Her Şey Genlerde Değil: Düşündüğümüzden Daha Fazlasını mı Miras Alıyoruz?

0
Fotoğraf: haydenbird/iStock

Embriyoların sağlıklı gelişimine yön veren unsurlardan birine yönelik yapılan önemli bir keşif, ebeveynlerimizden miras aldıklarımızla ve ebeveynlerimizin yaşam tecrübelerinin bizi nasıl şekillendirdiğiyle ilgili bildiklerimizi değiştirebilir.

Yeni araştırmada, DNA’yı kontrol eden ve normalde nesiller arasında sıfırlanan epigenetik bilginin, anneden çocuklara zannedilenden daha sık taşındığı ileri sürülüyor.

Walter ve Eliza Hall Enstitüsünde (WEHI) çalışan bilim insanlarının öncülüğündeki çalışma, hangi genlerin anneden çocuğa epigenetik bilgi geçmesini sağladığını ve hangi proteinlerin bu olağandışı süreci kontrol etme yönünden önem taşıdığını daha iyi anlamayı sağlıyor.

Hızla büyüyen bir bilim dalı olan epigenetik, genlerimizin ne şekilde açılıp kapanarak vücudumuzdaki yüzlerce farklı hücre tipinin üretilmesine dönük genetik talimatlara olanak sağladığını araştırıyor.

Epigenetik değişimler, beslenme ve stres gibi çevresel değişkenlerden etkilenebiliyor fakat bu değişimler DNA’yı değiştirmiyor ve normalde ebeveynden çocuklara geçmiyor.

Ufak miktarda ‘damgalanmış’ bir gen grubu epigenetik bilgiyi nesilden nesle taşısa da, annenin epigenetik durumunun şimdiye dek başka çok az geni etkilediği gösterilmiş.

Yeni araştırma ise annenin yumurtasındaki belli bir protein ikmalinin, çocuklardaki iskelet biçimlenmesine yön veren genleri etkileyebileceğini ortaya seriyor.

Baş araştırmacı Profesör Marnie Blewitt, bulguların araştırma takımını ilk başta şaşırttığını söylüyor.

WEHI Epigenetik ve Gelişim Bölümünün eş başkanı olan Blewitt, “Bir süre afalladık çünkü böyle bir keşfi beklemiyorduk” diyor.

“Annedeki epigenetik bilginin vücudun şekillenmesinde ömür boyu süren sonuçlar doğuran etkiler gösterebilmesi çok heyecan verici çünkü bu durum, epigenetik bilgi aktarımının bugüne dek düşündüğümüzden çok daha fazla gerçekleştiğini akla getiriyor.

“Bulgular, başka hangi epigenetik bilgilerin miras kaldığı konusunda Pandora’nın kutusunu açabilir.”

WEHI öncülüğünde ve Monash Üniversitesinde çalışan Yardımcı Profesör Edwina McGlinn ile Avustralya Yenileyici Tıp Enstitüsü ortaklığında yürütülen çalışma, Nature Communications bülteninde yayımlandı.

 

Kaynak: Walter ve Eliza Hall Enstitüsü. Çeviren: Ozan Zaloğlu.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz