Kusma poşetini uzat.
Bir uçuşta türbülans yaşamak her zaman sinir bozucudur, ancak eğer kendinizi koltuğa düzgün şekilde tutturduysanız o kadar da tehlikeli değildir.
Şimdi ise bilim insanları, gelecek yıllarda önemli ölçüde daha fazla türbülans bekleyebileceğimizi buldular ve bunlar sadece hafif tıkırtılar olmayacaklar; burada ciddi bir sallanmadan bahsediyoruz, yani insanları uçağın her yerine fırlatan cinsten.
Türbülans, hafiften şiddetliye kadar değişen dört derecede geliyor. Bu yeni çalışmada bilim insanları ilk defa iklim değişikliğine karşılık şiddetli türbülansların geleceğini sorguladılar ve bu iyi görünmüyor.
İngiltere’deki Reading Üniversitesi’nden atmosfer bilimcisi Paul Williams şöyle söylüyor: “En görmüş geçirmiş olan sık uçanlar bile, şiddetli türbülanstaki yüzde 149’luk bir artış beklentisinde telaşa kapılabilir.”
Şiddetli türbülansın anlamının, “uçak bir an için kontrolden çıkabilir” cümlesini içerdiği düşünüldüğünde, bunlar aslında telaşlandırıcı haberler.
Türbülans pek çok sebepten meydana gelebilir. Bunların arasında gök gürültülü fırtınalar, bulutlar, atmosfer basıncındaki değişimler veya soğuk ile sıcak hava cepheleri arasında yer değiştirme bulunuyor.
Fakat bazen gökyüzü tamamen açık olduğu zaman beklenmedik şekilde vuruyor.
Bu ‘açık hava türbülansı’ aslında bir uçağın, jet akımı içinde farklı dikey rüzgar hızı parçalarına (rüzgar kesmesi) çarptığı zaman gerçekleşiyor. Ayrıca Williams’a göre, iklim değişimi yüzünden bu rüzgar kesmeleri daha güçlü ve daha dengesiz hale gelecek.
Williams, 21 farklı türbülans örneği verisini bir süperbilgisayara aktardı ve endüstri öncesi seviyelerle karşılaştırıldığında iki kata çıkan bir atmosfer CO2’si tasarladı.
Gelecek on yıllar içinde, eğer 12 kilometrelik standart bir yükseklikte yolculuk yapan bir transanlantik uçuşunda olursanız, hafif türbülansın yüzde 59 oranında ve orta türbülansın yüzde 94 oranında artmasını bekleyebilirsiniz.
Fakat bunların içinde en kötüsü, şiddetli türbülansın iki buçuk kat daha sık olmasının tahmin edilmesi; yani kocaman bir yüzde 149’luk artış var.
Bu durum, hava yolculuğu üzerinde ciddi sonuçlara sahip olacak. Çağdaş uçaklar, şiddetli türbülansa bile dayanacak şekilde üretiliyor (vay be), fakat yine de bu gibi karşılaşmalar gecikmelere, sapmalara ve uçuşlar arasında uçak muayene sürelerinin artmasına yol açabilir.
Ayrıca, eğer bir beyin sarsıntısı istemiyorsanız, şu emniyet kemerini bağlı halde tutmak her zamankinden daha önemli hale gelecek.
Williams, Carbon Brief için yazdığı bir blog gönderisinde şöyle söylüyor: “Yaralanma tehlikesi küçük olsa da gerçek bir tehlikedir. İnsanları ve nesneleri, yerçekiminden daha büyük bir güçle etrafa fırlatan şiddetli türbülans, ciddi yaralanmalara ve ölümlere sebep olabilir.”
Araştırmacılar için sıradaki adım, çalışmayı, dünyanın daha fazla bölgesini, diğer mevsimleri (Williams sadece kış zamanına baktı) ve diğer uçuş yüksekliklerini içerecek şekilde genişletmek.
“Bu karşılaştırmalar muhtemelen iklim bilimciler, türbülans bilimciler ve havayolları arasında alanlar arası işbirlikleri gerektirecek,” diye yazıyor Williams.
Bütün bunlar, uçuş konusunda zaten tedirgin olan insanlar için korkutucu haberler gibi görünebilir, fakat neyse ki bir umut ışığı var. Şu anda, açık hava türbülansını tahmin etmek (ve bu yüzden ondan kaçınmak) sinir bozucu şekilde zor, fakat gelecekteki uçakların daha iyi algılayıcılar ile donanmış olacağına dair umut var.
Ümit verici seçeneklerden biri LIDAR (Işıklı Tespit ve Tarama Keşfi). Bu ultra havalı lazer tespit teknolojisi, halihazırda bilim insanlarının antik şehirleri ve gizli resifleri keşfetmelerine yardımcı oldu.
Williams tezde şöyle yazıyor: “İleri görüşlü LIDAR, 10-15 km’ye kadar ileride açık hava türbülansının belirtisi olan herhangi bir görünmez yoğunluk dalgalanması konusunda pilotları önceden uyarabilir, yolcuları ve mürettebatı uyarmak için muhtemelen yeterli hazırlık zamanı sağlayabilir ve hatta bir kaçınma önlemine girişebilir.”
Fakat, bütün uçakların bu şaşırtıcı teknoloji ile donanabilmesinden önce, LIDAR’ın daha ucuz hale gelmesini beklemek zorundayız.
O zamana kadar muhtemelen en iyi şey, CO2 salımlarını azaltmayı sürdürmek ve birkaç kusma poşeti bulundurmak. Görünüşe göre bunlara ihtiyacımız olacak.
Çalışma, Advances in Atmospheric Sciences bülteninde yayınlandı.
ScienceAlert