İşte, Avengers: Endgame Filmindeki O Büyük Dönüm Noktasının Ardındaki Bilim

2

(Dikkat! Serinin son ve bir önceki filmini izlemediyseniz okumayın)

Avengers: Infinity War (Yenilmezler: Sonsuzluk Savaşı) filminin sonunda, evrendeki insanların yarısı (kahramanlar ve kötüler de dahil), Thanos’un parmağını şıklatmasıyla yok olmuştu.

Peki, bu haftadan itibaren sinemalarda gösterime giren Avengers: Endgame (Yenilmezler: Son Oyun) filmi, onları geri getirmeyi nasıl deniyor?

Denenmiş ve onaylanmış bir senaryo hilesiyle: Zaman yolculuğuyla. Bir de, işin içine şaşırtıcı miktarda bilimsel jargon fırlatılmış; bunlar arasında kuantum mekaniği, Deutsch savları, özdeğerler ve tepetaklak edilmiş Möbius şeritleri bulunuyor.

Ancak film esnasında duyduğunuz her şeyin, bazı çılgın film yazarlarının zihinlerinde oluştuğunu zannetmeyin. Endgame filmindeki zaman yolculuğu kavramlarının pek çoğu, en azından ismen; son zamanlardaki bilimsel kuram, canlandırma ve tahminlerle ilişkili.

Haydi gelin hep birlikte kuantum zaman yolculuğunun bilimine dalış yapalım ve özdeğerlerin, evreni gerçekten kurtarıp kurtaramayacağını tartışalım. Fakat bizden söylemesi: Filmi izlemediyseniz, fazla olmasa da ölçülü miktarda spoiler (sürprizbozan) var.

Zaman yolculuğu 101

Filmin kilit öncülü, evrenin yarısında meydana gelen ölümleri geriye döndürebilecek tek şeyin; bu ölümlere sebep olan şey olması: Yani, kuvvetli Sonsuzluk Taşları.

Ancak ortada bir sorun var; Thanos bunları şimdiki zamanda yok etmiş. Bu yüzden bu taşlar, sadece geçmiş zamanda mevcut. Takımın geriye kalan üyeleri, onları geri almak için, zamanda birkaç farklı konuma geri gitmek zorunda kalacaklar.

Zaman yolculuğu gerçekten mümkün mü? Albert Einstein, Özel Görecelik Kuramı‘nı 100 yıldan fazla bir süre önce ortaya attıktan beridir, zamanda ileriye gitmenin nispeten kolay olduğunu biliyoruz.

Tek yapmanız gereken şey, ışık hızına yakın bir hızda hareket etmek. Böyle olunca; yaşam süreniz içerisinde, kuramsal olarak milyonlarca ve hatta milyarlarca yıl ileriye yolculuk edebilirsiniz.

Fakat tekrar geri dönebilir misiniz? Bunu yapmak çok daha zor görünüyor. İşte, bu konudaki zorluk ve muhtemel çözümlerden birkaçı.

Dede ikilemi

Zamanda geriye gitmek, gerçeklikte bariz mantıksal uyumsuzluklara sebep olabilir; şu meşhur dede ikilemi gibi.

Eğer zamanda geriye giderseniz ve dedenizi o gençken öldürürseniz, o zaman asla doğamazsınız; fakat doğmadıysanız, o halde geriye nasıl gittiniz ve onu öldürdünüz?

Yaşlılara saygısızlık etmek, sizin için pek iyi sonuç vermez.

Bilim insanlarının, bu zaman döngüleri hakkında bazı kuramları var (fizikçiler, bunlara zaman benzeri kapalı dönemeçler diyor). Bazı kuramlar, bu gibi döngülerin fiziksel yönden imkansız olduğunu ve bu sebeple zamanda asla geriye gidilemeyeceğini belirtiyor.

Ancak biliyoruz ki; ayrıca Einstein sağolsun, dönen kara delikler hem uzayı hem de zamanı bükebiliyor. İşte bu yüzden, alınan ilk kara delik görüntüsündeki kara deliğin bir tarafı, diğer tarafından daha parlak.

Filmdeki zaman yolculuğu

Filmde, karakterler ilk önce; Geleceğe Dönüş ve Terminatör serileri gibi, kendi geçmiş ve geleceğinizi değiştirmenin mümkün olduğu diğer birçok zaman yolculuğu filmiyle dalga geçiyorlar.

Endgame ise bunun yerine; geçmişte yapılan herhangi bir değişikliğin, tamamen yeni bir evrenin oluşmasına yol açtığı ve sözde birden fazla zaman tünelinin bölünüp dallara ayrıldığı, alternatif gerçeklik fikriyle devam ediyor. Fizikte bu kurama Çoklu Dünyalar Kuramı deniyor.

Yenilmezler bu sorundan kaçınmak için, taşları geçmişteki zaman tünellerinden ödünç almayı ve onları bugün kullanmayı; onlarla işleri bittikten sonra da, onları tamamen aynı ana geri bırakmayı planlıyorlar. Peki bu işe yarar mı?

Bir zaman yolculuğu kuramına göre; geçmişte gerçekleşen değişimler, gelecekte birden fazla zaman tüneline yol açıyor.

Kuantum mekaniği gelsin

Filmde, kuantum mekaniğinden birçok kez bahsediliyor ve aslında, kuantum zaman yolculuğu hakkında ortaya çıkan pek çok kuram bulunuyor; bunların arasında, dede ikilemini çözmesi muhtemel olan bazı kuramlar da var.

Kuantum mekaniğinde; atomik parçacıklar, daha çok belirsiz olasılık dalgaları gibi bir şey. Bu yüzden, mesela bir parçacığın tam olarak nerede olduğunu ve hangi doğrultuda hareket ettiğini asla aynı anda bilemiyorsunuz. Yalnızca, onun belli bir olasılıkta belli bir yerde olabileceğini biliyorsunuz.

Filmde de bahsedilen ve İngiliz bir fizikçi olan David Deutsch, bu fikri Çoklu Dünya kuramıyla birleştirmiş ve eğer her şeyi olasılık kuramıyla ifade ederseniz, dede ikileminin kaybolabileceğini göstermiş.

Parçacıklar gibi, zamanda geriye giden kişinin de nedensellik döngüsünü kırma ve dedesini öldürme olasılığı yalnızca belli bir miktarda. Bu durum, sanal ortamda başarıyla canlandırılmış.

Bunlar biraz garip görünüyor olabilir ve ayrıca, filmde kullanılan terimlerden bazıları her ne kadar biraz beklenenden iyi görünüyor olabilse de; gerçek kuantum biliminin, film yapımcılarının tahmin edebileceğinden çok daha acayip olduğundan emin olabilirsiniz.

Göstermelik teknik terimler

Zaman yolculuğu kuramı sahneleri (filmde birkaç tane var); bazıları yersiz, bazıları da doğru kullanılan teknik terimlerle doldurulmuş.

Şimdi, filmde duyduğumuz ve zaman yolculuğuyla ilgili olan bu terimlerden bazılarına bakalım ve biraz yargı dağıtalım:

Özdeğerler: Karakterler Tony Stark ve Bruce Banner, zaman yolculuğuna olan yaklaşımlarını tartışırken özdeğerlerden bahsediyorlar. Bu çok büyük ihtimalle, filmin matematiğinden bahsedilirken göstermelik olarak yapılmış çünkü özdeğerler, lineer cebirde epey düşük seviyeli (temel) bir kavram.

Yargı: Bir matematik gevelemesi vakası

Planck ölçeği: Planck ölçeği, tümüyle, çok küçük şeylerle ilgili. Planck uzunluğu, zaman ve kütle; fizikte kullanılan temel birimler. Bir Plank uzunluğu, 1.616 ×  10−35m. Çok ufak.

Işık, bir Planck zamanı biriminde bu kadar mesafe katediyor; ki zaman bakımından da çok küçük. Filmin kuantuma dayalı zaman yolculuğu hakkında olduğu göz önüne alındığında, Planck ölçeklerinden bahsetmek konuya çok uzak görünmüyor.

Yargı: Planck doğru bir nokta.

Tepetaklak Möbius şeridi

Bu zaman yolculuğu jargonunda, bir Möbius şeridini ters çevirmek de tartışılıyor. Normal bir Möbius şeridi, sadece tek tarafı olan bir yüzeydir. Bir kağıt şeridi alıp, onu bir kez büküp birbirine yapıştırarak siz de bir tanesini kolayca yapabilirsiniz.

Möbius şeridi, bir dizi ilginç matematiksel nitelik barındırmasına rağmen; zaman yolculuğuyla olan teknik ilişkisi pek sağlam değildir ve dede ikilemini açıklamaya yönelik bazı yüksek seviyeli girişimlerin ötesinde yer alır.

Yargı: Kuramı biraz bükmüşler.

Bir Möbius şeridi. (Wikimedia/David Benbennick/CC BY-SA)

 

Hüküm

Bilimsel bir açıdan bakıldığında, zaman yolculuğu konusunda bu kadar ağır bir senaryo temeli olan yeni bir film görmek ilgi çekici bir durum. Ayrıca film, hem teknik terimlere hem de çeşitli zaman yolculuğu senaryolarına doğrudan dalarken, üstüne pek fazla yumruk çekmiyor.

Bazı matematiksel terimlerin gösteriş için orada bulunduğu aşikar olsa da; senaryo, zaman yolculuğu hakkında şu anki yüksek seviyeli düşüncelere bağlı kalmak için makul bir çaba gösteriyor; bir noktaya kadar.

Zaman yolculuğu, belki de yerine getirmesi en uzak, en büyüleyici bilimsel kavramlardan biri. Bu yüzden; uçabilen, atom altına kadar küçülebilen, evrenleri yok edebilen ve gerçekliği değiştirebilen süper kahramanların bulunduğu bir filmde sahip olduğu önem de, tam yerinde belki de.

 

 

 

 

Michael Milford, Peter Stratton – The Conversation

2 YORUMLAR

  1. Brnim merak ettiğim daha önce bunu yapmış olan dr strange tanosu neden bir zaman diliminde sıkıştırmadı. Kendileri zaten fizik kurallarına aykırı davranan süper kahramanların, geçmişe gitmeleri hiç de garip olmaz. Madem gidebiliyorlar. Bu kadar yaşanmışlığın başlarına gidip neden hiçbir şey yaşanmadan herşeyi düzeltmiyorlar :)

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz