Filmlerdeki Kötü Karakterler Neden Seviliyor?

0
Tasvir: Vecteezy

İster televizyonda olsun ister bir filmde, kötü karakteri seviyoruz.

Bu kişi ne kadar bencil, güç düşkünü veya aç gözlü olursa olsun, kötü karakterin karanlık tarafı yine de birçok insanı cezbediyor. Bu durumun sebeplerinden biri de, bazılarının kötülükleri telafi eden bir niteliğinin olabileceğini düşünmemiz. Michigan Üniversitesinde yürütülen bir araştırmaya göre kötü karakterlerin özünde iyi olup dışarıya pek belli etmediklerini düşünen yetişkinler ile çocukların sayısı, iyi karakterlerin özünde kötü olduğunu düşünenlerden daha fazla.

Michigan Üniversitesi Psikoloji bölümünde doktora öğrencisi ve araştırmanın baş yazarı olan Valerie Umscheid, “Diğer bir ifadeyle insanlar, kötü bir karakterin dışa yansıyan davranışları ile içlerindeki gerçek kişilikleri arasında bir uyuşmazlık olduğunu düşünüyor. Aradaki boşluğun boyutu ise kötü karakterlerde iyi karakterlere kıyasla daha büyük.”

Kötü karakterlerin içindeki kötülük dışarıya görünenden biraz daha düşük iken, iyi kahramanlar ise hem içte hem de dışta tamamıyla iyi insanlar.

Yaşları 4-12 arasında değişen 434 çocuk ve 277 yetişkin ile toplamda üç araştırma yürüten Umscheid ve meslektaşları, bireylerin kötüler tarafından gerçekleştirilen antisosyal davranışları nasıl algıladıklarını belirlemiş. Bu kapsamda Disney’in “Küçük Deniz Kızı” çizgi filmindeki Ursula ile Pixar’ın “Oyuncak Hikayesi” animasyonundaki Woody karakteri gibi; katılımcıların hem aşina olduğu hem de yeni gördüğü kötü karakter ve iyi kahramanlara dönük görüşlerine odaklanmışlar.

1. çalışmada, çocukların kötü karakterlerin faaliyet ve duygularını çoğunlukla olumsuz biçimde gördüğü belirlenmiş. Buna göre çocuklar insanları iyi görmeye yönelik (iyi bilinen) bir eğilim taşısa da, aşırı kötülük biçimlerini idrak edebiliyorlar.

2. ve 3. çalışmada ise bir karakterin özünde nasıl hissetiği, karakterin eylemlerinin gerçek kişiliğini yansıtıp yansıtmadığı ve karakterin gerçek kişiliğinin zamanla değişip değişmeyebildiği gibi birtakım deliller yoluyla çocuk ve yetişkinlerin iyi kahraman ve kötü karakterlerin ahlaki karakterleri ile gerçek kişiliklerine dönük düşünceleri değerlendirilmiş.

Yapılan bu ölçümlerde elde edilen bulgular, hem çocukların hem de yetişkinlerin kötü karakterlerin gerçek kişiliklerini devamlı şekilde ve çoğunlukla kötü olarak değerlendirdiğini ve iyi kahramanlara göre çok daha negatif değerlendirme yaptığını gösteriyor. Fakat araştırmacılar varılan bu yargılarda bir asimetri olduğunu da keşfetmiş. İnsanlar, kötü karakterlerin genelde dışarıya dönük davranışlarından farklı olan gerçek bir kişiliği bulunduğunu ve söz konusu özelliğin kötü karakterlerde daha sık görüldüğünü düşünüyor.

Hem çocuklar hem de yetişkinler, Ursula gibi karakterlerin sık sık sergiledikleri kötü/ahlak dışı faaliyetlere karşın içlerinde bir miktar iyilik barındırdıkları görüşünde.

Bulgular Cognition bülteninin Nisan sayısında yayımlanacak.

 

Kaynak: Michigan Üniversitesi. Çeviren: Ozan Zaloğlu.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz