Naçiz laboratuvar faresi, kanserden diyabete ve COVID-19’a kadar uzanan hastalıkların anlaşılması için paha biçilmez bilgiler sağlıyor. Fakat psikiyatrik durumlar söz konusu olduğunda, laboratuvar faresi gözden düşüyor çünkü kemirgen zihninin insan zihninden çok farklı olduğu ve zihinsel hastalıklara karşı pek fikir vermeyeceği düşünülüyor.
Fakat yapılan yeni bir çalışmada, insan ve fare zihinlerinin çalışma (ve yanlış çalışma) şekilleri arasında önemli bağlantılar bulunduğu gösteriliyor. St. Louis – Washington Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde çalışan araştırmacılar, halüsinasyonların beyinde nasıl oluştuğunu incelemeyi sağlayan titiz bir yaklaşım geliştirmiş ve şizofrenide çok ihtiyaç duyulan yeni tedavilerin geliştirilmesi bakımından umut vadeden bir giriş kapısı sunmuşlar.
Cuma günü Science bülteninde yayımlanan çalışma, psikozdaki belirleyici bir semptomun; halüsinasyonların biyolojik kökenlerini araştırma yolu sunuyor. Araştırmacılar insan ve fareleri eğiterek, hayali sesler duymalarını sağlayan bilgisayar tabanlı bir görevi tamamlamalarını sağlamışlar. Görevde gösterilen performansı değerlendiren bilim insanları, insanlar ve farelerde halüsinasyon benzeri olayları nesnel şekilde ölçmeyi başarmış. Halüsinasyonların altında yatan sinirsel devrelerin incelenmesine olanak sağlayan bu yenilikçi yaklaşım, vücudun diğer kısımlarındaki hastalıklar için çok yarar sağlayan türden bilimsel çalışmalara zihinsel belirtilerin kapısını açıyor.
Tamara Bandari/Washington Üniversitesi Tıp Fakültesi. Ç: O.