Hubble’dan Gelen Yeni Veriler, Kayıp Karanlık Maddeyi Açıklıyor

0
NGC 1052-DF4 etrafındaki gökyüzü. ESA/Hubble, NASA, Dijitalleştirilmiş Gökyüzü Gözlemi 2

Belirli galaksilerde yer alan kayıp karanlık madde, gelgitsel bozulma etkileriyle açıklanabiliyor. Bunlar, ufak galaksileri kelimenin tam anlamıyla paramparça eden dev boyutlu bir komşu galaksinin kütleçekim kuvvetleri.

2018 yılında NASA/ESA Hubble Uzay Teleskobu’nu ve birkaç diğer gözlemevini kullanan uluslararası bir araştırma takımı, karanlık maddesinin çoğu kayıp olan bir galaksiyi kozmik galaksimizde ilk defa ortaya çıkarmış. NGC 1052-DF2 galaksisinin bu keşfi, gökbilimciler için beklenmedik bir durum olmuş. Çünkü daha önce karanlık maddenin, galaksilerin oluşum ve evrimine yönelik mevcut modellerde anahtar bir bileşen olduğu anlaşılmış. Aslında karanlık madde olmadan, bu ilkel gazlarda yeteri kadar kütleçekim etkisi bulunmaz ve bu sebeple çöküş başlamaz, yeni galaksiler de oluşmazdı. Bir yıl sonra, karanlık maddesi kayıp olan NGC 1052-DF4 isimli başka bir galaksi keşfedilmiş ve bu durum, gökbilimciler arasında söz konusu cisimlerin tabiatına yönelik yoğun tartışmaları daha da alevlendirmiş.

Şimdiyse Hubble’dan gelen yeni veriler kullanılarak, 45 milyon ışık yılı ötedeki NGC 1052-DF4 galaksisinde tespit edilen kayıp karanlık maddenin ardındaki sebep açıklanmış. Derin optik görüntüleme yardımıyla galaksiyi inceleyen uluslararası gökbilim takımına, Avustralya’daki Yeni Güney Galler Üniversitesi’nde çalışan Mireia Montes önderlik ediyor. Araştırma takımı, bu kayıp karanlık maddenin gelgit bozulmasının etkileriyle açıklanabileceğini keşfetmiş. Yakındaki dev NGC 1035 galaksisinin kütleçekim kuvvetleri, NGC 1052-DF4’ü parçalıyor. Bu süreçte karanlık madde ortadan kalkarken, yıldızlar ise başka bir galaksiyle olan bu etkileşimin etkilerini sonraki bir dönemde hissediyorlar.

Karanlık maddenin bu şekilde ortadan kalkması, şimdiye dek gökbilimcilerin gözünden kaçmış. Çünkü bu süreç yalnızca, son derece zayıf nitelikleri ortaya çıkarabilen son derece derin görüntüler kullanılarak gözlemlenebiliyormuş. “NGC 1052-DF4’ün bir etkileşim yaşadığını keşfederken, Hubble’ı iki şekilde kullandık” diye açıklıyor Montes. “Bunlar arasında galaksinin ışığı ve galaksinin küresel kümeler şeklinde dağılımı üzerinde çalışmak da yer alıyor.”

Gökbilimciler, Hubble’ın yüksek çözünürlüğü sayesinde galaksinin küresel küme popülasyonunu belirleyebilmişler. İspanya’daki Kanarya Adaları’nda yer alan 10,4 metrelik Büyük Kanarya Teleskobu (GTC) ve IAC80 teleskobu da Hubble’ın gözlemlerini tamamlayıp, veriler üzerinde daha ileri çalışmalar yürütmek üzere kullanılmış.

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz