Kadın Psikopatlar Tamamen Farklı Bir Tehlike Oluşturuyor. İşte Sebebi

1

Karanlığın birçok yüzü vardır.

Xanthe Mallett, Adlî suçbilimci, Newcastle Üniversitesi

Çoğumuz, psikopat kelimesini duyduğumuzda şiddet sergileyen, baskın erkekleri düşünürüz. Filmlerde bulunan birçok psikopat erkek canavar, bu meseleyi aydınlatıyor. Otomatik Portakal‘daki Alex’i veya Amerikan Psikopatı‘ndaki Patrick Bateman’ı düşünün.

Ancak bazı kadın örneklerimiz de var: Ölüm Kitabı filmindeki Annie Wilkes’ı ve Alex Forrest’ın Öldüren Cazibe filmindeki psikopat suç karakterini kim unutabilir? Bu korkutucu ve kurgusal ölümcül kadınlar aramızda yaşıyorlar fakat ender bulunuyorlar. Genelde, psikopatların erkek olmasını bekliyoruz.

Yapılan araştırmalar, kadın psikopatların erkek psikopatlardan muhtemelen daha az olduğuna işaret ediyor. Bu doğru olabilir. Ancak, bu kişilerin toplumda farkedilmemesine sebep olan davranış farklılıkları, kadınlardaki gerçek psikopatlık oranının yetersiz değerlendirilmesine yol açan bir etmen bileşimi niteliği taşıyabilir.

Kadın psikopatların da erkek emsalleri kadar tehlikeli olabildiğini bilmekte fayda var.

Psikopatlık nedir?

Psikopatlık, bir miktar anormal davranış özelliği ve duygusal tepkiyle açıklanan bir kişilik bozukluğudur. Bunlar arasında empatiden, suçluluk ve pişmanlık duygularından yoksunluk, çıkarı için başkalarını kullanmak ve yalancı olmak yer alır. Psikopati sahibi insanlar genellikle sorumsuzdur ve kanunlar ile sosyal düzenleri önemsemezler.

Psikopatların bu davranışları sık sık yanlarına kâr kalır çünkü görünüşte epey sevimli olabilirler. Bu kişiler, insan davranışlarını çok iyi gözlemlerler ve sevgi, endişe, pişmanlık ve diğer duyguları yeterince iyi şekilde taklit edebilir, bu sayede tespit edilmeden hayatlarına devam ederler.

Mevcut düşünce, psikopatların davranış kalıplarının, doğum esnasında beyin yapılarında gerçekleşen değişimlerden kaynaklandığını ileri sürer. Geçenlerde Harvard Üniversitesinde yapılan bir çalışmada, bu kişilerin beyinlerinin farklı şekilde yapılandığı ve bu durumun şiddete veya tehlikeli faaliyetlere yol açabileceği gösterildi.

Araştırmacılar, beyin bölgeleri arasındaki faaliyet ve bağlantıların dürtüsellik (dürtülere hakim olamamak) ile ilişkili olup olmadığına karar vermek amacıyla MRI taramaları kullandılar ve psikopatlık değerlendirmesinde yüksek puan alanlar ile normal insanlar arasında farklılık gösteren seçimlere değer atadılar.

Taramalar, psikopatların psikopat olmayanlarla karşılaştırıldığında kısa vadeli kazançlara dayalı, ileriyi göremeyen dürtüsel kararları daha fazla verdiklerini ve onları bu türden kötü kararlar vermeye yönlendiren şeyin kendi beyin yapıları olduğunu gösterdi.

Buna empatiden yoksun olmayı da eklediğinizde, sanki şiddet ve tehlikeli davranışlar bir psikopatın kısa vadeli hedefine ulaşmasına yardımcı olacakmış gibi, bu yolu seçiyorlar. Psikopatik özelliklerin oluşmasında, genetiğin en azından kısmen pay sahibi olduğuna dair bulgular da mevcut. Esas itibarıyla psikopat olunmuyor, psikopat doğuluyor.

Vaka çalışmaları

Belirli vaka çalışmaları, kadın psikopatların gerçek hayatta nasıl sahneye çıktığını gösteriyor. “Amy”, cinayetten müebbet hapse mahkum olan 20 yaşında bir kadın. Kendisine, psikopatik özellikler ile antisosyal kişilik bozukluğu teşhisi konmuş.

