Dünya tarihinin ilk dönemlerindeki bir zamanda, siyanobakter şeklinde bilinen bir grup girişimci mikropta oksijenli fotosentez evrimleştiğinde, gezegen yönünü yaşanabilirliğe doğru çevirmiş. Işığı ve suyu enerjiye dönüştürerek, bu süreçte oksijen çıkarma kabiliyetine fotosentez adı veriliyor.
Oksijenin nihayetinde atmosferde ve okyanuslarda birikerek çeşitlenme konusunda bir domino etkisi başlatmasını sağlayan bu evrimsel nokta, günümüzde benzersiz bir yaşanabilirliğe sahip olan gezegenimize şekil vermiş.
Şimdiyse Massachusetts Teknoloji Enstitüsünde (MIT) çalışan bilim insanları, siyanobakterin ve oksijenli fotosentezin ilk nerede ortaya çıktığına yönelik hassas bir tahmin ortaya atıyor. Araştırmacıların elde ettiği sonuçlar, Proceedings of the Royal Society B bülteninde yayımlandı.
Bilim insanları, günümüzde yaşayan tüm siyanobakter türlerinin yaklaşık 2,9 milyar yıl önce evrimleşen ortak bir ataya kadar takip edilebildiği yeni bir gen çözümleme yöntemi geliştirmiş. Araştırmacılar, siyanobakterlerin atalarının yaklaşık 3,4 milyar yıl önce diğer bakterilerden ayrı bir dal oluşturduğunu ve oksijenli fotosentezin, muhtemelen aradan geçen yarım milyar yıl içerisinde; Arkeyan Devri’nde evrimleştiğini de bulmuş.
İlginç bir şekilde bu tahmin, oksijenli fotosentezin ortaya çıkışını Büyük Oksitlenme Olayı’ndan 400 milyon öncesine konumlandırıyor. Dünya’nın atmosferi ve okyanusları, bu olayın yaşandığı dönemde ilk olarak oksijen artışıyla karşılaşmış. Bu durum, siyanobakterlerdeki oksijen üretme kabiliyetinin önceden evrimleşmiş olabileceğini fakat bu oksijenin çevreye gerçek anlamda yerleşmesinin biraz zaman aldığını akla getiriyor.
MIT Dünya, Atmosfer ve Gezegen Bilimleri Bölümünde yardımcı jeobiyoloji profesörü olan baş yazar Greg Fournier, “Evrimde işler her zaman ufak şekilde başlar” diyor. “Erken dönem oksijenli fotosenteze yönelik bulgular olsa bile ki bu, Dünya’daki en önemli ve cidden muhteşem olan tek yeniliktir; patlama yapması yine de milyonlarca yıl sürmüş.”
Yazar: Jennifer Chu/Massachusetts Teknoloji Enstitüsü. Çeviren: Ozan Zaloğlu.