Roma bir günde kurulmadı, fakat Rice Üniversitesi’nden gelen yeni araştırmaya göre Dünya’nın en değerli mücevherlerinden bazıları bir günde oluştu.
Akuamarin, zümrüt, lâl, zirkon ve sarı yakut, çoğunlukla pegmatitlerde bulunan kristal minerallerden birkaçı. Pegmatitler ise genel olarak hem büyük kristalleri, hem de tantal ve niyobyum gibi bulunması zor elementleri içeren damar benzeri oluşumlar. Bir diğer yaygın buluntu ise elektrikli araba pillerinde hayati bir bileşen olan lityum.
İki gün önce Nature Communications bülteninde çevrimiçi yayımlanan çalışmanın baş yazarı ve Rice Üniversitesi’nde yüksek lisans öğrencisi olan Patrick Phelps şöyle söylüyor: “Bu araştırma, Dünya’daki lityumun belli yerlerde ve minerallerde nasıl yoğunlaştığını anlamaya doğru atılmış bir adım. Eğer pegmatitlerin büyüme oranının temellerini anlayabilirsek, bunların nasıl ve nerede oluştuklarına yönelik büyük resmi anlamaya doğru adım atabiliriz.”
Pegmatitler, Dünya’nın içinde yükselen magmanın soğumasıyla oluşuyor ve Dünya’nın en büyük kristallerinden bazılarını meydana getiriyorlar. Örneğin ABD’nin Güney Dakota eyaletindeki Etta madeni, lityum bakımından zengin ve kütük boyutunda spodümen kristalleri sergiliyor. Bunların arasında, 12.8 metre uzunluğa ve tahminen 37 ton ağırlığa ulaşan bir kristal de yer alıyor. RÜ’den Phelps ve Cin-Ty Lee ile Southern California Üniversitesi yerbilimcisi Douglas Morton’un yaptığı araştırma, mineral bilimcilerin canını uzun süredir sıkan bir soruyu cevaplamaya çalışıyor: Pegmatitlerde nasıl bu kadar büyük kristaller olabilir?
RÜ Dünya, Çevre ve Gezegen Bilimleri bölümü başkanı yerbilim profesörü Lee, “Magmasal minerallerde kristal boyutu, geleneksel olarak soğuma süresiyle bağlantılıdır” diyor. “Büyük kristallerin oluşmasının zaman aldığı düşünülür.”
Örneğin yüzeye fışkıran lavdaki kayalar gibi hızlı şekilde soğuyan magma, mikroskobik kristaller içerir. Fakat aynı magma binlerce yılda soğursa, santimetre boyutunda kristaller oluşturabilir.
“1.3 santimetre genişliğinde ve 2.5 santimetreden uzun kristalleri inceledik” diyor Phelps. “Bunların saatler içerisinde büyüdüğünü gösterdik. Ayrıca uzunluğu bir metre veya daha fazla olan daha büyük kristallerde, fizik kurallarının farklı olduğunu akla getiren hiçbir şey bulunmuyor. Bulduklarımıza göre bunun gibi büyük kristaller günler içerisinde oluşabiliyor.”
“Nihayet bu rakamlardan birini elde ettiğimde, Cin-Ty’nin bürosuna gittiğimi ve ‘Bu mümkün mü? Bunun doğru olduğunu sanmıyorum’ dediğimi hatırlıyorum” diyor Phelps. “Çünkü kafamda halen bin yıl benzeri bir zaman ölçeğini düşünüyordum ve bu rakamlar günler ya da saatler anlamına geliyordu.”
Rice Üniversitesi. Ç: O.