Fiziksel iltihap (enflamasyon) ile zihinsel bitkinlik arasında bir bağlantı olduğu keşfedildi.
Kronik hastalık geçiren kişiler, fiziksel belirtilere ek olarak sık sık zihinlerinin “bulanık” olduğunu da söylüyor. Yeni keşfedilen bu ilişki, durumun sebebini açıklayabilir.
Alabama Üniversitesi ile Birmingham Üniversitesi arasında yürütülen ortak bir araştırma projesinde, iltihap (vücudun hastalığa tepki verme şekli) ile kronik ağrı yaşayan kişilerin bildirdiği zihinsel “bulanıklık” arasındaki bağlantılar araştırılmış.
Çalışmada 20 erkek deneğe, farklı günlerde iki enjeksiyon uygulanmış. Bu enjeksiyonlardan biri geçici iltihaba sebep olurken, diğeri ise herhangi bir etki göstermiyormuş.
Deneklere, hangi enjeksiyonun ne zaman uygulandığı söylenmemiş. Ardından, deneklerin algısal tepkileri ve beyin faaliyetleri ölçülmüş. (Algısal tepkiler arasında, duyusal bilgileri ve dikkat edilecek şeyleri seçme ile tetikte olma gibi şeyler yer alıyor)
İltihap seviyeleri ise kan örnekleri kullanılarak belirlenmiş. Sonuçların gösterdiği üzere iltihap, beyinde özellikle tetikte kalmayla ilişkili bölgeleri etkilemiş. Ancak dikkatle ilgili diğer işlemler, bu bedensel iltihaptan etkilenmemiş.
Çalışmanın ortak yazarı Dr. Ali Mazaheri, sonuçlara ilişkin şöyle konuşuyor: “Bilim insanları uzun zamandır, iltihap ile algı arasında bir bağlantı olduğundan şüpheleniyordu. Fakat aradaki sebep ve sonuç ilişkisi hakkında konuşmak çok zor. Örneğin, tıbbi bir durum yaşayan insanlar veya aşırı derecede obez olan kişiler, algı zayıflamasından şikayet edebilir. Ancak bunun, söz konusu durumlarla ilişkili iltihaptan kaynaklı olup olmadığını veya başka sebepler bulunup bulunmadığını söylemek zor. Bizim araştırmamız; beyinde bulunan belirli ve kritik bir sürecin, iltihaptan belirgin bir şekilde etkilendiğini belirledi.”
Ülke çapında milyonlarca insan, içerisinde eklem iltihabının, otoimmün hastalıkların ve yüksek tansiyonun yer aldığı kronik bir sağlık durumu yaşıyor. Bazıları tamamen tedavi edilemiyor (sadece ilaçla ve diğer tedavilerle kontrol altına alınıyor) ve bunlar, yoksun bölgelerdeki insanlar arasında en yaygın şekilde görülüyor.
Yazar: Moya Lothian-McLean/The Independent. Çeviri: Ozan Zaloğlu.
