“Bu konu, haklı olmak istemediğiniz türden bir şey.”
İklimbilimciler kırk yıllık uydu verilerini inceledi ve ilk defa, insanların mevsim sıcaklıklarını dengeden çıkardıklarına karar verdi. Araştırmacılardan birine göre insanlar, “mevsimlerin uygun adımla yürüyüşünü” değiştiriyor.
Hesaplanabilen belirsizlikleri ve iklim değişikliği inkârcılarını da dikkate alan çalışmanın yazarları, bu değişimlerin insanların etkisi olmadan, doğal olarak gerçekleşme ihtimalini “1 milyonda 5” olarak belirlediler.
İklim bilimciler de cinayet detektifleri gibi “parmakizi” dedikleri şeyleri arayarak delilleri inceliyorlar.
Dünya’ya ait yıllık ve on yıllık sıcaklık kayıtlarında, deniz kimyasında, Kuzey Kutup bölgesindeki hızlı değişimlerde ve daha fazlasında bulunan insan izlerini yıllar boyunca açıklığa kavuşturmuşlar.
Keşfettiklerine göre, Kuzey ve Güney Yarımkürelerin sıcaklık bölgelerinin üstündeki atmosferde, mevsimsel değişim hızı eşit değilmiş.
Herkesin bildiği üzere ısınma küresel olmasına rağmen, trofosferdeki yaz mevsimleri, kışlara göre daha çabuk ısınıyormuş. Fizik kanunlarına göre bu durumun sorumlusu sera gazları.
Çalışmadaki mevsimsel sıcaklık değişiklikleri için kullanılan uydu verileri ve bilgisayar modelleri, birbirleriyle çok fazla uyum gösteriyor. Hatta bu uyum o kadar fazla ki, yıllık ortalama sıcaklıkları belirlerken olduğundan bile daha fazla.
Çalışmanın baş yazarı ve Lawrence Livermore Ulusal Laboratuvarı’nda atmosfer bilimcisi olan Ben Santer, söz konusu sıcaklık sonuçlarını sahile vuran bir dalgaya benzetiyor.
Takım, 38 yıllık uydu kayıtlarındaki her yıl için aylık olarak düşük (çukur noktaları) ve yüksek (tepe noktaları) sıcaklıkları belirlemiş.
İlk yıllarda, “dalgalar” ufak boyutluymuş. Çalışmanın veri kümesinin sonunda, 2016 yılında dalgalar daha yüksek uçurumlarla ve çok daha yüksek tepe noktalarıyla gelmiş.
Perşembe günü Science bülteninde yayınlanan çalışmada, söz konusu ısınmayı insanlığa atfeden bulgular ile bu araştırmanın, ABD Kongresinde verilen ifadelerde nitelenme şekliyle arasında bulunan inatçı tutarsızlığa da dikkat çekiliyor.
Santer, daha önce hakem denetimli bültenlerde kongre oturumlarına atıf yapmıştı. Nature Scientific Reports bülteninde 2017 yılının Mayıs ayında yayınlanan bir makaleyi, o zamanlar ABD Çevre Koruma Dairesi Müdürü olan Scott Pruitt’in iddialarını incelemeye ayırmıştı.
Santer şöyle söylemişti: “Bana göre, doğru olmayan iddialar resmî kongre ifadesi seviyesine çıktığı ve Kongre Kaydı’nın parçası olduğu zaman, bu iddiaları ele almak önem taşıyor.”
Santer’in son tezi, iklim siyasetinin yoğun olduğu bir haftada çıktı. Birkaç Cumhuriyetçi milletvekili, karbon vergilerine karşı çıkan bir teklifi destekliyor, bir başka Cumhuriyetçi milletvekili ise geniş planlı bir karbon vergi tasarısı hazırlıyor ve Columbia Üniversitesi Küresel Enerji Siyaseti Merkezi’nin önderlik ettiği birkaç araştırma grubu ise, ABD’nin karbon dioksit yayımlarına uyguladığı fiyatlandırmayı analiz eden yeni senaryo çalışmaları yayınlıyor.
İklim modelleri, kusurlu olmalarıyla meşhur. Yazarlar, ısınma canlandırmasının gerçek sıcaklıkları aştığının bilindiğini, geçtiğimiz yıllarda bunun yoğun ilgi odağı olduğunu belirtiyorlar.
Araştırmacılar, muhtemel birkaç açıklamayı kısaca inceleyip, modellerin dünyanın ısınma hızını abarttığını belirten bazı bilimsel muhaliflerin endişelerini ise reddediyorlar.
Yazarlar bu konuda şöyle yazıyor: “Isınmanın abartıldığı iddiası, yalnızca, başka bir yerde test edilen iklim modelinin hassaslığında büyük bir hatanın mevcut olmasından kaynaklanıyor ve inandırıcı değil.”
Nihayetinde araştırmaya göre altı uydu veri kümesinden beş tanesi, küresel ısınma sinyalinin doğal gürültünün üstüne çıktığını gösteriyor. Yerin kilometrelerce üstünde meydana gelen değişimler, mutfak pencerenizden görülebilen bilmecenin birer parçası.
Oxford Üniversitesi İklim Araştırma Programı’nda doçent olan Friederike Otto şöyle söylüyor: “Mevsimsel döngünün değiştiğini gösteren pek çok gözlem mevcut. Ayrıca bunlar, ağaçların daha erken çiçek açmasıyla birlikte, günlük hayatta en fazla dikkat çeken şeylerden de bir tanesi”
“Fakat şimdiye kadar bunu, istatistiksel bakımdan yüksek bir anlam ile doğal değişkenlikten biçimsel olarak ayırmak zor olmuştu.”
Santer, bu çalışmanın bizlere genel iklim gidişatını nahoş bir şekilde hatırlattığını düşünüyor.
“Bulguların artması beni endişelendiriyor” diyor. “Bu konu, haklı olmak istemeyeceğiniz türden bir şey.”
Bloomberg