Daha nazik ve daha misafirperver olmak lazım.
İstilacı türler illa kötü olacak diye bir şey yok. Gerçekten. Sıklıkla, zararlı böcekler ya da erozyon gibi, özellikle insan kaynaklı sorunları çözmeleriyle bilinirler, kendilerini asıl yerleşim yerlerinden uzakta, yeni bir yerde bulan bitkiler ve hayvanlar, aslında üzerine yerleştikleri ya da koloni kurdukları her şeyi yok etmek için fiilen bir gayret göstermiyorlar. Sadece, yaşayan canlıların yaptıkları gibi büyüyor ve gelişiyorlar.
Ancak yeni evlerinde doğal yırtıcıların bulunmaması, onların çok miktarda ya da çok hızlı büyümelerine olanak tanırsa, bu yaratıklar kendileri zararlı hale gelebilirler. Sonra da, biz insanlar, onları aynı şekilde kökünden söküp, avlıyor, akşam yemeği olarak yiyoruz ya da kasten uçuk suşları ile enfekte ediyoruz.
İstilacı türlerle ilgili en çok duyduğumuz şeylerdir bunlar ve ortaya çıkan biyo-çeşitlilik kaybı da hafife alınmamalıdır. Fakat bazı durumlarda, yerli olmayan türler aslında hak etmedikleri, kötü bir damgalanmaya maruz kalıyorlar. Bazen zarar verdiklerinden daha çok fayda sağlıyorlar.
Wilmington’daki Kuzey Carolina Üniversitesi’nden araştırmacılar, Ulusal Bilimler Akademisi Bildiriler Kitabında geçtiğimiz günlerde yayınlanan bir çalışmada, on yıllar önce Japonya’dan yayılan yosun, Gracilaria vermiculophylla’yı incelediler- muhtemelen istiridye ihracatı ile birlikte baktılar.
Kumun üzerinde, saçılmış, kıvrımlı saç kümeleri gibi görünen yosun, agar malzemesini (çorba, dondurma ve jöleli yiyeceklerde kıvam artırıcı) oluşturmak için kullanılır-aynı zamanda bazı alanlarda balık ağlarını ve tekne pervanelerini kirletmek konusunda bir miktar üne sahiptir. Aynı zamanda daha parlak ta bir yanı var.
Kuzey Carolina Sahili’ndeki çamur tabakalarında, yosun görünümünü inceleyen çalışma yazarı ve doktora öğrencisi Aaron Ramus, istilacı türlerin aslında çamurda yaşayan omurgasızlar da dahil olmak üzere yerli yaratıklar için bir yaşam alanı sağladığını tespit ettiler. Aynı zamanda, bölgedeki balıkçılar için hayati önemi olan genç yengeçler, karides ve balıklar için de barınak sağlıyorlar.
“Tüm istilacı türlerin iyi olduğunu söylemeye çalışmıyorum. Ancak tüm istilacı türler kötü değil, insanların bunu kabul etmesi bizim için yararlı olabilir, “diye ekliyor Ramus.
İstilacı algler olmadan, yer yer yosun, istiridye ve diğer yerleşim yeri oluşturan hayvan veya bitki türlerinin çoktan kaybolduğu çamur tabakaları-aksi halde çıplak kalırdı.
Danimarka’da yapılan benzer bir araştırma,Gracilaria vermiculophylla’nın, diğer yerleşke ya da yerleşim yeri oluşturan türlerle birlikte bulunabildiğini, yerli midye ve yosun üzerinde çok az etkisi olan ve yerel omurgasız hayvanlar için daha fazla yerleşim yeri sağlayarak hareket edebildiğini keşfetti.
Bu, tüm istilacı türlerin sadece olumsuz tarafları olduğu anlamına gelmez. Guam’da, kahverengi ağaç yılanları, yerel kuş popülasyonunda bir parça azalmaya neden oldu. Gölde ve batısındaki nehirlerde bulunan zebra midye, boruları tıkadı ve temel altyapıyı yıktı -bu birçok örnekten sadece iki tanesi. Ancak yerli olmayan tüm türlerin kötü olmadığını unutmamak lazım.
“İstilacıların etkileri, istilanın içeriğine bağlıdır. Ramus, “istilacı türlerin etkileri, olumsuz etkiler öngörülmeden önce daha çok araştırılmalıdır, çünkü faydaları da olabilir,” dedi.
Bu nedenle yerli olmayan türlerden nefret etmekte aceleci olmayın. Bazen de bazı işleri hallederler.