Birleşmiş Milletler’e bağlı sağlık kuruluşu, dün Çin’den çıkan yeni ve ölümcül koronavirüs hakkında uluslararası acil durum ilan etti. Nadir şekilde verilen bu karar, hastalıkla mücadele konusunda uluslararası eş güdümün artmasına yol açabilir.
DSÖ başkanı Tedros Adhanom Gebreyesus, “uluslararası ölçekte acil durum” ilan ederken şu sözleri aktarıyor: “En büyük endişemiz, virüsün sağlık sistemleri daha zayıf olan ülkelere yayılma ihtimali.”
“Bu durum, Çin’e yönelik bir güvensizlik oyu anlamını taşımıyor” diyen başkan; bu tedbirin, mücadele gücü fazla olmayan diğer ülkelere yardım etmek ve Çin hükümetini, salgını durdurma konusundaki hızlı eylemleri için takdir etmek amacı taşıdığını söylüyor.
Bu hafta Çin’e giden ve başkan Xi Jinping ile buluşan Tedros, “Hepimiz, hastalığın yayılmasını sınırlandırmak için şimdi harekete geçmeliyiz… Bunu sadece birlikte hareket edersek durdurabiliriz” diyor.
Tedros ayrıca, geçtiğimiz günlerde uçuşların durdurulması, sınırların kapatılması ve görünürde sağlıklı yolcular için karantina uygulanması gibi uluslararası seyahat veya ticarete yönelik uygulanan kısıtlamalar bakımından “hiçbir sebep” bulunmadığını da söylüyor.
Dünyanın önde gelen havayolları, Çin’e gerçekleştirdikleri hizmetleri askıya almış veya azaltmıştı.
DSÖ’nün uluslararası uzmanlardan oluşan tavsiye grubu olan Acil Durum Kurulu, yaptığı bir açıklamada; kamu sağlığına yönelik acil durumlar sırasında insan ve ürünlerin dolaşımını kısıtlamanın “etkisiz olabileceğini veya kaynakların, diğer müdahalelerden başka tarafa gitmesine yol açabileceğini” gösteren kanıtlar bulunduğunu belirtiyor.
“Dahası, bu kısıtlamalar; ihtiyaç duyulan yardım ve teknik desteğin sekteye uğramasına, ticaretin bozulmasına yol açabilir ve acil durumlardan etkilenen ülkelerin ekonomileri üzerinde olumsuz etkiler oluşturabilir” diyor kurul.
Fakat, “Belirli durumlarda, insanların hareketini kısıtlayan önlemler geçici süreliğine faydalı olabilir” diye de ekliyor. Burada muhtemelen, Çin’de milyonlarca kişiyi etkileyen tecritler kastediliyor.
DSÖ, geçen hafta acil durum ilan etmekten vazgeçmişti çünkü acil durum kurulunda fikir birliği sağlanamamıştı.
Virüs, (neredeyse hepsinin Çin’de olduğu) 8.200’den fazla insana bulaştı ve 171 kişi öldü.
DSÖ, 18 başka ülkede onaylanan 82 vakanın olduğunu ve bunların arasında Almanya, Japonya, Birleşik Devletler ile Vietnam’da ilerleyen bulaşma vakalarının da bulunduğunu belirtiyor.
DSÖ, ilgili mevzuatın 2007 yılında yürürlüğe girmesinden bu yana sadece beş defa uluslararası acil durum ilan etti (domuz gribi, çocuk felci, Zika için birer ve Afrika’daki Ebola salgınları için ikişer defa olmak üzere).
Her üç ayda bir yeniden denetlenen karar, DSÖ’nün, uluslararası çapta takip edilmesi beklenen küresel öneriler yayınlamasını sağlıyor.
Dünya çapındaki hükümetler, şirketler ve insanlar, hastalığı sınırlandırmak için halihazırda daha fazla gayret gösteriyordu. Hastalığın, Çin’in merkezinde bulunan Wuhan şehrindeki bir hayvan pazarında ortaya çıktığına inanılıyor.
Pek çok ülke, vatandaşlarına Çin’e gitmeme uyarısı yaparken; bazılar ülkeler de Wuhan’dan gelen yolcular için yasak koydu. Rusya ise, salgın üzerine Çin ile olan ve en doğuda bulunan sınırını kapattığını söyledi.
AFP/Çeviri: O. Zaloğlu
Grip türevi virüsler için önerilerim var. En az 15 yıldır kullanmakta olduğum; yarı yarıya karıştırılmış çörekotu yağı ve susam yağı karışımını özellikle yatmadan önce bir çay kaşığı ile burun deliklerine 1’er damla damlatıp, geniz yoluna kadar akması sağlanmalıdır. Şiddetli hastalıklarda bu yağ günde en az 3 defa kullanılmalıdır. Bu tedavi sinüzite de iyi gelmekte ve geniz akıntısını da önlemektedir. Bu virüsler öncelikle burun yollarına yerleşmekte, oradan da boğaza ve akciğerlere atlamaktadır. Erken fark edilerek tedaviye başlanması çok önemlidir. Hatta kendisini korumak isteyen kişiler, hiç bir hastalık belirtisi yokken dahi kullanabilir. Bu yağın dışında bir de çay bardağının yarısına kadar doldurulan kaynamış suya 4 çay kaşığı tuz karıştırıp, bu sudan günde bir defa burun deliklerine damlatılabilir.