Rensselaer Politeknik Enstitüsü Ekonomi Bölümünde çalışan okutman Mina Mahmudi’nin ekonomik karar verme faaliyetine yönelik yeni kuramı, insanların genelde neden sadece yeterli olan fakat en uygun olmayan seçimler yaptıklarına bir açıklama getiriyor.
Dün Review of Behavioral Economics bülteninde yayımlanan makalede Mahmudi, bu durumun göreli düşünme işlemiyle açıklanabileceğini ileri sürüyor. Kurama göre insanlar, verdikleri kararlarda yalnızca mutlak farklılıkları kullanmaları gerektiği halde oranları kullanabiliyor. Bu durumun tersi de mümkün.
Dr. Mahmudi, bu davranış anomalisini açıklamak üzere hem oran hem de farklılık kıyaslamalarına ağırlık veren bir oran-farklılık kuramı geliştirmiş. Kuram, sınırlı rasyonel bir karar vericinin alternatifler arasında yaptığı ayrımı daha doğru şekilde yakalamayı amaçlıyor.
“Bazı ekonomik problemlerin etkili şekilde çözülmesi için kişinin farklılıklar bağlamında düşünmesi gerekirken, diğerlerinin de oranlar bağlamında düşünülmesi gerekiyor” diyor Dr. Mahmudi. “Her iki düşünce tipi de gerekli olduğundan, insanların her iki tipi de geliştirip uyguladığını düşünmek mantıklı. Fakat insanların bu iki düşünme tipini yanlış uygulamasını beklemek de mantıklı; özellikle de bağlamda fazla deneyimleri olmadığında.”
Yapılan önceki çalışmalar, ör. 25 liralık veya 500 liralık bir üründe 5 lira tasarruf fırsatı sunulduğunda insanların genelde daha düşük maliyetli üründe tasarruf yapmaya çalıştığını göstermiş. İnsanlar, maliyetin tasarrufa olan oranı daha yüksek olduğunda daha fazla tasarruf ettiklerini düşünüyor. Aslında tasarruf edilen 5 lira, her iki üründe de aynı. Mükemmel veya uygun seçim ise göreli olmayan tasarruflara bakmak ve her iki üründe de 5 lira tasarruf etmek için eşit çaba sarf etmek olurdu. İnsanlar bu problemi çözerken farklılıkları kullanmalı ancak pek çok kişi, oransal düşünce uyguladığı için mantıksız karar veriyor gibi görünüyor.
“İnsanların bilişsel ve motivasyonel özellikleri ile organizasyonların işleme süreçlerinin ekonomik sistemlerin çalışmasını nasıl etkilediğini anlamak büyük önem taşıyor” diyor Mahmudi. “İnsanlar en yüksek faydayı sağlayamadığı veya piyasalar dengede olmadığından, taklit gibi pek çok ekonomik davranış gerçekleşiyor ve stok gibi pek çok ekonomik kurum bulunuyor. Bizim modelimiz, insanlar en yüksek faydayı sağlayamadığı için meydana gelen bir davranışın örneğini sunuyor.”
Model, finansal piyasaların yanısıra birçok endüstride de çeşitli davranışsal ekonomik deneylere uygulanabilir.
Yazar: Jeanne Hedden Gallagher/Rensselaer Politeknik Enstitüsü. Çeviren: Ozan Zaloğlu.