Öğretmeniniz belki de; akademik maharetinizi, bir sınav kağıdı kadar iyi anlıyordur ve bu durum, okula giden çocukların üzerindeki sınav yükünün bir kısmını azaltmaya yardımcı olabilir.
İngiltere’de 5.000’den fazla ikiz üzerinde toplanan verileri inceleyen araştırmacılar; öğretmenlerin yaptığı değerlendirmelerin, 7 ila 14 yaş arasındaki çocukların dil, matematik ve fen derslerinde kazandığı sınav puanları ile güçlü şekilde bağlantılı olduğunu bulmuşlar.
Buna ek olarak öğretmen değerlendirmelerinin, öğrencilerin İngiltere’deki lise diploma (GCSE) ve lise bitirme sınavında (A-seviye sınavlar) ne şekilde başarı göstereceklerini isabetli biçimde haber verdiği bulunmuş (öğrenciler, bu sınavlara sırasıyla 16 ve 18 yaşında giriyor).
Takım, makalenin özet bölümünde yer alan “kilit noktalar” kısmında şöyle yazıyor: “Öğretmenlerin yaptığı değerlendirmeler, 16 ile 18 yaşlarındaki sınav performansına yönelik gerçekleştirilen ve öğretmen değerlendirmeleri ile önceki sınav sonuçlarından meydana gelen bileşik tahminin yaklaşık yüzde 90’ına tekabül ediyor.”
Araştırmacılardan biri olan ve İngiltere’deki King’s College London Üniversitesi’nde çalışan Kaili Rimfeld, şöyle aktarıyor: “Öğretmen değerlendirmelerinin; önceki sınav puanlarının yanısıra lise diploma sınavı ile lise bitirme sınavının sonuçlarını da haber verdiğini ilk defa gösterdik”
“Sınav puanlarının, öğretmenlerin yaptığı değerlendirmeler ile bu kadar yüksek biçimde bağlantılı olması; İngiltere’deki zorunlu eğitimi tanımlayan sınav kültürünün kıymeti hakkında da soru işaretleri oluşturuyor.”
Eğitim araştırmalarına yönelik yeni bir yaklaşım niteliği taşıyan bu çalışma; İngiltere’deki ikizler üzerinde toplanmış geniş ölçekli verilerden faydalanarak, genetiğin akademik verim üzerindeki etkilerini de hesaba katmış.
Araştırmacılar, sonuç kısmında şöyle yazıyorlar: “Öğretmen değerlendirmeleri ve standartlaştırılmış sınavlar arasında; hem fenotipik, hem de genetik olarak kayda değer oranda yüksek bir uyuşma bulunduğunu gösterdik.”
Öğrencilerin gösterdiği ilerlemeyi belirlemek için erken bir yaştan itibaren sınav yapılması, İngiltere’de ve dünyanın diğer yerlerinde tartışma konusu olmaya devam ediyor; söz konusu uygulamanın, öğrenciler ve öğretmenler üzerinde hedefleri tutturmaya yönelik baskı oluşturduğuna dair soru işaretleri bulunuyor.
İngiltere’deki çocuklar, 16 yaşında lise diploma sınavları ve 18 yaşında da lise bitirme sınavına ek olarak; 7 yaşında ve 11 yaşında Standart Yetenek Testleri’ne giriyorlar. Araştırmacılar, bu yükün bir kısmının, öğretmenlerin yapacağı değerlendirmeler kullanılarak hafifletilebileceğini öne sürüyorlar.
ABD’nin Austin şehrindeki Teksas Üniversitesi’nde çalışan takım üyesi Margherita Malanchini şöyle söylüyor: “Test yapmak, hem öğrencilerin hem de öğretmenlerin gayretlerini bir noktaya yoğunlaştırmasına yardımcı olsa da; önemli sonuçlar barındıran sınavlar, öğrenme deneyimini öğrenmekten uzaklaştırıp, sınav performansına doğru kaydırabilir”
“Bu sebeplerden dolayı, öğretmen değerlendirmelerinin; özellikle okuldaki ilk yıllarda olmak üzere, sınav puanları yerine öğrencinin kaydettiği ilerlemeyi izlemeye dayalı olabileceğini öne sürüyoruz.”
Çalışmanın arkasında yer alan takım, sınavların eğitimde hâlâ önemli bir paya sahip olması gerektiğini ve öğretmenlere de fazladan bir iş yükü bindirilmemesi gerektiğini belirtiyor. Mevcut değerlendirmeler ise bazı durumlarda sınavların yerine geçebilir.
Buna karşın, tehlikeler ve sonuçlar büyük: Araştırmacılar, sınav performansı ve eğitim standartlarının, bir bütün olarak bireylerin ve toplumların geleceğini etkileme konusunda büyük bir paya sahip olduğunu belirtiyorlar.
“Bizim sunduğumuz sonuçlar, hem ilköğretim hem de orta öğretim sırasında gerçekleştirilen sınavlara yönelik tartışmada bilgi sunmalıdır” diyor Malanchini.
“Müfredatı uygulamak ve kaydedilen ilerlemeyi gözlemlemek konusunda öğretmenlere güvenmek, öğrenci ile öğretmenlerin refahı için faydalı olabilir ve sınıfta herkesin yeniden keyif almasına yardımcı olabilir.”
Araştırma, Journal of Child Psychology and Psychiatry bülteninde yayınlandı.
ScienceAlert