DAVID NIELD
Yeni kitabında Altın Pirinç’in acı taraflarını anlatan bilim yazarı Ed Regis’e göre, genetiği değiştirilmiş bir pirinç çeşidine karşı gerçekleştirilen sözlü muhalefet ve hükümetlerin koyduğu aşırı bürokratik işlemler, milyonlarca yoksul çocuğun gereksiz biçimde ölmesine ve kör kalmasına yol açtı.
Altın Pirinç‘in genetiği, vücutlarımızın A vitamini üretmek için kullanabildiği bir kimyasal olan beta-karoten içerecek şekilde değiştirilmiş. Bu vitaminin eksik olması, dünya çapında çocuklardaki önlenebilir körlüğün başlıca sebeplerinden biri ve her yıl yaklaşık 500.000 çocuk kör oluyor.
A vitamini eksikliği, çocukluk döneminde hastalıklardan ve enfeksiyonlardan ölme tehlikesini de artırabiliyor. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre bu sorun, özellikle Afrika ve Güney Doğu Asya’da olmak üzere dünyadaki bütün ülkelerin yarısından fazlasında mevcut.
Besin takviyeleri, bu üzücü sorunla başa çıkmada faydalı olsa da; DSÖ, sorunu uzun vadede ele almanın yollarından birinin de besin güçlendirme olduğunu söylüyor. Altın Pirinç, tam da bu sebeple geliştirilmiş.
Bu sarı renkli pirinç her ne kadar yüzyılın başından beri mevcut olsa da, Asya’da ona en çok ihtiyaç duyan insanlara henüz ulaşabilmiş değil. Ed Regis, yeni kitabı Altın Pirinç: Bir GDO Süperbesinin Tehlike Altındaki Doğuşu‘nda, başlıca kabahatlilerin aşırı tedbirli yetkililer olduğunu iddia ediyor.
Greenpeace örgütü, Altın Pirinç’in takdimine ve genel anlamda genetiği değiştirilmiş mahsullere karşı özellikle muhalefet sergiliyor. Örgüt; pirincin teşvik edilmesinin ardında ticarî çıkarlar olduğunu, pirincin A vitamini seviyelerini artırdığının kanıtlanmadığını (fakat deneylerin aksini belirttiği görülüyor) ve dikkatleri, çocuk yoksulluğunu ortadan kaldırmaya yönelik diğer girişimlerden başka tarafa çektiğini iddia ediyor.
Altın Pirinç’in etrafında halen çok sayıda araştırma tartışması olsa da, Regis’e göre pirince engel olan temel sorun, Cartagena Biyogüvenlik Protokolü. 2003 yılında yürürlüğe konulan bu uluslararası antlaşma, güvenli olduğu kanıtlanana kadar bu besinlerin tehlikeli olduğunu varsayıyor (bunun tersini kabul etmiyor) ve GDO’lu mahsullerin dünya çapında uygulanmasını çok zor hale getiriyor.
“Bu gibi yasal düzenlemeler; GDO’lara yönelik mantıksız korkulardan, bununla ilgili bilimsel çalışmaları bilmemekten ve bu önlemsel ilkeye aşırı şekilde uyma isteğinden kaynaklanıyor” diyor Regis.
Sağlığın her zaman öncelik olması gerektiğinde hepimiz hemfikir olsak da; Regis, Altın Pirinç’in hayat kurtaran muhtemel etkileri göz önüne alındığında (yılda yaklaşık 670.000 yaşamdan bahsediliyor), bu tutumun biraz gevşetilmesi gerektiğini savunuyor.
Regis yeni kitabında şöyle yazıyor: “Bangladeş, Çin, Hindistan ve Asya’daki başka yerlerde pek çok çocuk, günde sadece birkaç kase pilav yiyor ve bunun dışında neredeyse hiçbir şey yemiyor. Onlara günlük olarak Altın Pirinç vermek, onlara yaşam ve görme yetisi hediye etmek anlamına gelebilir.”
Bu tartışma yıllardır devam ediyor: Nobel kazanmış 100’den fazla bilim insanı, 2016 yılında Altın Pirinç gibi GDO ürünlerin engellenmesini kınayan bir imza kampanyası düzenlemiş ve genetiği değiştirilmiş organizmaların sonucu olarak, insan ve hayvan sağlığına yönelik bir tane bile olumsuz kayıt bulunmadığı belirtmişti.
2018 yılında 6.000’den fazla çalışmanın incelenmesi sonucunda, GDO’ların mahsul verimlerini artırdığını ve sağlık açısından önemli yararlar sağladığı sonucuna varılmıştı. Bunun gibi güçlü bulgular, Altın Pirinç’in toprağa ekilmesi bakımından bir şansı hak ettiğini gösteriyor. Bu sayede, dünyanın fakir bölgelerinde insanların daha iyi beslenmesi sağlanabilir.
Tünelin ucunda biraz ışık da var. Altın Pirinç, şu an sadece dört ülkede kabul edildi (Avustralya, Yeni Zelanda, ABD ve Kanada’da) fakat çok daha acil biçimde ihtiyaç duyulan Bengladeş ve Filipinler’de de yıl sonundan önce onaylanması bekleniyor.
Pirinç insanların tabaklarına girdiğinde; geliştiricilerin beklediği olumlu etkileri gösterebilecek. Bu durumda, GDO besinleri çevreleyen bazı önyargılar (ve bunların daha geniş ölçüde kullanılmasını geciktiren yasal kısıtlamalar) azalabilir.
Fakat Ed Regis’a göre, şimdiye kadar gördüklerimizin bir trajedi olduğuna şüphe yok.
Regis şöyle bitiriyor: “Altın Pirinç’in ilerleyişinin aşırı önlemler yoluyla engellenmesi, geciktirilmesi veya ötelenmesi yüzünden; insanlar yıllarca, vicdana aykırı bir şekilde yaşamlarını ve görüş yetilerini kaybetti.”
ScienceAlert
Bu insanlar gunde sadece bir kaç kase pirinç tuketiyor o yuzden A vitamini eksik kaliyor pirince vitamin koyalım sorunu çözelim ama hala gunde saeve birkaç kase pilav yesinler!!!! Bu mudur yani? Asıl mesele insanlarin fakirliği pirinç dışinda birşeye ulaşamıyor olmaları iken, bunun duzeltilmesi iken parmağı başka yere çevirmekten başka birsey değil Altın pirinç….
Zekanın insanın ihtiyaç duyduğu her alanda kullanılmasını şiddetle tavsiye ediyorum. Zararı kanıtlanmadan GDO’ların yasaklanması insanoğlunun medeniyette ilerlemesinde çok önemli bir engel olacaktır.
İlginç bir yazı.Bugüne kadar GDO’nun hep yanlış olduğu kanidaki kitapları,yazıları okudum.Sessiz biyolagun da dediği gibi sadece pirince ulaşmaları sorun olmalı yetersiz gıda almaları sorun olmalı daha çok…
bu medeniyet değil
medeniyet sen tokken komşun açsa ondan rahatsız olmandır. altın pirinç sadece bir başka para kapısı madem o kadar önemsiyorlar o çocukları altın pirinç vereceklerine ve sadece ortalama 20 yıl gibi o da fazla ama araştırma yapılan bir ürün bu orası da var tabii normal sağlıklı doğal ürünler elde etmeleri için çaba ve yardım edebilirler . gelir adeletsizliğine karşı durabilirler. fakirliğe karşı durabilirler paylaşarak bunu yapabilirler. dünya nüfusu besleyemiyor değil sorun bir taraf aşırı besili obez öbür tarafın aç olması