Hiçbir Şeyin Farkında Olabilir misiniz? Bilim İnsanlarının Anlamaya Çalıştığı Nadir Görülen Uyku Deneyimi

0

Katılımcılar benliklerinin ortadan kaybolmuş veya çözülmüş gibi durduğunu söylüyor.

Bu makale aslen The Conversation’da yayımlandı.

Bazı kişiler için uyku, garip bir uyanıklık çeşidi getiriyor. Bir rüya değil ama hiçbir içeriği olmayan sessiz bir farkındalık. Çok bilinmeyen bu bilinç hali, bilimin en büyük gizemlerinden birinin ipuçlarını taşıyor olabilir: ‘Bilinçli olmak ne anlama geliyor?’ sorusunun.

Bilinçli uyku durumu, asırlardır Doğu’daki farklı düşünce geleneklerince geniş biçimde betimlendi. Örneğin Hinduizmin en eski metinlerinden biri olan Vedas‘ın yorumuna dayanan Hint Advaita Vedanta felsefe okulunda derin uyku veya “şuşupti”, tümüyle bilinçli kaldığımız bir “salt farkındalık” durumu şeklinde anlaşılıyor.

Hint-Tibet Budizminin Dzogchen soyunda da derin uykuya dair benzer yorumlar yapılmış. Öğretilerine göre bilinçliliğin “özünü” idrak etmek için uyanık olunduğu esnada ya da uyku sırasında farklı meditatif uygulamalar izlenebilir. Bu meditatif uygulamalardan biri de; uygulayan kişinin rüya ve uyku hallerini tanımasını sağlayan rüya yogası veya aydınlatan yoga. Burada kişiler düşüncelerin, görüntülerin ve hatta bir benlik algısının bile olmadığı, uyku içerisinde bir uyanık olma durumu olan “saf farkındalık” haline getirilmeye çalışılıyor.

Batı bilimi için bu hal bir muamma teşkil ediyor. Bir şeyin farkında olmadan nasıl farkındalık yaşayabilirsiniz? Eğer doğrular ise bu raporlar, bilinçliliğe hep bir nesneyle ilgiliymiş gibi davranan ana akım kuramlara meydan okuyorlar. Örneğin önümdeki bilgisayara veya penceremin üzerinde yükselen mavi gökyüzüne ya da kendi nefes alış verişime dönük farkındalığım. Bu halin varlığı, bizi bilinçliliğin ne olduğunu yeniden düşünmeye itiyor.

Nesnesiz uyku tecrübeleri

Meslektaşlarımla beraber bir dizi deney yürüterek uyku sırasındaki içeriksiz bir halin neye benzediğini araştırmaya koyulduk. İlk olarak 573 kişiyle, aralarında daha basit veya daha minimal olabilecek uykuda bilinçlilik hallerinin de yer aldığı olağandışı uyku şekli tecrübeleriyle ilgili 573 kişiyle internet üzerinden anket yaptık. Örneğin bir rüyanın kaybolmasından sonraki bir farkındalık ya da sadece derin uykuda olmanızın bir farkındalığı.

Ardından ise mikro-görüngesel görüşmeden ilham almış bir protokol kullanarak, bir çeşit nesnesiz uyku tecrübesi yaşadığını söyleyen 18 katılımcıyla derinlemesine görüşmeler yürüttük. Bu araştırma aracı, insanların yaşadıkları tecrübelerin ince detaylarını hatırlayıp tarif etmesine yardımcı olmak için tasarlanmış.

Bu çalışmalarda, “nesnesiz uyku deneyimleri” adını verdiğimiz bir deneyim tayfı tespit ettik; yani bir nesnenin farkındalığını içermediği görülen bilinç halleri bunlar. Vakaların hepsinde, nesnesiz bir uyku deneyiminden söz eden katılımcılar uyku sırasında duyusal içeriğin bulunmadığı bir dönem yaşadıklarını ve bunun yalnızca uyanık olduklarını bilme hissi içerdiğini aktardılar.

Katılımcılarımızın tecrübelerinden bazıları, Doğu felsefe geleneklerinde tarif edilen bilinçli uyku betimlemeleriyle eşleşiyordu; hiçbir “Ben” hissinin olmadığı, nesnesiz ve benliksiz bir deneyim. Katılımcılar benliklerinin kaybolmuş veya çözülmüş gibi olduğunu aktarmıştı; psikedelik DMT ilacının sindirilmesinden sonra ve derin meditatif hallerde aktarılan “ilaç teşvikli benlik çözülmesini” andıran bir hal bu durum.

Çalışmamızdaki katılımcılardan gelen diğer raporlar arasında, tanımsız bir hal içerisinde zayıf bir “orada” olma hissi ya da bir “hiçlik” veya “boşluk” farkındalığı da vardı. Birkaç kişinin tecrübesi ise; kayıp görünse bile bir dünyada olmanın deneyimi şeklinde temel rüya biçimlerinin izlerini taşıyordu.

Bilinçli uyku gibi nesnesiz uyku deneyimleri çoğunlukla rüya yogası gibi tefekkür uygulamalarıyla ilişkilendirilmişse de; bizim elde ettiğimiz sonuçlar söz konusu uygulamalardan bihaber olan insanların da bu olguyu tecrübe ettiklerini gösteriyor. Aslında internet üzerinden yürüttüğümüz anketin sonuçları, meditatif uygulamalara katılmak ile nesnesiz uyku tecrübeleri arasında bir bağlantı göstermedi.

Fakat anket sonuçlarında, kontrollü rüya deneyiminin (hayal gördüğünüzü fark ettiğiniz ama uykuda kaldığınız zaman) nesnesiz uyku tecrübeleriyle ilişkili göründüğünü keşfettik. Ancak kontrol edilebilir rüya gören birçok katılımcının nesnesiz uyku deneyimlerinden söz etmediğini belirtmekte yarar var.

Kontrollü rüya eğitimi

Nesnesiz uyku tecrübelerin nadir olması, üzerlerinde inceleme yapmayı zorlaştırıyor. Bu deneyimleri tetikleyip onları daha iyi anlayabilmemiz için eğitim yöntemleri gerekiyor.

Son çalışmamızda meslektaşlarımla birlikte meditasyon, görselleştirme ve kontrollü rüya tekniklerinin bir araya getirildiği yeni bir tetikleme protokolü kullandık. Dört katılımcı uykuya sürüklendikçe farkındalıklarını korumayı ve önceden üzerinde anlaşılmış bir göz hareketiyle kontrollü rüyada olduklarını işaret etmeyi öğrendi. Beynin elektriksel faaliyetini ölçen taşınabilir EEG kayıtları, bazı nesnesiz hallerin REM dışı (yavaş dalga) uykuda gerçekleştiğini doğruluyor. Araştırmalar REM dışı uykuların biz rüya görürken taşıdığımız karmaşık tip bilinçli halleri içermediğini düşünüyorlar. Ancak rüya görmenin daha basit halleri de dahil olmak üzere diğer bazı uyku deneyimleri meydana gelebiliyor.

Rüyasız uyku ve bilinç araştırması

Şu an bilim insanları arasında bilincin temelinin ne olduğuna dair bir mutabakat bulunmuyor. Bazı popüler görüşler, bilinçliliğin beyne bilgi aktarıldığı zaman ortaya çıktığını söylüyor. Fakat beynin bilinçli işleme yapması için ne tür bilgi gerektiği hâlâ tartışma konusu.

Nesnesiz uyku deneyimleri, uyku esnasında bilinçli olmanın nasıl bir şey olduğuna yönelik tabloyu zenginleştiriyor. Uyku bilinçliliği üzerinde rüyalar ve rüya benzeri deneyimlerle ilgili şimdiye dek geniş çalışmalar yürütülmüştü fakat son zamanlarda bu gidişatta bir değişim yaşandı.

Nesnesiz uyku deneyimlerinde gösterildiği gibi asgari bilinç formları, bilinç kuramlarımızı daha da rafine etme yolunu açabilir. Var olmaları, içerikten bütünüyle soyutlanmış bir farkındalık şekline işaret ediyor. Dahası ise bu tür deneyimleri incelemek, bize aralarında derin meditasyon, duyusal yoksunluk ve hatta zihin durmasının bulunduğu değişmiş bilinç hallerini anlamamıza yardımcı olabilir. Bu tür durumlarda zihnimiz duruyor veya “hiçbir yere” gitmiyor gibi görünüyor.

İnsanların uyurken “hiçbir şeyin” farkında olabilmesi, bize zihin hakkında başka hiçbir rüyanın söyleyemeyeceği şeyler söyleyebilir.

Yazar: Adriana Alcaraz Sanchez/The Conversation. Çeviren: Ozan Zaloğlu.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz