Yeni çalışmalarında levha tektoniği modellemesini kullanan Avustralyalı yerbilimciler, Dünya tarihinde 700 milyon yıldan fazla süre önce gerçekleşen olağanüstü bir buz çağı iklimine neyin sebep olmuş olabileceğini belirlemişler.
Geçtiğimiz hafta Geology bülteninde yayımlanan çalışma, Dünya’nın içerisinde bulunan ve gezegeni aşırı ısınma haline sıkışıp kalmaktan koruyan termostatın nasıl işlediğini daha iyi anlamayı sağlıyor. Bulgular ayrıca, küresel iklimin atmosferdeki karbon yoğunluğuna karşı ne denli hassas olduğunu da gösteriyor.
Avustralya Araştırma Konseyi üyesi baş makale yazarı Dr. Adriana Dutkiewicz, “Dünya’nın neredeyse tamamen donduğunu hayal edin” diyor. “700 milyon yıl kadar önce tam da böyle olmuştu; gezegen, kutuplardan ekvatora kadar buzla kaplanmış ve sıcaklıklar dibi görmüştü. Fakat bu duruma tam olarak neyin sebep olduğu sorusu cevap bulamamıştı.
“Artık bu gizemi çözdüğümüzü düşünüyoruz. Tarihi seviyede düşük volkanik karbondioksit salınımlarının sebebiyet verdiği bu duruma, günümüzde Kanada olan bölgede yer alan büyük bir volkanik kaya yığınının aşınması da yardımcı olmuş; bu süreç, atmosferdeki karbondioksidi çekmiş.”
Projeye, söz konusu dönemdeki antik buzlaşmanın geride bıraktığı ve Güney Avustralya’daki Flinders Sıradağları’nda göz alıcı bir manzara meydana getiren buzul enkazı ilham olmuş.
Adelaide Üniversitesinde çalışan eş yazar Profesör Alan Collins öncülüğünde kısa önce sıradağlara yapılan jeolojik gezi sonucunda ekip, Sidney Üniversitesinin EarthByte bilgisayar modellerini kullanarak söz konusu buzul çağının sebebini ve olağan dışı uzunluğunu incelemiş.
19’ncu yüzyılda yaşayan ve Avustralya’nın orta kesimlerini keşfeden Avrupalı sömürge kaşifi Charles Sturt’a ithafen Sturt buzullaşması da denen bu uzun buz devri, karadaki dinozorların ve karmaşık bitkisel yaşamın var olmasından çok önce; 717 ila 660 milyon yıl önce meydana gelmiş.
Dr. Dutkiewicz şöyle aktarıyor: “Tetikleyici sebepler ve bu olağanüstü buzul çağının sona erişi hakkında çeşitli sebepler öne sürülmüştü fakat en gizemli yönü, neden 57 milyon yıl sürdüğüydü; biz insanlar için hayal etmesi zor bir zaman dilimi.”
Araştırma takımı, antik süperkıta Rodina’nın kırılmasından sonraki bir zamanda kıtaların ve okyanus havzalarının evrimini gösteren bir levha tektoniği modeline geri dönmüş. Daha sonra bu modeli, orta okyanus yükseltileri boyunca su altı volkanlarının CO2 gazından arınmasını hesaplayan bir bilgisayar modeline bağlamışlar. (Orta okyanus yükseltileri, levhaların farklılaştığı ve yeni okyanus kabuğunun doğduğu bölgeler.)
Araştırmacılar kısa süre sonra Sturt buz çağının başlangıcının, volkanik CO2 salınımlarında görülen tüm zamanların en düşük seviyesiyle hassas şekilde örtüştüğünü fark etmiş. Bu ek olarak CO2 salınımı, bütün bir buzul çağı boyunca nispeten düşük kalmış.
Dr. Dutkiewicz şöyle aktarıyor: “Bu zamanda Dünya’da hiç çok hücreli hayvan veya kara bitkileri yoktu. Atmosferdeki sera gazı yoğunluğunu neredeyse tamamen volkanlardan çıkan CO2 ve CO2 tüketen silikat kaya aşınma süreçleri belirliyordu.”
Sidney Üniversitesinde çalışan makale eş yazarı Profesör Dietmar Müller, “O zamanlar iklimi jeoloji yönetmiş” diyor. “Sturt buz çağının, çifte bir sorun sebebiyle devreye girdiğini düşünüyoruz: Volkanik gazdan arınmayı asgariye indiren levha tektoniklerinin yeniden düzenlenmesi ve bu esnada Kanada’daki kıtasal volkanik bir bölgenin aşınıp, atmosferdeki CO2’yi tüketmesi nedeniyle.
“Ortaya çıkan sonuç, atmosferdeki CO2’nin buzullaşmanın devreye girdiği bir seviyeye düşmesi olmuş; bunun da günümüzdeki seviyenin yarısından daha düşük olan milyon başına 200 parçadan düşük olduğunu tahmin ediyoruz.”
Araştırma takımının çalışması, Dünya’nın uzun vadeli geleceğine dair merak uyandırıcı sorular ortaya çıkarıyor. Kısa süre önce ortaya atılan bir kuramda, önümüzdeki 250 milyon yıl içinde Dünya’nın Pangea Ultima’ya evrileceği ileri sürülüyor. Bu süperkıtanın, memelileri yok edecek kadar sıcak olacağı tahmin ediliyor.
Fakat kıtasal çarpışmalar arttıkça ve levhalar yavaşladıkça Dünya, günümüzde daha düşük volkanik CO2 salınımlarına doğru da gidiyor. Bu yüzden Pangea Ultima belki de yeniden bir kartopuna dönüşecek.
Dr. Dutkiewicz şöyle aktarıyor: “Gelecek ne taşırsa taşısın, burada incelediğimiz türden jeolojik iklim değişiminin son derece yavaş gerçekleştiğini belirtmekte fayda var. NASA’ya göre insanların başlattığı iklim değişikliği, daha önce gördüklerimizden 10 kat daha yüksek bir hızda meydana geliyor.”
Kaynak: Sidney Üniversitesi. Çeviren: Ozan Zaloğlu.