Başından beri biliyorlarmış.
ExxonMobil şirketinin neredeyse 40 yıllık iletişimi üzerinde yapılan geniş kapsamlı bir analizde, şirketin iklim değişikliğinin işleyişleri konusunda halkı sürekli yanlış yönlendirdiği bulundu.
Araştırmacılar, petrol ve gaz devinin yaklaşık 200 iklim değişikliği belgesinin araştırıldığı ve hakem denetiminden geçen yeni bir çalışmada, şirketin dahili olarak haberdar olduğu şeyler ile basın açıklamasında yaptığı inkâr ve gösterdiği tereddüt arasında son derece fazla çelişki bulunduğunu keşfettiler.
Harvard Üniversitesi’ndeki bir takım, çalışmada şöyle yazıyor: “ExxonMobil’in iklim değişikliği hakkında bilimsel olmayan kitleyi yanlış yönlendirip yönlendirmediği sorusu üzerinde, bizim yaptığımız analiz bunu yaptığı sonucuna varıyor.”
“ExxonMobil, bilime sessizce ve bilim hakkında kuşku oluşturmaya yüksek sesle katkıda bulundu.”
Bilim tarihçileri Geoffrey Supran ve Naomi Oreskes tarafından yürütülen analiz, 2015 yılında medyada, kendi araştırmacıları bile bilimi onaylarken, şirketin onyıllar boyunca iklim inkarcılığı kampanyasına katıldığını iddia eden bir dizi rapordan sonra ExxonMobil’in meydan okumasına cevaben geldi.
Bir şirket demecinde “Belgeleri okuyun” denildi.
“Buyurun, bunu mutlaka yapmalısınız. InsideClimate News bülteninin atıf yaptığı, söylendiğine göre ExxonMobil’in iklim bilimi bulgularımızı gizleme konusundaki rolü üzerinde bazı komploları ispat eden belgeleri okuyun.”
ExxonMobil, iddiaların “kasten cımbızla seçilen açıklamalara” dayandığını ve “bağlamdan tamamen koparıldığını” iddia etmişti.
Supran ve Oreskes, durumun bu olup olmadığını öğrenmek için, şirketin 1977 ile 2014 arasında yayınlanan iklim değişimi bildirimlerinin 187 tanesini didik didik etti.
Koleksiyonda, şirket içi belgelerin yanında ExxonMobil bilim insanları tarafından yapılan hakem denetimli araştırmalar ve The New York Times Gazetesi’nde görünmesi için ödeme yapılan, reklam şeklindeki bir dizi tanıtım bulunuyor.
Araştırmacıların buldukları şey, bildirimler halka daha açık hale geldikçe, iklim değişimi (ister gerçek, insan kaynaklı olsun, ister ciddi bir mesele olsun) üzerindeki tavrın ciddi bir değişim geçirdiği.
Araştırmacılar şöyle yazıyor: “Mantıklı şüphe ifadeleri hesaba katıldığında, hakem denetiminden geçen tezlerin yüzde 83’ünde ve şirket içi belgelerin yüzde 80’inde, iklim değişiminin gerçek ve insan kaynaklı olduğu kabul ediliyor, ancak reklamların sadece yüzde 12’si bunu yapıyor ve yüzde 81’i, bunun yerine şüphe belirtiyor.”
Bu iki yüzlü yaklaşım, şirketin her reklam için yaklaşık 31.000 ABD Doları ödemesine sebep olmuş. Bu reklamlarda bazen, o yıl çok daha az erişilebilir durumda olan şirketin kendi araştırmasındaki bulgularla çelişen, basitleştirilmiş, genelleştirilmiş bilgiler yer alıyor.
Araştırmacılar, tez yayınlarına eşlik eden bir serbest köşe bölümünde şöyle yazıyorlar: “Çoğunlukla araştırmaları yüksek oranda teknik ve ExxonMobil bürolarının duvarlarının ardında gizlenmiş halde veya sadece bir ödeme duvarı üzerinden erişim sağlanabilen akademik yayınlarda bildirilmiş.”
Fakat şirket, iklim değişikliği üzerinde ortaya çıkan bilimi 1970’ler kadar uzak bir zamanda anlamış olsa da, ExxonMobil 1997 gibi yakın bir tarihte halkın arasına hâlâ tartışmasız biçimde kuşku ve belirsizlik ekiyor.
O yıldaki bir reklamda şöyle deniyor: “Bununla yüzleşelim: İklim değişikliğinin bilimi, ekonomileri çalkantıya sürükleyebilecek bir eylem planını emretmek için fazla belirsiz durumda.”
“İnsan yapımı sera gazlarının, gezegeni ısıtmada oynayabileceği rolü hâlâ bilmiyoruz.”
Araştırmacılar, bildirimlerin kelimesine kelimesine analiz edilmesinin, doğal olarak bilimin öznel bir alanı olduğunu kabul ederken, kayda değer genişlikteki bu bildirimler boyunca genel eğilimin net olduğunu düşünüyorlar.
Takım, yaptıkları araştırmanın ExxonMobil’in iklim değişikliğini halktan örtbas ettiğini, alıkoyduğunu veya gizlediğini öne sürmediğini; fakat şirketin insanları sürekli küresel ısınma ve ona neyin sebep olduğu konusunda yanlış yönlendirdiğini ve bunu, aradaki ilişkiyi bilmesine rağmen onyıllar boyunca yaptığını vurguluyor.
Oreskes, The New York Times gazetesinden John Schwartz’a şöyle söylüyor: “Onların gerçekten iyi bilim insanı olduklarını bulduk. Dolayısıyla bu bulgu, reklamlar ile olan çelişkiyi çok daha belirgin hale getiriyor.”
Bulgular, Environmental Research Letters bülteninde yayınlandı.
ScienceAlert