Amy, uç noktada psikopatik eğilimlere sahip olma tanımına uyuyor. Ergenlik yıllarında, evden kaçmak ve uyuşturucu kullanmak gibi antisosyal davranışlar gösteriyormuş. Cinayet suçundan mahkum olmadan önce Amy’nin çok sayıda dolandırıcılık ve saldırı suçu bulunuyormuş.

Amy’nin vakasını değerlendiren yazarlar, Amy’yi yalancı ve kibirli olarak tanımlayıp, çok daha fazla şeyi hakettiğini düşündüğünü söylüyorlar. Kendisi ayrıca, empati ve suçluluk duygusundan son derece yoksun, yaptıklarından hiçbir sorumluluk üstlenmeyen biri olarak tanımlanmış.

Amy, etrafındaki kişilere fiziksel ve sözlü şiddet uyguluyor, zorbaca davranışlar sergileyerek savunmasız mahkumlara saldırıyormuş. Belki de en çarpıcı olanı, Amy’nin çok hükmedici olduğunun, bazen istediğini almak için cinsel çekiciliğini kullanarak, çoğu zaman diğerlerinin üzerinde kontrol ve güç kazanmaya çalıştığının belirtilmesi.

Kadın psikopatlar

Araştırmalar her ne kadar sınırlı olsa da, kadın psikopatların kendi çıkarları için başkalarını kullanan ve idare eden, kurnaz, yalancı, istismarcı, yaptıkları için sorumluluk üstlenmeyen ve tabii ki empatiden yoksun insanlar olduklarını ileri sürüyor. Hapisteki kadınlar üzerinde yapılan çalışmalar, psikopatik kadınların psikopatik özellikleri bulunmayan kadınlara göre daha erken yaşta suç işlediklerini öne sürüyor.

Bu kişiler geçmişte zorbalığa maruz kalmış olabilirler ve bu kişilerin kişilik özellikleri, ergenlik yaşlarında oluşmaya (veya en azından belli olmaya) eğilim gösterir.

Kadın psikopatların işlediği suçlar birçok sınıfa ayrılır; soygun, uyuşturucu suçları, saldırı gibi. Diğer kadın tutukluların geçmişlerinde genelde sadece tek suç bulunuyor. Ayrıca psikopatik olmayan kadınlarla karşılaştırıldığında, psikopatik suçluların motivasyon kaynakları sıklıkla güç, hakimiyet veya kişisel kazanç oluyor.

Kadın psikopatların tekrar suç işlemesi de, psikopatik eğilimlere sahip olmayanlara göre daha muhtemel.

Bu özelliklerin birçoğu erkek psikopatlar için de geçerli. Ancak arada bazı farklılıklar var. Çalışmalar, psikopati sahibi kadın tutukluların genel hapisane nüfusunun yüzde 11-17’sini oluşturduğunu, erkek benzerlerinin ise yüzde 25-30 oranında olduğunu gösteriyor.

Bunun sebebi, kadın psikopatların fiziksel şiddetten ziyade ilişkisel veya sözlü saldırganlık sergilemeye daha yatkın olmaları ve bu yüzden erkek psikopatlara göre daha az şiddet suçu işlemeleri olabilir. Bu durum, psikopati sahibi kadınların cinayet işlemesinin, psikopatik olmayan kadınlara göre daha az muhtemel olmasını açıklayabilir. Kulağa ilk başta şaşırtıcı geliyor.

Kadın psikopatlar ayrıca kıskanç ve parazitsel olabilirler, destek kazanmak için tehdit ve baskı kullanarak diğer insanların üzerinden geçinmeyi kendilerinde hak görebilirler.

Bu yüzden, kadın psikopatların hepsi Öldüren Cazibe filmindeki Glenn Close’un karakteri gibi olmasa da, kadın psikopatlar kesinlikle var ve erkek emsalleri kadar vahşi, kurnaz ve planlı olabilirler. Ancak bunlar, kendi psikopatlıklarını daha örtülü ve hileli şekillerde sergiliyorlar. Yani gerçek tabiatları nadiren tespit ediliyor.

 

 

 

 

The Conversation

1 Yorum

  1. Yani normal olan her insan da biraz da olsa psikopatlık vardır. Unutmadan; Misery (Ölüm Kitabı). Ağır temposuna bakmadan bu filmi mutlaka herkes izlemeli, gerilim, korku, psikoloji vs. hepsi var!

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz