Belirsizlik karşısında karar vermek hiçbir zaman kolay olmadı. Fakat küresel salgın, daha önce olağan sayılan pek çok seçimde işi ciddiye bindirdi: Örneğin nasıl seyahat edileceği, gıdanın nereden alınacağı ve çocukların ne zaman yeniden okula gönderileceği gibi…
Stanford Üniversitesi ve Santa Fe Enstitüsü’nde çalışan araştırmacıların yayımladığı yeni bir çalışmaya göre, insanların evrimsel süreç boyunca ciddi kararları nasıl aldığını anlamak, günümüzde yaptığımız seçimleri açıklamaya yardımcı olabilir; bunlar arasında, ekonomik modellerde tahmin edilen tercihlerden sapma eğilimimiz de yer alıyor.
Çalışmanın yazarlarından biri ve Stanford Dünya, Enerji & Çevre Bilimleri Fakültesi’nde (Stanford Earth) biyolojik antropolog olan James Holland Jones, “İşe fayda ile başlamak yerine (şimdi verdiğim karardan mutluluk ya da değer elde etmek gibi), beynin evrimsel tarih boyunca nasıl oluştuğundan bahsedelim” diyor.
Araştırmacılar, normalde en fakir insanların doğal girişimci olarak düşünüldüğünü; fakat bu kişilerin gerçekte riskten daha fazla kaçındıklarını, çünkü kaybetmeye daha yakın olduklarını belirtiyor. Çalışmada ayrıca, koronavirüs gibi nadir fakat ciddi tehditler karşısında yalın sistemlerin zayıflığı vurgulanıyor. Verimlilik için en uygun hale getirilmiş dünyamızın, tehlikeye karşı son derece savunmasız olduğu belirtiliyor. Esnek olmayan kurumların, değişiklik ve kriz karşısında sorun yaşadığı aktarılıyor. Ekonomik kuramlar en yüksek fayda ve kazancın hedeflendiğini söylese de, insanlar evrimsel tarihin büyük kısmında ölüm kalım tercihleri yapmak zorunda kalmış. Bu yüzden ekonomik kuramlar günümüz koşullarını pek değerlendiremiyor. İnsanlar kriz durumlarında tehlikeleri daha büyük görüyor ve az getirisi olan seçenekleri pek önemsemiyor. Sıfırı tüketmekten kaçınmak karamsarlığa yol açıyor ve karamsarlık, evrimde hayatta kalma açısından fayda sağlıyor; insanlar yok olmaktansa, parayı masada bırakmayı tercih ediyor.
Josie Garthwaite/Stanford Üniversitesi. Ç: O.