İklim değişikliği, insanların davranışlarına yön veren tek etmen değil. İnsanların değişen koşullar karşısında yaptığı seçimler, daha büyük bir bağlamda gerçekleşiyor. Arkeologların ve çevrebilimcilerin fikirlerini bir araya getiren çalışmalar ise, insanların uzun vadeli çevresel değişimlere (bazen başarılı biçimde) nasıl cevap verdiği konusunda daha ayrıntılı dersler sunabilir.
St. Louis – Washington Üniversitesi ve Çin Bilimler Akademisi’nde çalışan araştırmacıların yürüttüğü böyle bir çalışma, Bronz Çağ’ın ilk zamanlarında Çin’in orta düzlüklerinde meydana gelen kuraklaşmanın nüfus çöküşüne sebep olmadığını gösteriyor. Bu sonuç, iklim değişimine karşı gösterilen sosyal direncin önemini vurguluyor.
Tarımın gelişmesi ve giderek karmaşıklaşan sosyal insan yapıları, kurak koşullarda çöküş yerine, yaklaşık 3.900 ila 3.500 yıl önce insan nüfusunda yaşanan çarpıcı bir artışa zemin hazırlamış.
WÜ Fen ve Sanat Fakültesi’nde antropoloji profesörü olan Trirstram R. Kidder, “İklimin etkileri, özellikle Çin’de nispeten basit görülmüş” diyor. Yeni çalışma, Environmental Research Letters bülteninde çevrimiçi yayımlandı.
“Bizim çalışmamız; iklimin doğada ve insan toplumlarında meydana getirdiği etkileri düşünürken, insanların gösterdiği dirence daha ayrıntılı bakmamız gerektiğini gösteriyor” diyor Kidder. “Dikkate değer bir uyum sağlama kapasitemiz var. Fakat buradan çıkaracağımız derslerden biri de; sosyal, politik ve teknolojik sistemlerimizin de esnek olması gerektiği yönünde.”
“Geçmişteki insanlar, iklimin sunduğu olumsuzlukların üstesinden gelebilmiş çünkü değişmeye istekli olmuşlar” diyor.
Talia Ogliore/St. Louis – Washington Üniversitesi. Ç: O.