Evrim Ağaçlarının Çoğu Hatalı Olabilir!

0
Moleküler evrim ağaçları, fil farelerinin filler ile sivri farelere göre daha yakın akraba olduğunu gösteriyor. Fotoğraf: Danny Ye

Bath Üniversitesi Milner Evrim Merkezinde çalışan bilim insanlarının öncülüğündeki yeni bir araştırma, canlıların evrim ağaçları belirlenirken gen dizilimleri yerine anatomilerin karşılaştırılmasının hatalı bir tutum olabileceğini gösteriyor. Altı gün önce Communications Biology bülteninde yayımlanan çalışma, canlıların görünüşlerine göre sınıflandırıldığı yüzlerce yılı kapsayan akademik çalışmaların sıklıkla geçersiz sayılması gerektiğini söylüyor.

Darwin ve 19’ncu yüzyıldaki çağdaşlarından bu yana biyologlar, hayvanların “aile ağaçlarını” anatomi ve yapılarındaki (morfoloji) farklılıkları titizlikle inceleyerek yeniden oluşturmaya çalışıyordu.

Fakat hızlı genetik dizilim yöntemlerinin geliştirilmesiyle beraber biyologlar, artık türlerin evrimsel ilişkilerini çok hızlı ve ucuz şekilde bir araya getirmeye yardımcı olan genetik (moleküler) verileri kullanabiliyorlar. Bunu yaparken de sık sık, eskiden yakın akraba oldukları düşünülen türlerin gerçekte tamamen farklı dallara ait olduklarını kanıtlıyorlar.

Bath Üniversitesinde çalışan bilim insanları ise morfolojiye dayanan evrim ağaçlarını moleküler veriye dayanan evrim ağaçlarıyla ilk defa karşılaştırarak, bunların coğrafi konumlarına göre haritasını çıkarmış.

Çalışma sonucunda moleküler ağaçlarda gruplaşan hayvanların, morfolojik ağaçlar kullanılarak gruplanan hayvanlara göre coğrafi bakımdan birbirine daha yakın yaşadıkları bulunmuş.

Bath Üniversitesi Milner Evrim Merkezinde evrimsel paleobiyoloji profesörü olan Matthew Wills, “Görünüşe göre birçok evrim ağacı hatalı” diyor.

“Bir asrı aşkın süredir canlıları görünüşlerine göre sınıflandırıyor ve anatomik olarak gruplaştırıyorduk. Fakat moleküler veriler çoğu zaman oldukça farklı bir hikaye anlatıyor.

“Çalışmamız, hayvanların moleküler verilerine göre bir evrim ağacı inşa ederseniz; bunun çoğu zaman hayvanların coğrafi dağılımıyla çok daha iyi uyuştuğunu istatistiksel olarak kanıtlıyor.

“Canlıların yaşadığı yerler (biyocoğrafyaları), Darwin ve çağdaşlarının aşina olduğu önemli bir evrimsel bulgu kaynağı.

“Örneğin ufak fil fareleri, karıncayiyenler, filler, altın köstebekler ve yüzen manatilerin hepsi, memeli evrimindeki aynı büyük daldan geliyor; fakat birbirlerinden tamamen farklı görünüyor ve çok farklı şekillerde yaşıyorlar.

“Moleküler ağaçlar, bunların hepsini Afrotheria isimli bir gruba yerleştirdi. İsminin böyle olmasının sebebi de hepsinin Afrika kıtasından geliyor olması. Dolayısıyla grup, biyocoğrafya ile uyuşuyor.”

Çalışmada ayrıca yakınsak evrimin (bir özelliğin genetik olarak alakasız iki canlı grubunda evrimleşmesi), biyologların düşündüğünden çok daha yaygın olduğu da bulunmuş.

Profesör Wills şöyle söylüyor: “Uçmanın kuşlarda, yarasalarda ve böceklerde ayrı ayrı evrimleşmesi veya karmaşık kamera gözlerin mürekkepbalıkları ve insanlarda ayrı evrimleşmesi gibi halihazırda çok sayıda meşhur yakınsak evrim örneğimiz var.

“Fakat artık moleküler verilerle birlikte, bu yakınsak evrimin her zaman gerçekleştiğini görebiliyoruz; birbiriyle yakından bağlantılı olduğunu düşündüğümüz şeyler, yaşam ağacında sıklıkla çok uzakta çıkıyor.

“Geçimini dublör olarak sağlayan kişiler, genelde taklit ettikleri ünlülerle akraba değil. Bir aile içerisindeki bireyler de her zaman birbirine benzemiyor; aynı şey evrim ağaçlarında da geçerli.

“Bu durum, evrimin her şeyi yeniden icat etmeye devam ettiğini ve evrim ağacının farklı bir dalında karşılaşılan problemlere her seferinde benzer bir çözüm sunduğunu ıspatlıyor.

“Yakınsak evrimin 100 yılı aşkın süredir bizi kandırdığı anlamına geliyor; en zeki evrimsel biyolog ve anatomicileri bile!”

Makalenin birinci yazarı ve araştırma görevlisi Dr. Jack Oyston ise şöyle ifade ediyor: “Biyocoğrafyanın evrimsel tarihi yansıtabileceği fikri Darwin’i, evrim kuramını büyük oranda doğal seçilim üzerinden geliştirmeye itmişti. Dolayısıyla bunun daha önce evrimsel ağaçların doğruluğunu test etmede doğrudan bir yöntem şeklinde düşünülmemiş olması çok şaşırtıcı.

“En heyecan verici olanı da, moleküler ağaçların sadece Afrotheria gibi gruplara değil; kuşlar, sürüngenler, böcekler ve bitkilerin yaşam ağaçlarına da daha iyi olduğunu gösteren kuvvetli istatistiksel bulgulara ulaşmamız.

“Bu o kadar yaygın bir örüntü ki, farklı evrim ağaçlarının genel şekilde test edilmesinde çok daha kullanışlı olabilir. Fakat aynı zamanda yakınsak evrimin bizi ne kadar yaygın şekilde yanılttığını da gösteriyor.”

 

 

 

 

Kaynak: Bath Üniversitesi. Çeviren: Ozan Zaloğlu.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz