Beyin işte.
Bütün şu uzaylılar nerede? Bir çift psikoloğun söylediğine göre, sorun onlarda değil de bizde olabilir; çünkü dünya dışı medeniyetlerin belirgin işaretlerini kaçırıyor olabiliriz.
İnsan olmak tuhaf bir durum. Dünyadaki işlevimizi yerine getirmek için, beynimizin işlemesi gereken çok fazla bilgi var ve bazen önümüzde duran şeyi büsbütün kaçırıyoruz.
Bu görüşe ‘istem dışı körlük’ adı veriliyor ve bu, algı bilimcilerin şimdiye kadar keşfettiği en meşhur garipliklerden birisi; bunun sebebi kısmen, aşağıda da izleyebileceğiniz üzere, bu durumu bir videoyla göstermenin çarpıcı biçimde kolay olması:
Harvard Üniversitesinde çalışan Daniel Simons ve Christopher Chabris, bunu 1999 yılında dokunaklı bir biçimde göstermişlerdi: Eğer dikkatinizi bir işe verdiyseniz, epey çarpıcı şeyleri kaçırabilirsiniz; hatta bir goril kostümü giyen ve insanlarla dolu bir odada gelişigüzel şekilde dolaşan bir kadını bile.
İspanya’daki Cadiz Üniversitesinde çalışan iki psikolog, bu meşhur tuhaflıktan ilham alarak, bilim insanlarının niçin dünya dışı yaşamın herhangi bir işaretini hâlâ bulamadıklarını araştırmak amacıyla, bu goril testinin farklı bir türünü kullandılar.
Gabriel de la Torre ve Manuel Garcia, yeni tezlerinde şöyle soruyorlar: “Peki ya bu bilimsel görevi, insanların özellikleri ve biyopsikolojik yönleri etkiliyorsa?”
İkili, bu fikirlerini test etmek amacıyla 137 katılımcıyı algısal yetenekleri bakımından teste tabi tuttu ve üç soruluk bir sınav yaptı. Bu sorular, bir insanın sorularda kusur bulmadan hızlı cevap vermeye mi yatkın olduğunu (buna ‘sistem 1’ deniyor) yoksa bilinçli olarak düşünüp taşınarak zaman mı geçirdiğini (‘sistem 2’) belirlemeye yardımcı oluyordu.
Bu test ile birlikte kendilerinin dikkatini ölçen bir anketi de tamamlayan katılımcılardan, bu sefer gezegenimizin havadan çekilen fotoğraflarını görsel olarak taramaları ve binalar gibi yapay yapıları veya nehir ile dağ sırası gibi doğal öğeleri bulmaları istendi.
İşte goril burada devreye girdi; görüntülerden birinde küçük, 3 mm uzunluğunda bir goril bulunuyordu. Araştırmacılar, gizli şekli belirleme konusunda ‘sistem 2’ düşünürlerinin daha iyi olduğunu tahmin etmişlerdi fakat durumun böyle olmadığı ortaya çıktı.
Katılımcıların sadece yüzde 32.8’i gorili fark etti ve bunların neredeyse hepsinin, ‘sistem 1’ algı şekline sahip oldukları ortaya çıktı; yani araştırmacılara göre bu kişiler “daha düşünmeden hareket eden/sezgisel bireylerdi.”
Takım şu karara varmış: “Örneğin, dünya dışı kökenlerin radyo sinyallerini aramak gibi önceden belirlenmiş bir göreve merkezlenmek, diğer olasılıkları görmememize yol açabilir.”
“Görevde bulunan gorili bile kaçırabiliriz. Burada sorulması gereken soru, dünya dışı zekanın işaretlerini ararken kaçırmış olabileceğimiz kaç tane gorilin olduğu.”
Psikologlar, gökbilimcilere istem dışı körlüğü hatırlatmanın yanısıra, bu tez ile birlikte zeka barındıran uzaylı medeniyetlerinin yeni bir şekilde sınıflandırılmasını da öneriyorlar.
Araştırmacıların, ünlü Kardaşev ölçeğinden türettikleri kendi sınıflandırmaları da kısa ömürlü uzaylı toplumlarından, “çok boyutlu yolculuk ve karanlık maddeye hükmetme kabiliyetleri” sergileyen, fazlasıyla Star Trek tarzındaki seçeneklere kadar değişkenlik gösteriyor.
Bu çalışma, dünya dışı yaşam şekillerini tespit etme konusunda elbette yeni bir yöntem sunmasa da, ‘uzay gorilinin’ uzaylılarla olan muhtemel tanışmamızı engellemesi hakkında düşünmek eğlenceli bir şey; yine de uzaydaki yaşamı psikologlardan ziyade gökbilimcilerin bulması hâlâ daha muhtemel.
Ayrıca elbette, insanlığın ilk temâsının hâlâ gerçekleşmesinin başka bir sürü açıklaması olabilir. Belki bu sadece bir zaman meselesidir.
Belki uzaylılar bize sinyal göndermek için çok küçüktür ve mikroplara benziyorlardır. Ayrıca uzay araçlarımız şimdiye kadar herhangi bir mikropla da karşılaşmış görünmüyor.
Ya da bizden sürekli uzak duran zeki uzaylılar olabilir.
Veya çoktan ölmüş olabilirler.
Hatta bazı bilim insanları, uzaylılar bize mesaj gönderse bile onları görmezden gelmemiz gerektiğini, çünkü onların bize bazı kötü amaçlı evrensel yazılımlar gönderebileceğini düşünüyorlar. (Sanki gereksiz epostalar insanları keşfetmekten alıkoymuş gibi.)
Ancak her iki durumda da algısal kusurlarımızın farkında olmak, uzaylıları ararken kesinlikle faydalı olacaktır.
Tez, Acta Astronautica bülteninde yayınlandı.
ScienceAlert
Gelişmiş bir uygarlık kendinden daha az gelişmiş bir uygarlıkla bağlantı kurmaktan kaçınır, çünkü kendileri için tehlike görür. Sadece gizlice gelişmelerini takip eder. Ayrıca onlar uzay şartlarında nasıl yaşanması gerektiğini çok iyi bilen uygarlıklar olduğu için, kendinden az gelişmiş bir uygarlıkla bağlantı kurmaya gereksinimleri de olmaz.