş yağların sağlık üzerindeki muhtemel etkileri konusunda endişelendikleri zaman, gıda üreticileri margarin gibi ürünlerin reklamını yapmaya başladı. Bu ürünler, yağlarını; doymuş yağlar yerine kısmen hidrojene (trans) yağlardan elde ediyorlardı (son yıllarda bu ürünleri satan pek çok şirket, trans yağlardan diğer alternatiflere geçiş yaptı).

Fakat doymuş yağlar ile kısmen hidrojene yağları değiştirmek, kötü bir fikirdi. Bu ürünler kötü LDL kolesterolü seviyelerini artırıyor (kalp damar hastalığı tehlikesinin artışını gösteren bir işarettir) ve iyi HDL kolesterolü seviyelerini düşürüyordu.

Genel olarak, bu yağların yüksek olduğu beslenme düzenleri, kalp hastalığı tehlikesi oranlarını yüzde 21 ve ölüm oranlarını yüzde 28 artırıyor. Bunlar aynı zamanda Tip 2 diyabet tehlikesinin artışıyla da bağlantılı.

Araştırmacılar, 1950’li yılların sonunda yapılan otopsilerde bu yağların birikme işaretlerine dayalı olarak, bunların zararlı olabileceğini ileri sürmeye başladılar.

1970’lerin ve 80’lerin sonlarında bir miktar sağlık araştırmacısı, bu yağların hastalık tehlikesini artırıyor olabileceğinin farkına varmaya başladı; ancak Julia Belluz’ın Vox sitesinde bildirdiği üzere, bu konuya işaret eden araştırmalar, gıda endüstrisi tarafından sık sık hasıraltı edildi.

1990’larda yapılan birkaç büyük ve önde gelen çalışmada, bu gıda ürünlerinin, hastalık tehlikesinin artışı ile güçlü şekilde bağlantılı olduğu gösterildi.

Yasağın yayılması

Danimarka Beslenme Kurulu, 2001 yılında hükümete gıdalarda trans yağları sınırlayarak kalp damar sağlığını iyileştirme önerisinde bulundu. 2003 yılında, Danimarka’daki gıdalarda bu yağların miktarını sınırlayan bir kanun çıkarıldı.

Bu işe yaramıştı ve ülkede kalp damar hastalığından kaynaklanan ölüm oranları, kıyaslanabilir ülkelere göre daha hızlı şekilde azalmıştı.

Avrupa’daki diğer ülkeler de Danimarka’yı takip etti. Ardından, ABD’deki New York Belediyesi, 2006 yılında trans yağları yasaklayan bir kanun çıkardı ve 2008 yazı itibariyle bu yağları şehirden aşamalı olarak kaldırdı.

O zamanlar bu hamle, belediye başkanını kasteden “Dadı Bloomberg” biçiminde çeşitli manşetler atılmasına yol açtı. Ancak bu eylem işe yaramıştı; geçen yıl Journal of the American Medical Association Cardiology bülteninde yayınlanan bir çalışma göre, şehirdeki kalp krizi ve felç oranları azalmıştı.

Obama yönetimi altındaki Amerika Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), nihayet 2015 yılında aynı şeyi ülke çapında yaptı ve yasak, gelecek ay tam olarak yürürlüğe girecek.

Trans yağlar, Güney Asya ve Afrika genelindeki ülkelerde hâlâ yaygın şekilde satılıyor. Yasal düzenmelerin zayıf olması ve gıda üreticilerinin kuvvetli baskılar yapması, kısmî hidrojene yağları tedavülde tutuyor.

DSÖ’nün yeni önlemi, aslına bakılırsa bu ülkelerdeki trans yağları yasaklayamıyor. Ancak söz konusu ilkelerin, hükümetleri bu yasakları çıkarmaya teşvik edeceği umuluyor.

DSÖ’ye göre, trans yağ ürünlerinden uzaklaşmış olan çok uluslu gıda üreticileri, yerel üreticilerin daha sağlıklı yağlara geçmesine yardımcı olabilir.

Ölüm oranlarını artıran tehlikeli bir maddenin artık kullanımdan kalkması, beş yıl içinde mümkün olabilir.

 

 

 

 

Business Insider

2 YORUMLAR

  1. Trans yağın ne anlama geldiğinin yeteri kadar anlatılmadığını düşünüyorum. Marketlerden aldığımız hazır gıdaların içeriğinde yazan hidrojenize bitkisel yağ olarak adlandırılan yağlar margarin sınıfı yağlar yani trans yağlardır. Sağlığınızı korumak istiyorsanız aldığınız hazır gıdaların içeriğini okumadan satın almayın. Ayrıca evinize margarin içerikli yağlar sokmayın. En sağlıklı yağın zeytin yağı ve balık yağı olduğunu bilin. Özellikle zeytin yağını imkan öiçüsünde düzenli olarak kullanmaya çalışın. Maddi imkanı olanların çocuklar başta olmak üzere balık yağı tüketmeleri sağlıklı yaşam kalitesini yükseltecektir.

  2. Trans yağ konusunda noksan bıraktığım bir konuya daha değineceğim. Pastane ürünlerinin büyük bir çoğunluğu trans yağ içerdiğinden, sağlık açısından ya hiç tüketmemeyi yada çok az tüketilmesini öneriyorum.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz