Bu gen araştırmacılardan yıllarca kaçmış.
İnsanlar kedileri 9.000 yıldan daha uzun bir zamandır evlerine alıyor. Kedi yoldaşlarımızı, yine muhtemelen bu kadar süredir yetiştiriyoruz. Kedi yetiştiricileri ise tekir çizgiler gibi istenen bir kürk deseni elde etmek için hayvanların nasıl eşleştirilmesi gerektiğini uzun zamandır biliyor. Fakat biyolojik bir bakış açısından, bu desenlerin nasıl ortaya çıktığı uzunca bir süre bulunamamış.
Dün yayımlanan bir çalışmada ise genetikçiler, evcil kedilerde bulunan bir genin cenindeki gelişim sürecinde bazı değişimleri tetiklediğini ve böylelikle kedilerin o meşhur tekir çizgilerini meydana getirdiğini keşfetmişler. Dkk4 isimli bu gen, gelişmekte olan kedi embriyosunda cildin kalın ve ince bölümlerinden meydana gelen bir “ön desen” oluşturuyor. Bu ön desen, daha sonra kedinin kürkündeki çizgi desenlerini ortaya çıkarıyor. Dkk4 geninin daha fazla ifade edildiği kalın bölgeler sonrasında koyu renkli kürkle kaplanırken, Dkk4 ifadesinin daha düşük olduğu ince bölgeler ise daha açık renkli kürkle kaplanıyor. Araştırma takımı ayrıca bu kalın-ince cilt çeşitliliğinin, embriyolarda kıl kökleri bile gelişmeden önce ortaya çıktığını da fark etmiş. Araştırmacıların bulguları, dün Nature Communications bülteninde yayımlandı.
Yeni çalışmanın eş yazarı ve genetikçi Gregory S. Barsh, kedilerdeki kürk gelişiminin “gerçekten de çözülmemiş bir gizem” olduğunu söylüyor. “Bulguların, desen oluşum sürecine hangi moleküllerin yön veriyor olabileceğini gösteren ilk işaretlerden biri olduğunu düşünüyoruz.”
Araştırmacıların bulduğu Dkk4 varyantı, farklı kürk desenlerine yol açıyor. Bu genin Habeş kedilerinde ortaya çıkan mutasyonları, “noktalı” şeklinde bilinen bir kürk desenindeki daha kısa, daha ince renk vuruşlarını meydana getiriyor.
Harvard Üniversitesinde evrim biyoloğu olan Hopi E. Hoekstra, “Bu çok hoş bir çalışma” diyor The New York Times gazetesine. Hoekstra, geçmişte Barsh ile beraber çalışmış fakat yeni araştırmada yer almamış. “Gelişim biyolojisindeki en temel sorulardan birini, kürklerin nasıl oluştuğu sorusunu daha iyi anlamamızı sağlıyor.”
Yazarların aktardığına göre evcil kediler kolayca bulunabildiklerinden ve kendileri hakkında bir sürü genom bilgisi bulunduğundan, renk desenlerinin araştırılması ve incelenmesinde kullanışlı bir model oluşturuyorlar. Bilim insanları ayrıca mercek altına aldıkları kürk tiplerinin, “evcil kedi ırklarında görülen desen çeşitliliğinin yalnızca bir bölümünü” temsil ettiğinden de bahsediyor.
Fakat söz konusu tekir bulguları, evcil kedilerin ötesindeki kürk desenlerini de açıklayabilir. Bilim insanları bu genetik işleyişin kaplanlar, leoparlar ve çitalar gibi diğer büyük kedilerde bulunan güzel desenleri açıklamaya yardımcı olabileceğini düşünüyor.
Brezilya’daki Rio Grande do Sul Papalık Katolik Üniversitesinde çalışan genetikçi ve kedi uzmanı Eduardo Eizirik, “Evcil kedilerin iyi bir model olabileceğini birkaç yıldır söylüyorduk” diyor. “Genin bulunması bile önemli bir katkı çünkü bu gene, artık diğer türlerde de bakabiliriz.”
Barsh ise açıklamasında şöyle söylüyor: “Gelişmekte olan kedilerdeki cilt kalınlığının kürk desenine nasıl dönüştüğü, çalışmamızda henüz cevabını bulmamış büyük sorulardan biri. Ön desen oluşum süreci, deseni gelişimin sonraki aşamasında yürürlüğe koyan sürece nasıl bağlanacak? Bunu etkin bir şekilde çözmeye çalışıyoruz.”
Yazar: Hannah Seo/Popular Science. Çeviren: Ozan Zaloğlu.