EVAN GOUGH
ABD Başkanı, Amerikan casus uydusuna ait olan bir görüntüyü tweetledi. Gökbilimciler ise biraz dedektiflik yaptıktan sonra, görüntünün hangi uydudan geldiğini buldular. Bu uydu, (eskiden) çok gizli olan ve USA 224 adı verilen bir optik gözetleme uydusuydu.
Trump’ın attığı tweet, istemeden de olsa Amerikan uydu görüntülerinin bazı kabiliyetlerini ortaya çıkardı. USA 224, ulusal güvenlik sebepleriyle çok gizli tutuluyormuş. Bu yüzden ABD İstihbarat Teşkilatı, muhtemelen bu olaydan çok memnun değil. İstihbarat toplama kabiliyetlerinizi, İran da dahil olmak üzere neden düşmanlarınıza gösterirsiniz ki?
İran ve ABD’nin, onlarca yıl öncesine dayanan aksi bir ilişkileri var. ABD İran’ı, nükleer silahlar geliştirmeye çalışmak ve terörü desteklemekle suçluyor. İran ise ABD’yi, İsrail’e milyarlarca dolar değerinde yüksek teknolojili silah tedarik ederek terörü desteklemekle suçluyor.
İran, ekonomik yaptırımlara ara verme karşılığında, Obama yönetimi altındaki ABD ile nükleer teknolojileri sınırlama anlaşması imzaladığında, işler yatışmıştı. Trump ise seçildiğinde bu anlaşmayı feshetmişti. O zamandan beri, ABD ile İran arasında işler yeniden kızıştı.
İran, fırlatma kapasitesini yıllardır geliştiriyordu. İran’ın kuzeyinde yer alan İmam Hümeyni Uzaylimanı’nda bazı roketleri deniyorlardı. Ağustos ayının sonu itibariyle yapılan bir fırlatma denemesi, rampa üzerindeyken başarısızlığa uğramıştı. Gizli olmayan uydu görüntüleri, tesisten yükselen bir duman bulutunu gösteriyor; başka da fazla bir şey görünmüyordu.
Fakat Trump birilerini dürtmeyi seviyor, bu yüzden şöyle bir tweet attı:
The United States of America was not involved in the catastrophic accident during final launch preparations for the Safir SLV Launch at Semnan Launch Site One in Iran. I wish Iran best wishes and good luck in determining what happened at Site One. pic.twitter.com/z0iDj2L0Y3
— Donald J. Trump (@realDonaldTrump) August 30, 2019
Görünüşe göre birileri, bu gizli görüntünün basılı haliyle Trump’a bilgi vermiş ve kendisi de telefonuyla onun bir fotoğrafını çekip tweet’lemiş. Görüntünün ortasında kamera ışığını görebilirsiniz. İnsanlar Trump’ın, ABD’nin istihbari kapasitelerini ortaya çıkardığından endişe etmiş.
Bazıları, bunda bu kadar büyütülecek ne olduğunu merak etmiş. Görüntü, yüzeyde pek bir şey ortaya çıkarıyor gibi görünmüyor. Fakat bazı sorunlar var ve işte sebebi.
Gökbilimciler akıllı insanlar. Trump’ın zannettiğinden daha akıllı ve daha becerikliler. Marco Langbroek adlı Hollandalı bir gökbilimci, Trump’ın uydu görüntüsü üzerinde çalışmaya başlamış ve ulaştığı bulguları, kendi tweet’lerinde gözler önüne sermiş.
Langbroek, NPR ile yaptığı bir görüşmede; USA 224’ü, “Hubble Uzay Teleskobu’ndan farkı olmayan” geniş bir teleskop şeklinde tarif etmiş: “Fakat yıldızlara bakmak yerine, Dünya’nın yüzeyine bakıyor ve çok detaylı görüntüler oluşturuyor.”
USA 224 güçlü, yüksek teknolojili ve yapımı milyarlarca dolar tutan bir cihazmış. Hubble’ınkiyle aynı boyutta olan, 2.4 metrelik bir aynası varmış.
USA 224, KH-11 uydusu dedikleri bir şeymiş. Bu türün 15’inci uydusuymuş. Ayrıca “Evrimleşmiş Gelişmiş CRYSTAL Sistemi” de deniyormuş ve kod adı “Anahtar Deliği”ymiş.
USA 224 ve onun gibi uyduların özelliği, gökyüzünde takip edilmelerinin kolay olmasıymış.
Langroek, SatTrackCom’da yazdığı bir blog gönderisinde; bahsi geçen görüntüde yer alan gölgelerin, görüntünün çekildiği zamanı bulmak amacıyla uydunun konumuyla nasıl birleştirildiğini açıklıyor.
Daha sonra bunlar, casus uyduların bilinen rotalarıyla karşılaştırılmış ve görüntüyü çeken uydunun USA 224 olduğu doğrulanmış.
Ardından da Cees Bassa işe koyulmuş. Bassa, Hollanda Radyo Gökbilimcilik Enstitüsü ASTRON’da uzman bir gökbilimciymiş. Görüntünün çözünürlüğünü ve USA 224’ün kabiliyetlerini belirlemeyi başarmış.
Bahsi geçen görüntüdeki detaylar, uydu görüntüleme uzmanları için bile şaşırtıcıymış.
Viyana’daki Açık Nükleer Ağ kurumunda çalışan Melissa Hanham, NPR ile yaptığı bir röportajda, “Bu görüntünün bir uydudan gelebileceğine inanmamıştım” diyor. Hanham ayrıca şöyle söylüyor: “Rakiplerin bu görüntüye bakıp, üzerinde ters mühendislik uygulayarak algılayıcının nasıl çalıştığını ve üretim sonrası ne tür yöntemler kullandıklarını çözeceklerini zannediyorum.”
Normalde, istihbarat toplama ve gözetleme konusunda katı bir temkin vardır. Ülkeler, kabiliyetlerini gizli tutmak isterler ve bunları müttefikleriyle sadece ihtiyaç duyulduğu zaman paylaşıp, rakiplerinin kafasını karıştırır ve onları mahrum bırakırlar. USA 224’ün kabiliyetlerinin, görevinin ve yörüngesinin detayları gizli durumda.
Trump artık ABD’nin son teknoloji casusluk kabiliyetlerinden bazılarını ortaya çıkardığından, bunlardan iki tanesi belli oldu.
Bu görüntü, ABD’nin geçmişte itiraf ettiği herhangi bir şeyden çok daha yüksek bir çözünürlüğe sahip. Diğer ülkeler muhtemelen ABD’nin gelişmiş uydu görüntüleme yöntemlerine sahip olduğunu tahmin etmişlerdi fakat artık tahmin etmelerine gerek kalmadı. Uluslararası istihbarat ve casusluk oyununun ciddi sonuçlar barındırdığı göz önüne alındığında, bu durum önem taşıyor.
Ayrıca, sırları ortaya çıkarmak da bir suç. 1984 yılında, ABD Donanması İstihbarat Destek Merkezi’nde çalışan bir istihbarat çözümleyicisi; KH-11’den gelen üç adet gizli görüntüyü, Jane’in Savaşçı Gemileri adlı bir kitapta basılması için göndermiş.
Samuel Loring Morison ismindeki bu kişi, hüküm giyip iki yıl hapis cezası almış ancak daha sonra affedilmiş.
Yine de Trump herhangi bir ceza almayacak. Başkan olarak, bu gibi şeyleri ortaya serme hakkına sahip. Trump’ın kendisine göre ise, bunu yapmaya “kesinlikle hakkı” var.
Universe Today